Edebiyatında bir çöplüğü var!

Türkiye’de, insanların hayati gereksinimlerini karşılama sıralamasında kitap okumanın 235’inci sırada yer aldığını açıklayan yazar İnci Gürbüzatik, kitap okuma alışkanlığından söz edebilecek insanların öncelikle bu alışkanlığa sahip olmaları gerektiğini söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 29.07.2017 07:06
  • Güncelleme Tarihi : 29.07.2017 07:06
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Edebiyatında  bir çöplüğü var!

 NİLGÜN TAZE/ÖZEL HABER

 Türkiye’de okuma alışkanlığının sosyolojik, psikolojik, kültürel ve devlet politikalarıyla ilgili bir olay olduğunu söyleyen yazar İnci Gürbüzatik, Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük kentlerdeki gelir düzeyi yüksek ailelerin dışında Anadolu’da yaşayan ailelerin okuma alışkanlığından yoksun olduğunu söyledi. Çocukların okuyan ana baba modeli görmediğini ve onlara  ‘Hadi oku’ demekle okuma alışkanlığı kazandırılamayacağını ifade eden Gürbüzatik şunları söyledi: “Yarış atına dönüştürülmüş çocukların test çözmekten başka başarı değerlendirme ölçüsü var mı? Herkesin kafası karışık. Müfredat sınırlayıcı. Okullarda okunacak kitap seçenekleri listelenmiş durumda. Ben yazmak kadar okumanın da yetenekle, iç aydınlanmasıyla ile ilgili olduğuna inanıyorum. Okuyorsa o yetenekli çocuklar okuyor ve iyi ki okuyorlar. Genç yazarların işleri hem çok zor hem de kolay artık günümüzde. Burada tercih söz konusu. Kendi sabrını, gücünü, yeteneklerini kullanarak mı yazar olarak tanınacaklar, yoksa edebiyatı bir kazanç kapısı olarak gören yayınevlerinin, ajansların yazar koçlarının desteğiyle, yani taşıma suyla mı raf ömürlü yazar olacaklar?”

TİCARİ YAZARLIK

Gürbüzatik, okumaz yazarların hemen anlaşıldığını, cümleleri doğru kurmaktan dahi aciz olduklarını belirterek, “Çünkü bu tür yazarların kitaplarını görüyor, okuyoruz. Onların imdadına yayınevleri ve editörler yetişiyor. Yazdıkları metnin düzeltilmiş, değiştirilmiş halini görünce kendilerini yazar sanmaları da bundan. Bu konuda bir yazar ajansı işleyişi, ‘Biz bir kitabın yazılma sürecinin en başından itibaren etkin bir rol oynuyoruz. Konunun belirlenip, detaylı planının çıkarılması ve karakterlerin tespiti gibi aşamaları biz kendi bünyemizde tamamlayıp daha sonra ilgilenen yazarla yazma sürecine başlıyoruz’ şeklinde anlatmıştı. Düşünebiliyor musunuz, kitap yazmak istiyorsunuz ama bunu kendi başınıza yapamıyorsunuz” açıklamasını yaptı.

SÖZDE YAZARLAR

Sözde yazarların hayallerini gerçekleştirebilmek için yayınevlerini yardıma koşan kanatlı ilham perileri gibi çağırdıklarının ve onlarında koşa koşa geldiklerini ifade eden Gürbüzatik, “Yayınevlerinin verdikleri ne destek ama! Hayran kalmamak olası değil. Şimdi yayınevi sorunu bile yaşamayan bu yazarları gerçek yalnızlığıyla yazan, sesini duyurmak, edebiyat dünyasında varlığını ortaya koyabilmek, görünmek için çabalayan yazarlardan nasıl ayıracağız? Bunlarla nasıl aynı kulvarda koşacağız?  Bunun istatistik bilgisi bile yok elimizde. Bu durumda yeni yazarlara şüpheyle bakma hakkına sahibiz demektir. Zaten kuşkucuyum şimdi böylesi bir edebiyat ortamında iyice bocalıyorum” şeklinde konuştu.

EDEBİYAT ÇÖPLÜĞÜ

Yazar olmak isteyen gençlere kolay yolları tavsiye etmediğini belirten Gürbüzatik şunları söyledi: “Edebiyatın da bir çöplüğü olduğu unutulmasın. Eğer oraya gömülmek yerine kalıcı olmak, yıllar sonra da okunmak istiyorlarsa kendi yalnızlıklarıyla yazacaklar. Sabırla, inançla kendi başlarına kendi akıllarını kullanarak, düşünerek hem de derin düşünerek, gözlemleyerek, çağına tanıklık ederek yazmaya çalışacaklar. Derin düşünme, gözlem ve tanıklığı gerektiriyor. Yazdıklarını gerektiğinde yırtıp atacaklar, yeniden yeniden, iç sesleriyle yazacaklar.”

ADALET ESTETİKTİR

Orijinal, farklı ve hikayeli olmanın yazar adayları için çok önemli olduğunu belirten Gürbüzatik, “Her kafadan bir görüş fışkıran ‘genç yazarlara tavsiyeler’i okuyup, yine de kendi bildiklerini yapsınlar. Kafalarının doğrusuna, inatla, ince bir işçilikle gözlerini dört açıp olup bitenleri görüp, kendileri olsunlar. Unutmayalım, daha önce de belirttiğim gibi görmezden gelinme de şiddettir, buna da baştan hazır olsunlar. Yazar derdi olandır, haksızlıklara karşı çıkan, vicdanlı olan, görünenin ardındaki gerçekleri gören, doğrudan güzelden yana olandır. Vicdan adaletli olmaktır. Adalet ise estetiktir, güzelliktir, bunu da hiç unutmasınlar” ifadelerini kullandı.

 

 

 

 

Haber Merkezi