Delilik ve dahilik arasındaki hikaye

Yönetmenliğini Sertan Ünver’in yaptığı Blue Belgeseli 13 Eylül ve 19 Eylül tarihlerinde saat 21.00’de Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gösterime girecek


  • Oluşturulma Tarihi : 25.08.2017 06:29
  • Güncelleme Tarihi : 25.08.2017 06:29
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Delilik ve dahilik arasındaki hikaye

FADİME DUMLUPINAR

Yönetmenliğini Sertan Ünver’in yaptığı Blue Belgeseli 13 Eylül ve 19 Eylül tarihlerinde Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde meraklılarıyla buluşacak. 1990’larda Türkiye’de rock dünyasına damgasını vurmuş ve sahne performanslarıyla efsaneleşmiş Blue Blues Band’ın hikayesi Blue Belgeseli ile beyazperdeye aktarılıyor. Hem dönemlerini hem de kendilerinden sonra gelen müzisyenleri etkilemiş ve kendilerine hayran bırakmış Blue Blues Band’in iki dahi müzisyeni Yavuz Çetin ile Kerim Çaplı’nın hayatları, müzikal performansları ve trajik sonları, tanıklıklar ve orijinal kayıtlarla bu belgeselde yer alıyor.

HÜZÜNLÜ HAYAT HİKAYELERİ

Sertan Ünver’in yönettiği Blue Belgeseli Yavuz Çetin ile birlikte başka bir efsane olan Kerim Çaplı’yı bir araya getiriyor. Aynı grupta çalmalarından başka pek de ortak özelliği olmayan bu iki müzisyenin bir diğer ortak yanları ise hüzünlü hayat hikayeleri. 1991 yılında Yavuz Çetin ve Batu Mutlugil tarafından kurulan grup, o yılların Türkiye’si için bir devrim niteliğinde adeta. Başta Sunay Özgür ve davulda Kerim Çaplı’nın katılmasıyla ideal formuna kavuşan Blue Blues Band, cover çalmalarına rağmen üstün yetenekleri ve sahne performanslarıyla efsane statüsünü alıyor.

POZİTİF VE UMUT DOLU

Grup ile bir albüm ya da kayıt yapamayacaklarını anlayan Çetin, tek başına bir solo albüm yapmak için kolları sıvıyor. Pozitif, umut dolu ve içinden geldiği gibi yapıldığı çok belli olan ilk albümü 1997 yılında çıkıyor ama beklediği tepkileri göremiyor. Müzisyen arkadaşı Turgut Berkes, Yavuz ile ilk tanışmasını anlatırken, “Neil Young şarkılarını tıpkı Neil Young gibi çalan tarzıyla, görünüşüyle 70’lerden fırlamış gibi, dünya standartlarında bir müzisyendi” diye tarif etmişti. Bizim ülke olarak yetenek harcamakta üzerimize yok doğrusu. Ünlü bir plak şirketi yöneticisiyle bir konuşmasında, The Weeknd bana gelse albümünü basmazdım demişti. Bu bile bizim zihniyetimizin nasıl hiç değişmediğinin çarpıcı bir örneği.

ANILAR PAYLAŞILIYOR

Kerim Çaplı ise bambaşka bir adam. Dünya standartlarında rüştünü çoktan ispat etmiş, Jimmy Hendrix’in Kerim’i görürseniz beni arasın dediği bir deha. Hendrix’in çok sevdiği ve birlikte de çaldığı Çaplı, Amerika’da The Sundowners ve The Monkees gibi gruplarla da albümler çıkarmıştı. Filmde Blue Blues Band’in diğer üyeleri Batu Mutlugil ve Sunay Özgür, o günleri, grubun serüvenini ve Yavuz ile Kerim’i anlatıyorlar. Teoman, Erkan Oğur, Nejat İşler, Göksel, Taner Öngür, Aylin Aslım, Batuhan Mutlugil, Tanju Eksek, Melis Danişmend ve Gür Akad gibi birçok ünlü ve önemli müzisyen ise onlarla anılarını ve hislerini paylaşıyorlar.

DÜNYA STANDARTLARINDA BELGESEL

Ayrı ayrı iki farklı filme konu olacak bu adamları tek belgeselde anlatma çabası zaman zaman aksamalara ve yetersizliklere yol açmış ancak Yavuz Çetin’in hayatı ne kadar ortada ve apaçıksa Kerim Çaplı bir o kadar gizemli ve karanlık. Kerim Çaplı’nın kaydettiği söylenen ama hiç yayınlanmamış olan kayıp albümünü dinleme şansına erişmek de belgeselin en özel anlarından. Müzisyen arkadaşlarının kayıtları ilk kez dinledikleri anda tepkileri de görülmeye değer. Filmde sanatçıyı ölüme götüren uyuşturucu, alkol gibi etkenler rahatlıkla işlenebilirken, bu durum birazda saklanıyor. Adına sanatçıyı korumak ya da genç izleyiciyi korumak diyebilirsiniz ama belgeselin doğasına aykırı olduğu açık.

Haber Merkezi