- Kültür-Sanat
- 04.05.2025 17:10
İzmir’in tanınan simalarından gazeteci-şair Sercan Avcı ile ‘Daktiloda yazılmış aşk’ adlı ilk şiir kitabı hakkında söyleşi gerçekleştirdik. Avcı, “Şiirlerimi yaşanmışlıktan yola çıkarak yazdım” dedi
hafta sizlere hem benim hem de İzmir için çok kıymetli olan gazeteci-şair Sercan Avcı’dan söz edeceğim. Avcı, İzmir’in etkili haber sitelerinden ‘Gerçek İzmir’in imtiyaz sahibi. Ayrıca mütevazı bir kişiliğe de sahip olan ender insanlardan. Bizim dostluğumuz bundan 11 yıl öncesine dayanıyor. 2010’da Bayraklı’da gazetecilik yaparken yolumuz kesişmişti. Kısa süreliğine de olsa birlikte çalışma olanağımız olmuştu. Ardından denk gelmemiz uzun sürse de şiirin gücü bizi tekrar buluşturdu. Pandemiden önce aniden bir telefon geldi. Sercan, heyecanlı bir ses tonuyla “Vedat ne yapıyorsun? Uygunsan oturup bir çay içelim mi? Konuşacaklarım var” dedi. Sözleşip hemen oturduk. Sercan, soluk soluğa kalmış gibi bir çırpıda, başından geçenleri anlattı. Yazdığı şiirlerinin olduğunu, bunları kitaplaştırmak istediğini söyledi. İşte o gün ki buluşmamızın sonucu, bugün karşılığını buldu. Sercan Avcı, geçtiğimiz günlerde 4 bölümden oluşan ‘Daktiloda Yazılmış Aşk’ adlı ilk şiir kitabını çıkardı. İlk eseri olması da rağmen gayet başarılı şiirler kaleme almış ve aşkı en saf haliyle dile getirmiş. İşte Avcı ile yaptığım o söyleşinin detayları...
YAŞANMIŞLIKLARDAN YOLA ÇIKTIM
Şiir yazma serüveniniz nasıl başladı, etkilendiğiniz şairler oldu mu?
Aslında her bakımdan ilginç bir başlangıç. 1,5 yıl öncesine kadar şiirle bir bağım yoktu. 1,5 sene önce Yılmaz Erdoğan’ın yazıp yönettiği Kelebeğin Rüyası filmiyle başladı merakım. Film II. Dünya Savaşı döneminde Zonguldak’ta yaşayan genç şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun hayat hikâyesini anlatıyor. Çok etkilendim filmden. Zaten gazeteci olmamın avantajıyla yazmaya başladım ve süreçte kitap fikri oluştu. 1,5 sene boyunca sadece Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun şiirlerini okudum. O nedenle etkilendiğim şairler Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu… Belki de hayatlarından ve kısacık ömürlerinde yaşadıkları aşktan etkilendim. Yazarken aslında özgün bir şey olması adına şiir okumadım. Etkilenmek istemedim. Dediğim gibi sadece Rüştü Onur ve Muzaffer Tayyip Uslu’nun şiirlerine filmden de etkilenmem nedeniyle baktım.
Şairler için ilk çıkarılan kitapların önemi, heyecanı çok kıymetlidir. Siz de bu heyecanı yaşadınız mı? Kitabınızın hazırlık sürecinden de bahseder misiniz?
Heyecan aslında olmazsa olmaz. Kitap çıkarma fikri aklıma düştüğünden bu yana hep heyecanlandım. Güzel ve tarifsiz bir duygu. Kitap aslında benim içimin dışa çıkması… İçimi döktüm. Benim kağıda bürünmüş halim gibi. Duygusal, saf, naif… Bu dünyaya aslında öldükten sonrada bir eser bırakmış oluyoruz. Bu duygu hepsinden güzel.
Şiirlerinizi gerçek yaşamdan yola çıkarak mı yoksa kurgulayarak mı yazıyorsunuz?
Şiirleri yaşanmışlıktan yola çıkarak yazdım. Her şiirde belki bir cümle belki beş cümle yaşanmışlıktan çıktı. İlla bir yaşanmışlık var. Dediğim gibi kimi şiirin tamamı kimi şiirin bir cümlesi yaşanmışlık. Gerisi akıp geldi.
Gazeteci olduğunuzu biliyoruz, bu yönünüzün şairliğinize ya da yazma sürecinize etkisi oldu mu?
1,5 sene öncesine kadar şiir merakı olmayan, pek fazla kitap okumayan birine göre bir şiir kitabı çıkartabildiysek bunda mesleğimin kuşkusuz büyük payı var diye düşünüyorum.
SON 6 AY BENİ ÇOK YIPRATTI
Pandemi sürecini yaşıyoruz. Bu süreçte yazmaya, üretmeye devam ediyor musunuz?
Şiirlerin çoğu pandemide yazıldı zaten. Belki de süreç içimdekilerin dökülmesine de sebep olmuş olabilir. Kitap tamamlandığı gün yazmaya ara verdim. Bir süre yazmayacağım. Yaşadığım son 6 ay yazma konusunda beni çok yıprattı. Bazen bir şiiri 1 ay da bazen ise 1 saatte yazdığım oldu. Duygusal anlamda ise yıpratıcı bir süreç yaşadım. O nedenle ara verdim. Belki de yazacaklarımın hepsini yazdım. Bunu zamanla göreceğiz.
İzmir için yazdığınız ‘Ben seni İzmir gibi sevdim’ adlı bir şiiriniz var. Buradan yola çıkarak İzmir sizin için neyi ifade ediyor?
İzmir doğduğum, doyduğum şehir. Aşık olduğum şehir. Dostlarımla olduğum şehir. Ailemle yaşadığım şehir. Bir gün gelecek öleceğim şehir olacak. İzmir bu nedenle hayatımın önemli bir parçası.
Çıkartmayı düşündüğünüz yeni kitaplarınız ya da projeleriniz var mı?
Var ama kısa vadede değil. En az 4-5 yıl sonra. Bir aşk romanı yazmak çok isterim. Bu da en az 10 yıllık bir süreç içerir.
Yüreğimin köşesinde kalanı kağıda döktüm
Şiirlerinizi okuduğumda aşk teması ağırlıklı olarak hemen göze çarpıyor. Çok mu derin bir aşk yaşadınız? Ayrıca ‘Daktiloda yazılmış aşk’ adını taşıyan kitabınızın bir hikayesi var mıdır?
Derin miydi, sığ mıydı bilemem. Buna bence okuyanlar karar versin. Evet geride kalan 37 yılda aşk, aşklar yaşadım. Ama benim için en özel olanı, içimde, yüreğimin köşesinde kalanı kağıda döktüm. Kitap yaşanmış ve yarım kalmış bir aşk hikayesini anlatıyor. Dört bölümden oluşuyor. Bir insanın hayatıma girişi, gidişi, gelmeyişi ve unutuşu. Roman tadında. Şiirleri baştan sona okuduğunuzda aslında roman tadında bir hikaye okumuş oluyorsunuz.
SERCAN AVCI KİMDİR?
1984 yılında İzmir’in Karşıyaka ilçesinde doğdu. Şemikler Lisesinden mezun olduktan sonra lisans eğitimini Celal Bayar Üniversitesi Tarih Bölümü’nde tamamladı. Meslek hayatına 2007 yılında gazeteciliğe adım atarak başladı. Yıllarca yaptığı siyaset muhabirliğine köşe yazarlığı ve genel yayın yönetmenliği deneyimlerini de ekledi. Gazetecilik mesleğini halen 2017 yılında kurduğu GERÇEKİZMİR haber portalında icra etmektedir.
‘Daktiloda Yazılmış Aşk’
Sercan Avcı’nın ilk kitabı…