Sayfa Yükleniyor...
Genç karikatürist Nihat Akburak karikatürle olan yolculuğunu anlattı. Akburak “Mizahı seviyorum. Üniversiteye gelince mizahla çizgiyi birleştirmeye karar verdim” diye konuştu
ONURHAN ALPAGUT/ÖZEL HABER
Genç Karikatürist Nihat Akburak geçtiğimiz günlerde Ayten ve Mevlüt Kaplan Kültürevi’nde sergisini gerçekleştirdi. Sergiye gösterilen ilgiden oldukça memnun kaldığını belirten Akburak, çizgiyle olan hikayesini anlattı. İlkokuldan beri çizgilere ilgi duyduğunu aktaran Karikatürist Nihat Akburak’ın ilk çizimleri defter kağıdı üzerine hayvan figürleri ve dövüşçüler olduğunu belirtti. Dövüş figürlerine olan ilgisinin izlediği filmlerden kaynakladığını söyleyen Akburak, “Dövüşçü figürleri çizip arkadaşlarıma ‘Hangisi kazanır?’ diye sorardım. Lisede defterlerim hep çizgi doluydu. Özellikle matematik defterim. Sürekli şakalar yaparak dersleri kaynatmaya çalışırdım. Mizahı seviyorum. Üniversiteye gelince mizahla çizgiyi birleştirmeye karar verdim. Sözlü şaka yapmak yerine bunu çizgilerle anlatmaya karar verdim. Karikatür maceram bu şekilde başlamış oldu. Çizgiler bana hep sınırlandırmayı hatırlatır. Çizgileri insanlar hep bir yeri bir yerden ayırmak için kullandı. İki ülkeyi bir birinden ayırmak için hayali çizgiler çizmekle başladılar sonrası da geldi. Ben ise o çizgileri eğip bükerek insanları güldürmek ve düşündürmek için kullanıyorum. Bazı konularda yeterince farkında değiliz. Benim çizgim mizahı kullanarak insanların bir duruma ilgilerini toplamak ve farkındalıklarını artırmak yönünde” diye konuştu.
İYİ ESPİRİ İÇİN İYİ GÖZLEM
Karikatürde kullanıldığı esprileri nasıl bulduğuna da değinen Akburak, “İnsanlar bunu genelde yemek tarifi yapmak gibi, tarif bekliyorlar. Şunu söyleyebilirim; iyi bir gözlem yapma yeteneği gerekiyor. Yeteneği diyorum çünkü gözlem yaparak durumdan mizahi yön çıkartmalısınız. Sadece gözlemi, zaten belli bir oranda her gün herkes yapıyor. Mesela otobüste üzgün ve yorulmuş bir yüz ifadesiyle oturanlara bakıp yer vermelerini bekleyen teyze tek başına dramatik olabilir ama onun otobüse yetişmek için 100 metreyi 9 saniyede koştuğunu da gözlemlersek o zaman mizahi yönü de ortaya çıkıyor. Genelde zıtlıklardan mizah çıkıyor. Böyle bulunuyor espriler. Bazen espri bulma konusunda tıkandığımızda oluyor. Bazen spesifik ve dar bir konuda birden fazla karikatür çizmek durumunda kalıyoruz. Zamanımız kısıtlı olabiliyor mesela. Kısıtlı zamanda tıkanabiliyor insan. Daha önce üzerine hiç düşünmediğiniz bir konuda çizim yapmanız beklenirse güzel bir karikatür çıkma olasılığı azalıyor. Tüketmesi 5 saniye alan karikatürlerin çizimi ve planlanması uğraşı gerektiren bir iş. Bu durumlar haricinde kendi adıma çok tıkanmıyorum diyebilirim. Çünkü olaylara mizahi bakmayı zaten seviyorum. Dolayısıyla onları çizgiye dökmek kalıyor” dedi.
GENÇ ÇİZERLERE TAVSİYELER
Genç karikatüristlere tavsiyelerini sıralayan çizer Akburak, “Kesinlikle çizmeye devam etsinler öncelikle. Bir süre sonra yayınlanacak yer bulamayınca sıkılma durumu olabiliyor. Üretmek çok önemli. Elinizde ürününüz bulunmalı. Ondan sonra insanlarla buluşturabilirsiniz. İyi araştırma yapmalılar. Belediyelerin karikatür atölyeleri oluyor orda çizgilerini geliştirebilirler. Onların çizimlerine yer veren gazeteler var onlarla iletişim kurmalılar. Artık sosyal medyayla birlikte herkesin kişisel medyası var. Orda yayınlayabilirler. Yani imkanlar çok. Yeter ki üretsinler. Üretim şart” ifadelerini kullandı. “Karikatürün çeşitleri vardır. Kimisi sadece güldürü amaçlar. Kimisi sadece düşündürür. Kimisi ise klasiktir ama hem güldürür hem düşündürür” diyen Akburak, “Bu, çizerin tercihi ve becerisine bağlı bir konu. Günümüzde en çok rağbet gören karikatürler sadece güldürü için çizilen karikatürler. Karakterlerin bir duruma komik yüz ifadeleriyle tuhaf tepkiler vermesiyle oluşuyor bunlar. Bu tarz karikatürler vücutlara dövme bile yaptırılıyor o kadar popüler haldeler. Bir teması olan, bir konuda duyarlı olmaya çağıran karikatürler ise maalesef o kadar popüler değiller. Dolayısıyla gelecekte nasıl olur bilmiyorum ama farkındalık kazandıran karikatürlerin de ilgi görmesini umuyorum” dedi.
TÜRK TOPLUMU MİZAHI SEVİYOR
Türk toplumunun karikatüre ilgisinin yoğun olduğunu dile getiren Akburak, “Bir durumun pratik tarafını bulmaya çok yatkınız. Dolayısıyla bir konu hakkında sayfalarca kitap okumak yerine bir karikatürle tüm olayı anlatma ve anlama durumu daha cazip gelebiliyor. Türk insanı mizaha da çok yatkın olduğundan karikatüre ilgi duyuluyor. Toplumsal önemi de çok büyük bence. Çünkü göz ardı edilen ve yeterince önemsenmeyen konulara farkındalık kazandırmanın en pratik ve ilgi çekici aracı karikatürdür. Karikatüre teşvik anlamında yapılabilecek birçok şey var. Fakat karikatür sanatı yeterince önemsenmiyor. İzmir de bazı belediyeler karikatür atölyeleri düzenliyor. Bu çok önemli bir durum. Bunlara yeni belediyeler katılmalı. Gazetelerde mizah sayfaları yer almalı. Mizah sayfalarıyla gazeteler daha ilgi çekici hale gelir. Köprü altları ve alt geçitlerde boyasız duvarlar yerine karikatürler çizilebilir. Yani sanatı sokağa indirmeliyiz ve insanlarla buluşturmalıyız” diye konuştu. Karikatüristlerinde diğer sanatçılar gibi bir takım sorunlar yaşadığına dikkat çeken Akburak, “Bunların başında sansür geliyor elbette. Genelde politik konulara değinen çizerler bu konuda çok sıkıntı çekiyor. Benim çizimlerim daha çok güldürü ve toplumsal farkındalıklarla ilgili. Dolayısıyla bu kısıtlamaya henüz maruz kalmadım. Kişiye ve kurumlara hakarete varan çizimleri pek sevmiyorum. Eleştiri içerecekse kırmadan ve ince bir mizahla yapılmalı diye düşünüyorum. Karikatür zaten nükteli bir sanat. Dolayısıyla en ufak eleştiriyi sansürlersek sanatı kısıtlamış oluruz” dedi.
Haber Merkezi