Ege Üniversitesi'nde 'Büyüklere Masallar' etkinliği

EÜ Etnografya Müzesi'nde düzenlenen "Büyüklere Masallar" etkinliğinde, masal anlatıcısı Özlem Küçükahmetler, "Balıkçının Hikâyesi" ve "Çifte Kamburlar" masallarını dinleyicilere aktardı.

  • Oluşturulma Tarihi :
  • Güncelleme Tarihi :
  • Kaynak : EGE AJANS
Ege Üniversitesi'nde 'Büyüklere Masallar' etkinliği haberinin görseli

Ege Üniversitesi (EÜ) Etnografya Müzesi, düzenlediği Müze Söyleşileri kapsamında "Büyüklere Masallar" etkinliğine ev sahipliği yaptı. Masal anlatıcısı Özlem Küçükahmetler, "Balıkçının Hikâyesi" ve "Çifte Kamburlar" masallarını seslendirirken, İlhan Küçükahmetler akordeon dinletisiyle etkinliğe eşlik etti. Etkinliğe katılan Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, sanatseverlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı. Canko, söyleşinin ilerleyen aylarda da devam edeceğini ve şubat itibarıyla çocuklar için de ayrı etkinlikler düzenleyeceklerini duyurdu. Söyleşi sonunda, Etnografya Müzesi Müdürü Doç. Dr. Dilek Maktal Canko, Özlem Küçükahmetler ve İlhan Küçükahmetler’e teşekkürlerini ileterek “Teşekkür Belgesi” sundu.

“EŞİMLE GÖNÜLLÜ YAPIYORUZ”

Asıl mesleği Peyzaj Mimarlığı olan Özlem Küçükahmetler, edebiyata olan tutkusu nedeniyle masal anlatıcılığına adım attığını belirtti. Eşiyle birlikte bu hobiyi gönüllü olarak yürüttüklerini ifade eden Küçükahmetler, “Peyzaj mimarıyım, eşim ise emekli bir bankacı. Emeklilikten sonra edebiyat ilgim beni masal anlatıcılığına yönlendirdi. Okumalarımı bu alanda derinleştirerek masal anlatmaya başladım. Eşim yıllardır akordeon çalıyor ve biz bu işi tamamen gönüllü olarak yapıyoruz. Bugün sizlere iki masal anlatacağım; ilki, neşeli bir Anadolu masalı olan 'Çifte Kamburlar', diğeri ise Jamaikalı bir anlatıcıdan dinlediğim ve Anadolu kültürüne ait olan hüzünlü bir masal olan 'Balıkçının Hikâyesi'. Bizi burada bir araya getiren Etnografya Müzesi’ne ve etkinliği organize eden herkese teşekkür ediyorum” dedi.

"MASALLAR, İNSANLARI BİRBİRİNE BAĞLAR”

Masalların bilinçaltımıza doğrudan hitap ettiğini vurgulayan Küçükahmetler, “Masallar, insanları görünmeyen gümüş iplerle birbirine bağlar. Bugün, dijital çağın hızla tüketilen dünyasında, birbirimizin gözlerine bakmaya, yavaşlamaya ve masal dinlemeye her zamankinden daha fazla ihtiyacımız var. Binlerce yıl boyunca aktarılan bu sözlü kültürün gelecek nesillere aktarılması çok önemli. Masalların içindeki semboller ve metaforlar bilinçaltımıza işler ve biz farkında olmasak da ruhumuzda bir yerlere dokunur, şifa sunar. Ebeveynler, çocuklarına masal anlatırken, ‘Kurt, Kırmızı Başlıklı Kız’ı nasıl yer?’ ya da ‘Üvey anne neden kötü?’ gibi endişeler taşıyabilirler. Ancak çocuklar, bunları sembol olarak algılarlar. Bu nedenle masalların özünü korumak ve içeriğe aşırı müdahale etmemek gerekir” diye ekledi.

 

Kaynak : EGE AJANS

Okumaya Devam Et

Aşağı kaydırmaya devam edebilir veya ilgi alanınıza göre seçim yapabilirsiniz.