Çözüm, sorunun varlığını kabul etmekle başlar

Sorunların çözümlenmesinin tek yolunun sorunları inkar etmek ya da görmezden gelmek yerine kabullenmekten geçtiğini belirten Yazar Nevzat Süer Sezgin, çocuk edebiyatında düş gücünün canlandırılmasına önem verilmesi gerektiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 03.08.2017 06:34
  • Güncelleme Tarihi : 03.08.2017 06:34
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Çözüm, sorunun varlığını kabul etmekle başlar

NİLGÜN TAZE-ÖZEL HABER 

Çocuk edebiyatı, ne yazık ki Türkiye’de ihmal edilen ve yeni yeni keşfedilmeye başlayan bir edebiyat kolu. Çocukların dilsel zekası çok erken yaşlarda gelişmeye başladığı halde, bunun ilköğretim veya ortaöğretim çağında ortaya çıkmasının beklenmesi insanların algısının çocuğun yeteneklerinin kendiliğinden ortaya çıkmasını beklediğini gösteriyor.

Çocuk ve gençlik edebiyatındaki sorunlar yumağına bakıldığında ilk akla gelenin eğitim sisteminin kendisi olduğunu ifade eden Yazar Nevzat Süer Sezgin, “Günümüzde bu temel nedenin doğurduğu sorunların birçok yan nedenleri kendiliğinden oluşmuş ve adeta kemikleşmiş ve yeniden yapılandırılması çok zor bir oluşum yaratmıştır. Her neden bir sorunu yaratırken beraberinde diğer sorunlarında oluşmasına katkı koymakta ve sorunlar karmaşık bir yumak haline gelmektedir. Sebepler sonuçları, sonuçlar sebepleri beslemeye devam etmekte ve yumak her geçen gün biraz daha büyümektedir. Aile yapıları, toplumsal ortam, yayınevleri, yazarlar, ressamlar, kitap evleri, edebiyat dergileri, gibi başlıklar altında sıralanabilir” dedi.

ÇOCUK EDEBİYATI

Çocuk ve gençlik edebiyatı alanında pedagojik formasyon sahibi, çocuk kültüründen haberdar eleştirmen yokluğu, edebiyat dergilerinin kendi bindikleri dalı kesmek pahasına çocuk ve gençlik edebiyatının sorunlarına sayfalarına ayırmamasının çocuk edebiyatını olumsuz etkilediğini ifade eden Sezgin, “Eğitimcilerin edebiyatın sihirli gücünden bihaberliği, sorunların yok sayılmasını sağlamaktadır. Bu gün çocuk yazınında karşımıza çıkan fiyat, pazar, görsellik, konu, sözcük seçimi ve tümceler, düzeye uygunluk, anlatım, ileti ve dil sorunları çocuklarımızın gelişiminde bir kısır döngü yaratarak kendini tekrar etmekte, kuşakların kimlik oluşumunda adeta bir çığ etkisi yaratmaktadır. Jodge Luis Borges ‘İnsanın türlü araçları arasında en şaşırtıcı olanı, hiç kuşkusuz kitaptır. Mikroskop ile teleskop, görme yetimizin uzantısıdır. Telefon sesin uzantısıdır. Saban ile kılıç insan kolunun uzantısıdır. Kitap ise bambaşka bir şeydir. İnsan belleği ile düş gücünün uzantısıdır’ diyor” ifadelerini kullandı.

DÜŞ KURABİLME GÜCÜ

Türü ne olursa olsun yetişkinler tarafından yazılan, basılan, resimlenen, dağıtılan, her çeşit çocuk ve gençlik edebiyatı ürününün çocukların düşlerini yok etmemek tam tersine beslemek zorunda olduğunu belirten Sezgin, “Yetişkinlerin belleği ile çocukların düşlerini birleştirebilen çocuk ve gençlik edebiyatı eserlerinin ölümsüzlüğü bundandır. Çünkü insanın diğer canlılardan en büyük farkı düş kurabilme özelliğidir. Tüketim kültürü bütün silahlarıyla çocuk kültürünü yok etmekte, dolayısıyla insanlığın düşlerini çalarak, dilini bozarak, sermayenin düşlerini silahla, şiddetle, kanla gerçekleştirecek bireyler yaratmak için edebiyat gibi, sinema gibi en etkin sanatları kullanmaktan sakınmamaktadır. Bize düşen sorunlarımızı tek tek ele alıp, nedenleri ve çözüm önerilerimizle birlikte önce tartışmak, sonra şimdimiz ve yarınlarımız için çözme koşullarını yaratmaktır” şeklinde konuştu.

SORUN ÇÖZÜMÜ

Sorunların çözümlenmesinin tek yolunun sorunları inkar etmek ya da görmezlikten gelmek yerine kabullenmekten geçtiğini vurgulayan Sezgin şunları söyledi: “Biliyoruz ki sorun nerede ve nasıl olursa olsun çözüme giden yol, sorunun varlığını kabul etmekle başlar. Çocuklarımızın ve gençlerimizin barış için, çevre için, aşk için, sevgi için, dayanışma için, bağımsızlık için düş kurabilmesinin yolu çocuk edebiyatının değerini fark etmekten geçer. Unutulmaması gereken ‘Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin de genç Mustafa Kemal’in ve yandaşlarının düşü olarak kurulmuş olmasıdır. Şimdi artık mesele kurulmuş olan Cumhuriyeti koruyup koruyamayacağımız da, geliştirip geliştirmeyeceğimiz de, emperyal güçlere teslim edip etmeyeceğimizde… Eğer teslim etmeyeceksek dönüp çocuklara ve gençlere sunduklarımıza bir bakmalı ve sorunları birer birer ama tüm disiplinlerle bir arada çözebilmeliyiz.”

Haber Merkezi