“Etkileyici bir kitap beni yeni yazmalara çekiyor”

Samsun doğumlu yazar-şair Zübeyde Seven Turan ile kitapları ve yazarlık hikayesi üzerine konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 17.09.2016 07:01
  • Güncelleme Tarihi : 17.09.2016 07:01
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Etkileyici bir kitap beni yeni yazmalara çekiyor” haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT

Bugüne kadar şiir, öykü ve roman dallarında 15 kitabı yayınlanmış olan yazar-şair Zübeyde Seven Turan, 1954 senesinde Samsun’da doğdu. Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'nden mezun oldu.

Turan, Anadolu’nun çeşitli yerlerinde yirmi altı yıl yöneticilik yaptı. Okuma alışkanlığının yazmayı öğrenmesi ile başladığını dile getiren yazar-Şair Turan, Köy Enstitülü bir babanın kızı olmasının da bu özelliğinin gelişmesinde etken olduğunu ifade etti.

DÜŞ USTASI’NI TAMAMLAMAK BEŞ YILIMI ALDI

Bugüne kadar 15 kitap yayımlayan yazar-şair Zübeyde Seven Turan, bir yazarın ortalama kitabı bitirmek için süre veremeyeceğini ancak planlı ve programlı çalışmanın süreç içerisindeki önemine vurgu yaptı. Turan, “Programlı çalışırım, diyebiliyorsa bir insan yeter diye düşünüyorum. İlk kitabımın yayımlanma süresinin uzun olduğunu ifade etmek isterim. Bunun da en büyük sebebi, yüzmeyi biliyorsunuz fakat önünüzdeki denizin derinliğini bilmiyorsunuz. İlk çocuk romanım Düş Ustası’nı tamamlamak tam beş yılımı aldı. İyi bir kitap yazmada en büyük etkenin iyi bir okur olmaktan geçtiğini düşünüyorum. Etkileyici bir kitap beni yazmalara çekiyor. Okuduğum bir kitap, yaşadığım bir güzellik, sevdiğim bir insan… Bunlar beni hemen orada yoğunlaştırabiliyor, dahası acılar da öyle… Belediye otobüsünde giderken geliveren birkaç dizeyi unutmamak için nasıl çabaladığımı, o anda bir kalem ve kağıt uzatan olmasının düşünü kurduğumu söylemeliyim. Bunu biraz daha ileriye götürerek, girdiğim odalarda banyoda bile kağıt bulundurduğum dönemler olduğunu paylaşmalıyım. Yolda yürürken gelen o çarpıcı dizeyi kaçırmamalıyım öyle değil mi?” diye konuştu.

ÖNCELİĞİM ŞİİR

Çok sayıda kitabı yayımlanan yazar-şair Zübeyde Seven Turan, önceliği şiire verdiğini söyledi. Turan, “Önceliğim şiir, ben şiirle yola çıkanlardanım. Sonradan öykü ve çocuk edebiyatı alanlarında da ürünler verdim. Neden öykü diyenlere; balkona çıktım soluklanıp içeri girmekti niyetim. Ancak olmadı bu dediğim. Öykü ve çocuk edebiyatı alanında birkaç ödül üst üste gelince yazmamı tetiklediği söylenebilir. Yine de her an şiire çekiliyorum. Bugüne değin 4 yetişkin, 2 çocuk şiir olmak üzere 6 şiir kitabım yayımlandı. Yitik Zamanlar öykü dosyama SES’in öykü ödülü geldi. Islak Mavi gençlik kitabım, Düş Ustası çocuk romanım yayımlandı. Menekşe, Gülce öykü kitaplarım, Canöz öykü setim, Aliş, Çilli Mustafa, Utku… (On tane) gibi çocuk öykü kitaplarım var. Ayrıca birçok ortak kitapta öykü ya da şiirlerimle ya da araştırmalarımla yer aldım. Ağırlıklı olarak kitaplarımda şiirlerimde, öykülerimde ya da romanımda toplumcu bir seçimim, duruşum var. Yaşamsal olana tutunarak yol aldığım görünür ve söylenir. İnsan sevgisi, doğa, güncel olan vazgeçemediklerimdendir… Anadolu toprağı ve Anadolu insanı yazma konusunda önceliğimdir. Görevim gereği Anadolu’nun birçok yerinde görevlerim sırasında yüzleştiğim, tanıklık ettiğim yaşamlara bir fener tutmaya çabaladım” dedi.

OKUMAM VE YAZMAM SÜRÜYORSA, BU BENİ GELİŞTİRECEKTİR

Yapıtlarında en çok dildeki olan özeninin öne çıkarıldığını söyleyen Turan, “‘Türkçem benim Ses Bayrağım’ diyen büyük ozan Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı anarak yol almalıyım. Düş Ustası başta olmak üzere birkaç kitabım bu anlamda övgüye değer bulundu. Eleştiriler elbette var. Gelişimin aynasıdır onlar bir anlamda. Olmazsa olmazıdır. Bir kitabım yeni baskı yapacaksa bu eleştiriler ışığında sil baştan okur ve üzerinde düzeltiler yaparım. Bu konuda çok değişik görüşler de var. Özellikle son günlerde ‘Bir yazar yayımladığı bir kitapta yıllar sonra neden değişiklik yapar?’ sorusuyla karşılaştım. Bir yazar elbette bunu yapar. Her şeyden önce bir gelişimdir bu. Ben önemli bir ödüle layık görülen ‘Yitik Zamanlar’ kitabımı yeniden okuyup birçok düzelti yaptım. Okumam ve yazmam sürüyorsa, bu beni geliştirecektir. Bugün o yapıta baktığımda değişiklik yapıyorsam, yaşanılan süre boşa geçmemiştir” diye konuştu.

YAZMAK BİR YETENEK İŞİ MİDİR?

‘Yazmak yetenek işi midir, yoksa öğrenilebilir bir durum mu?’ sorusunun cevabının her yazar açısından farklı olacağını ifade eden Turan, kendi düşüncelerini şu şekilde belirtti: “Bu soruya birbirinden ayrı yerlerde duran yanıtlar verebilirler. Bence yaratıcı yazın dediğimiz şey bir yetenek işidir. Yazma, resim, yontu gibi sanatsal özelliklerin doğuştan getirildiğini düşünüyorum. Sonradan geliştirilmelidir, diye de eklemeliyim. Değilse böyle bir yeteneği olmayan birine onlarca ders aldırsanız da başaramayacağını dahası, salt gördüğünü yazmanın ötesine gidemeyeceğini söylemeliyim. Tam da burada felsefeci şair Prof. Afşar Timuçin’in bir oturumda paylaştığı tümceyi buraya almalıyım. ‘Şairlerin yoğunlaşma anının fotoğrafı çekilebilseydi, Bakırköy’de tedavi gören deliden farkları olmadığı görünürdü’ dedi. Bu yıl Karaburun 7. Börklüce Şiir Günleri’nin onur konuğuydu Afşar Hocam. Söyleşirken bunu kendisine sordum. Savının altını yeniden çizdi. Bu söylemi derinlemesine irdelersek, şiir yazmanın doğuştan getirildiğine taşır bizi aynı zamanda…”

YAZAR, YAZDIKLARININ İÇERİSİNDE OLMALIDIR

Bir yazar-şairin yazdıklarının içerisinde olması gerektiğini belirten Turan, “Kendini yazmayan başkalarını yazabilir mi? Benim biçemim dediğimiz olgu başka türlü oluşabilir mi beni yazmazsam? Benden yola koyularak insana, topluma açılıyor yazar. Her yaratısında ondan parçalar vardır. Kurgusal bir metinde bile sözcük seçimiyle tümce kuruşuyla ta kendisidir. Değilse alıntılamadan başka bir şey değildir yazdığı diye düşünüyorum” dedi.

YAYIMLANACAK ÇOK FAZLA ŞİİR, İŞÇİLİK BEKLİYOR

Hedef ve projelerini açıklayan Turan, “Önceliğim şiir, dördüncü yetişkin şiir kitabım on yıl önce yayımlandı. Bunu bilen şair dostlarımdan uyarılar alıyorum. Yayımlanacak denli daha da fazla şiir, işçilik için bekliyor. Bir sabah kalktığımda adı bile konmuş olan bu dosyanın beni masa başına çekeceğini duyumsuyorum. Öyküyü unutmadım elbette. Çocuk edebiyatı alanında yapmak istediğim öyle çok şey var ki… Yarım dosyalarımı tamamlamak ilk düşüm. İyi ve doğru bir şey sunarsak, özellikle çocuktan iyi ve doğru geri dönüşümler alıyoruz. Bu ayaklarımı yerden kesiyor” şeklinde konuştu.

YAZIYOR YARATIYORSUN AMA YAYIMLAYAMIYORSUN

Türkiye’de bir kitap yayınlamanın yazar için oldukça güç bir durum olduğunu ifade eden Turan, “Yazarlarımızın en büyük çıkmazı. Günlerini gecelerle buluşturup çalışıyorsun. Yazıyor yaratıyorsun ama yayımlayamıyorsun. Bu konuda bir dergi adına oturum düzenleyip konunun tartışılmasına önayak olmuştum. Bu alandaki tekelleşmenin ya da hızla oraya doğru gidişin yazanın direncini kırdığını görmeyen yoktur diye düşünüyorum. Mış gibi yapanların ülkesinde bu alanın bu denli eksiltilmesine yazıklandığımı belirtmeliyim. Günlerinizi, aylarınızı, yıllarınızı vererek bir yapıt yaratıyorsunuz, yayımcı tarafında duranların eksiltici tavrıyla karşılaşıyorsunuz. Bu sözüm elbette hepsine birden değil” dedi.

TÜRK İNSANI OKUMUYOR

Türk insanının okumadığına dikkat çeken yazar-şair Zübeyde Seven Turan, “Ülkemde okuma düzeyi yazık ki çok düşük. Bu konuda yazıma emek verenlere, eğitimcilere ve anne babalara çok iş düşüyor. Özellikle çocukları ve gençleri okuma evrenine çekmek için yapılabilecek çok şey var. Saydığım bu üçlünün işbirliğiyle olumlu sonuca varılabileceğini düşünüyor ve düşlüyorum. Bu konuda görselliğin ne denli etkili olduğunu yaşayarak görenlerdenim. Çocuğun okuması için anne babanın ve öğretmenin okuması gereklidir. Biliyor olabilirsiniz, bir ara ‘Türkiye Okuyor’ kampanyası başlatıldı. Birçok yerde göstermelik olduğu ileri sürüldü. Bu kampanyayı uygulamak isteyenlerin çağrısıyla birçok il ve ilçede bu anlamda okumayı özendirme amaçlı söyleşiler yaptım. Okuma alanına ne kadar çocuk kazandırdımsa o denli gönendim. Yaşadığım, beni yeni yazmalara, yeni yaratılara taşıdı. Bu çalışmalarım aralıklı olsa da sürüyor. Ben bu konuda umudumu koruyorum. Kötüyü çoğaltanlara karşı, iyiyi doğruyu ve güzeli yaratma konusunda pes etmek olmamalı, dahası daha da bilenerek gücümüzü arttırmalıyız” şeklinde konuştu.