Hadrianopolis Antik Kenti'nde bulunan eserler tarihe ışık tutuyor

Geç Kalkolitik, Roma ve Erken Bizans dönemlerinde yerleşim alanı olarak kullanılan Hadrianopolis Antik Kenti'nde yürütülen kazılarda, fibula (giysi tokası) ve sikke gibi tarihi eserler bulundu.


  • Oluşturulma Tarihi : 02.11.2024 06:30
  • Güncelleme Tarihi : 01.11.2024 10:48
  • Kaynak : AA
Hadrianopolis Antik Kenti'nde bulunan eserler tarihe ışık tutuyor

Karabük Üniversitesi'nden (KBÜ) yapılan açıklamaya göre, Eskipazar ilçesindeki Hadrianopolis Antik Kenti'nde kazı ve restorasyon çalışmaları, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın "Geleceğe Miras Projesi" kapsamında sürdürülüyor. KBÜ Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ersin Çelikbaş’ın liderlik ettiği kazılarda, antik kentin tarihî yapıları ve kalıntıları açığa çıkarılmaya devam ediliyor.

"Karadeniz'in Zeugması" olarak bilinen bu antik yerleşim alanında, hayvan figürleriyle süslenmiş mozaikleriyle ünlü kiliselerin yanı sıra iki hamam, savunma yapıları, tiyatro, kaya mezarları, kubbeli ve kemerli yapılar, kültik niş, surlar, villalar ve diğer anıtsal yapılar bulunmuş durumda.

Son kazılarda ayrıca 5. yüzyıla ait bir arbalet tipi fibula ile 2. yüzyıldan kalma, üzerinde "Nehir Tanrısı" figürü bulunan bir sikke ortaya çıkarıldı. Bu yeni bulgular, Hadrianopolis’in antik dönemlerde hem sanatsal hem de kültürel açıdan zengin bir merkez olduğunu gösteriyor.

ÖNEMLİ BULUNTULAR

Doç. Dr. Ersin Çelikbaş, kazıların güney nekropol ve "SDJ-3" olarak adlandırılan iki noktada yoğunlaştığını ve bu yıl önemli buluntulara ulaşıldığını aktardı.

Güney nekropoldeki mezarlarda Roma dönemine ait ölü gömme geleneklerine dair veriler elde edildiği bilgisini kaydeden Çelikbaş, şu açıklamalarda bulundu:

"Bunlardan en dikkati çekici olanı, Roma döneminde Hadrianopolis'te basılmış bir sikke. Bu sikkede, Hadrianopolis'e ait olduğunu gösteren bir etnikonun yanı sıra Nehir Tanrısı betimi yer alıyor ve altında 'Kezios' yazısı bulunuyor. Bu yazıt, antik dönemde Eskipazar Çayı'nın adının Kezios olduğunu göstermesi açısından çok değerli bir bilgi sunuyor. Bu bilgi literatürde olmayan bir bilgi. Mezarın içerisinde bu sikkenin ortaya çıkması da bunun bir Charon (mitolojide ölülerin kayıkçısı) sikkesi olarak mezar içerisinde bırakıldığını da gösteriyor. Demek ki Hadrianopolis'te 2. yüzyılda da yine Roma İmparatorluğu'nda Charon geleneğinin devam ettiğini de bu şekilde görmüş olduk."

Çelikbaş, güney nekropolünde bulunan sikkenin milattan sonra 2. yüzyıla, diğer buluntuların ise 5. yüzyıla ait olduğunu söyleyerek "Güney nekropolünde ölü gömme geleneği yaklaşık 300 yıl kesintisiz şekilde devam etmiş." şeklinde konuştu.

Çelikbaş, kaya mezarlarından oluşan bir alanda bu tip mezarların içerisinde ölü kültüne ait buluntuların ortaya çıkmasının önemli olduğuna vurgu yaparken şu ifadeleri kullandı:

"Güney Paflagonya bölgesinde şu anda nekropol kazısı yapılan tek antik kent Hadrianopolis. Hadrianopolis'te de bu mezarların içerisinde bu şekilde o dönemin hem kültürünü, sanatını hem de dini inanışı yansıtan buluntuların da ortaya çıkması gerçekten bizi hem şaşırttı hem de sevindirdi. Fibulalar antik dönemde sadece kumaşların uçlarını birbirine tutturmak için değil, ayrıca estetik anlamda da kullanılan objelerdir. Dolayısıyla bunun bir takı objesi, aksesuar olarak da kullanıldığını söyleyebiliriz.

Bu sikkenin ya da arbalet tipindeki bu fibulanın burada çıkmış olmasıyla artık Hadrianopolis'in Roma İmparatorluğunun Güney Paflagonya'daki bir karargahı olduğuna eminiz. Yani Hadrianopolis, Güney Paflagonya'daki Roma İmparatorluğunun bir karargahı, bir askeri üssü niteliğindeydi. Buradaki bu mezarlarda bu eserlerin ortaya çıkması, askeri cenazelerin de buraya defnedildiğini bize işaret etmektedir."

Yazarımız Kim ?

AA