Sayfa Yükleniyor...
Resim sanatçısı Türkan Güzel, 2013 yılında katıldığı Bayraklı Ressamlar Sokağında çalışmalarını aralıksız olarak sürdürüyor
ONURHAN ALPAGUT - ÖZEL RÖPORTAJ
Resim sanatçısı Türkan Güzel'in sanat ile alakası çocuklu yaşlara dayanıyor. 2004 yılında geçirdiği sıkıntılı dönem sonrası resim sanatına ara veren Güzel, kızlarının desteği ile Bayraklı Ressamlar Sokağındaki ressamların arasına katılıyor. 2013 yılında sokağa ilk adımını atan sanatçı, burada sanatını icra ettirmeyi sürdürüyor.
Bize kendinizden bahseder misiniz?
1967 senesinde İzmir'de doğdum. İzmir Ticaret Lisesi Sekreterlik Bölümü mezunuyum, iki kız çocuğu sahibiyim. Mezun olduktan sonra belli bir dönem sekreterlik işiyle meşgul oldum. 20 Yaşında evlendikten sonra iş ile daha fazla meşgul olmadım. Şu an resim ile ilgilenmekteyim, Bayraklı Ressamlar Sokağında sanatımı icra etmekteyim.
SÜREKLİ RESİM SEVGİSİ OLDU
Sanat ile alakanız ne şekilde gelişti?
Çocukluktan beri her zaman sanata karşı ilgim oldu. Okul dönemimde arkadaşlarım resimlerini bana çizdirirlerdi, dönem içinde çizilen resimlerin hocalarım hemen bana ait olduğunu anlarlardı. Okuduğum dönemde sanat okuluna yönlendirmek istediler ancak hayat şartları el vermedi. Farklı bir bölüm okudum. İçimde sürekli resim sevgisi oldu.
Günümüze gelecek olursak, şu an neler yapmaktasınız?
2004 senesi benim için bir bunalım dönemi oldu. Resim ilgisi her zaman içimde vardı. Evvelki dönemlerde icra etmiş olduğum karakalem çalışmalarını bırakarak, yağlı boya resim çizmek istiyordum. Bu bağlamda resim kursuna gittim. Belli bir dönemimi orada geçirdim. İlk sergimi İzmir Ticaret Odası Sergi Salonu'nda açtım. Sanata hobi olarak başladığımı ifade edebilirim. Oturduğum yerde ressamlara ait olan bir yerin açılması oldukça ilgimi çekti. Kızlarım tekrar resim sanatına başlamam için teşvik ettiler. Bu bağlamda Bayraklı Ressamlar Sokağına geldim. 2009'da bıraktığım sanatı burada devam ettirmeye başladım. Sanata ara vermemdeki sebep ise; çok fazla sayıda resim üretmemdi. Çizdiğim tabloların hediye olarak gitmesi sonucu 'ben bunu niye yapıyorum' diye düşünmeye başladım. Sanatta bir soğuma dönemi geçirdim. 2013 yılında geldiğim bu sokakta tekrar sanata başladım.
Bu sanat dalına dair herhangi bir başarınız var mı?
Hayır. Şu ana kadar herhangi bir ödül veya başarı elde edemedim. Kişisel sergi açmadım, karma sergilerde bulundum.
ESER BENİM DİYEBİLMELİSİNİZ
Bugüne kadar kaç tablo çalışması gerçekleştirdiniz, sergilerinizden bize bahseder misiniz?
200-250 civarı tablo çalışması gerçekleştirdim. Bugüne kadar hiç kişisel sergi açmadım. Bulunduğumuz sokakta kendi çalışmalarımı sergilediğimi belirtebilirim. Bulunduğumuz etkinliklerde resimlerime ilgi oluyor. Öncelikle yaptığınız resmin sizi tatmin etmesi gerekiyor. İmzayı attığınızda bu eser benim diyebilmelisiniz. Çalışmayı bitirdiğiniz takdirde bile belli başlı noktalarda hatalar görebiliyorsunuz. Resim ucu bucağı olmayan bir sanat dalı.
Daha çok ne üzerine çalışıyorsunuz, tarzınız nedir?
Tek bir konu üzerine çalışmıyorum. Bu bakımdan içimden geldiği biçimde resime yön veriyorum. Portre, manzara, yağlı boya resimleri çiziyorum.
RESİMLERİ KURGULAMIYORUM
Çizeceğiniz bir resim'e 'bunu yapmalıyım' diye nasıl karar veriyorsunuz?
İçimden bir anda geliyor. O an yaşadığım duygu ve düşünceler ile alakalı bir durum. Doğru an geldiği zaman duramıyorum, çiziyorum. Yaptığım resimleri genellikle kurgulamıyorum.
Resimlerinizde özgün mü çalışıyorsunuz, yoksa reprodüksiyon çalışmalar mı yapıyorsunuz?
Değişebiliyor. Özgün de çalışabiliyorum, reprodüksiyon olabiliyor. Ancak sanat konusunda yeniyseniz, reprodüksiyon çalışmanız gerekli. Yaptığınız reprodüksiyon çalışmalarda deneme fırsatı buluyorsunuz, kendinizi görüyorsunuz.
Resimlerinizde etkilendiğiniz bir ressam veya akım var mı?
Mutlaka etkileniyorum. Ancak size tek tek isim sayamam. Başta klasikler olmak üzere birçok ressamdan etkileniyorum. Romantizm, sürrealizm, klasizm etkilendiğim akımlar arasında. Herhangi bir akımı temsil ettiğimi söyleyemem. Şu an deniyorum. Kimseyle bir yarışımda yok, yarışım kendim ile
CANLI RENKLERİ SEVİYORUM
Daha çok tercih ettiğiniz bir renk tonu var mı, varsa sebebi nedir?
Canlı renkleri seviyorum. Ancak sarı renkten hiçbir zaman vazgeçemem. Bunun sebebini bende bilmiyorum.
Şu an kendinizi ne aşamada görüyorsunuz?
Hiçbir zaman oldum demedim, diyememde. Resim sanatının sonunun olduğunu da düşünmüyorum. Bu sebepten kendimi bir aşamaya da yerleştiremem.
HERŞEYİ UNUTUYORUM
Resim size neyi ifade ediyor?
Benim için her şey, tüm stresimi atıyorum. Resim yaparken her şeyi unutuyorum, zemin, hava kavramları, çevremde ne varsa kayboluyor.
Hedef ve projeleriniz nedir?
Kişisel sergi açmadığımı ifade ettim. Bunu gerçekleştirmek istiyorum. Ancak en önemli hedefim bir atölye sahibi olmak.
"İLGİ VAR DEĞER YOK"
İzmirde sanat olarak durumumuz nedir?
Bir İzmirli olarak yetersiz olduğumuzu düşünüyorum. Yaptığımız işlerin çoğu başka illere sipariş olarak gidiyor. Burada sattığımız resimler az. İnsanlar ilgili ancak satış yapmanız zor. El emeğinin Türkiye'de zaten değeri yok. Eskiden resim sanatının bir değeri vardı, şimdi yok oldu. Ne yazık ki ilgi var, değer yok. Yaptığımız resimleri çok uygun fiyata satıyoruz, bu bile insanlara fazla geliyor, pazarlık yoluna gidiyorlar. Halbuki orda benim kaç gün-ay emeğim var. Yaptığımız resimler kendini bile çıkarmıyor.
Farkındalık yaratmak için neler yapılabilir?
Sanat sponsor, tanıtım işidir. Tüm bunları gerçekleştirmek içinde gerekli olan tek şey paradır. Bireysel olarak, resim sanatı bu kadar sığken, bizim yapabileceğimiz bir şey söz konusu değil. Bir avuç insan var. Bu kişiler işi hakkı ve parasıyla yapıyor. Ancak ya onları bizi bulması gerekiyor yada bizim onları.
İnsanlarda imzalı resim alma kültürü olduğunu düşünüyor musunuz?
Hayır, kesinlikle düşünmüyorum. Onu bırakın lüks bir otele dahi gitseniz, her tarafta baskı resimler var. Tüm bu durum beni üzüyor.
KOMİK VE TRAJİK
Alaylı ve okullular arasındaki var olan tartışmalar nasıl bakıyorsunuz?
Komik, trajik buluyorum. Bizler alaylıyız, okullu olupta eline fırçayı almaktan korkan insanlar var. Tüm bu kişiler ahkam kesiyorlar. Maalesef sindirememezlik var. Bu durum her sanatta geçerli. Tüm bu eleştirileri yapanlar Neşet Ertaş'ı bir düşünsünler.
Haber Merkezi