Hat sanatının başı: Sevgi

Geleneksel sanatlarımızdan hat sanatı ile ilgili bu sanatı temsil eden Ayşe Altunay ile keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Altunay, hat sanatını ve inceliklerini gazetemize anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 01.06.2015 06:54
  • Güncelleme Tarihi : 01.06.2015 06:54
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hat sanatının başı: Sevgi

ONURHAN ALPAGUT

Hat sanatı, hüsnühat veya kaligrafi yazı sistemleri ve öğeleri kullanılarak geliştirilen, sıklıkla dekoratif amaçla kullanılan görsel sanattır. Bu sanat dalının günümüzdeki tanımı ise “işaretlere anlamlı, ahenkli ve hünerli bir şekilde biçim verilmesi sanatı" biçimindedir. Farklı coğrafyalarda ortaya çıkmış olan bu sanat özellikle matbaanın icadı öncesi büyük önem taşırdı. Hat sanatı farklı kültürler ve yazı sistemlerine göre sınıflandırılmıştır. Bunlara örnek verecek olursak İslam hat sanatı, Arap hat sanatı, Pers hat sanatı, Japon hat sanatı gösterilebilir. Bizde bu sanatın ülkemizdeki temsilcilerinden biri olan Ayşe Altunay'a çeşitli sorular yönelterek Türk Geleneksel sanatları ve Hat sanatı üzerine bir söyleşi gerçekleştirdik.

Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz?

Ayşe Altunay Celal Bayar Üniversitesi İşletme Fakültesi mezunuyum. Birçok İngiliz ve Amerikan firmalarında yöneticilik yaptım. Hasbelkader Konak Kızlarağası Hanı’na gelerek esnaf oldum. Benim geleneksel el sanatları ile tanışmam ebru sanatı ile başladı. Ebru sanatına giriş yapmakla beraber tezhip, hat sanatı ile ilgili kendi kendimi geliştirdim. Kültür müdürlüğünün açmış olduğu kurslara giderek geleneksel sanatları geliştirmeye çalıştım. Aynı zamanda da geleneksel Türk el sanatlarını da İzmir'de çok fazla bilen yok. Uygulayan da yok. Bunları günümüze uyarlamaya çalıştım. Kuran’ın kapağında ebru, Kuran'ın içerisinde hat sanatı ve elbise süslemesi olan tezhip sanatı sadece bunların içinde kalmasın diye çalıştım. Bu geleneksel sanatları yüzüklere, kolyelere uygulayarak kendimce bir şeyler yapmaya uğraşıyorum. Bu konuda yaklaşık 5. yılıma giriyorum. Dışarıdan aldığım övgüler konusunda el sanatlarında başarılı olduğumu düşünüyorum. Baktığınızda sanat başlı başına insanı alıp farklı yerlere götürüyor. Bizim kültürümüzde olan şeylerin de unutulmaya yüz tutmaması ve kaybolmaması açısından daha farklı yerlere getirilmesi için çalışıyorum.

Hat sanatına başlangıcınız nasıl oldu?

Benim hat sanatına başlangıcım Kuran-ı Kerim eğitimi almaya başlamam ile oluyor. Orada bize Hat sanatı ile ilgili eğitimler veriliyordu. Üstünden zaman geçtikten sonra tezhip kursuna katıldım. Burada da hat sanatı ile ilgili dersler aldım. Harflerin boyutuna göre üzerine bir tezhip çalışması yapılacak şekilde bu sanatı icra ediyorum.

Ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Bunlardan bize bahseder misiniz?

Kültür Müdürlüğünün açmış olduğu kurslarda tezhip üzerine çalışan öğrencilerin bana getirmiş olduğu eserlerin üzerine elif ve vav harflerini yapıyorum. Buradaki dükkanımda ayrıca Osmanlı, Arapça isim yazdırmak isteyenlere yardımcı oluyorum. Bunları gelen kişilere şablon olarak veriyorum. Ayrıca çerçevelerin, tabakların üstüne kendi isimlerini Osmanlıca işliyorum. Hat sanatına baktığınız zaman Osmanlıcadan geliyor. Hat kelimesi çizgi demek. Çizgiler harfleri oluşturur. Harflerde alfabeyi oluşturur. Bizim kültürümüzde olan Kuran-ı Kerim'in içerisindeki hat sanatı bir de Osmanlıca var. Bunları da murakka denen kağıdın üstüne yaparız. İs mürekkebi ve kamış kalem kullanılarak kalınlık ve inceliğine göre kalemin ucu açılır. Yazılacak olan yazı oraya yazılır.

Hat Sanatı ve Kaligrafi arasındaki fark nedir?

Hat sanatı normal bizim kullandığımız Latin harflerinin dışında çok daha farklı aynı zamanda üzerinde çok daha özen gösterilen bir sanat. Kaligrafi ise Yunan harfleri kullanılarak yapılır. Güzel yazı yazma sanatıdır. Hat sanatı ise başlı başına bir emek ve eğitim istemekte. Hat sanatında harflerin boyutu ve nokta ile belirlenir.

 Hat sanat dalı ne gibi zorluklar içermekte?

Yazı başlı başına zor bir olaydır. Yazının tam anlamıyla içeriği ve seni yansıtması her kişinin imzası farklıdır. Yazı da böyledir. Sanatta harflerin boyutu, kuyruk kısımları, önemlidir. Bir elif harfinin kuyruğunun biraz aşağıda olması başının biraz yamuk olması hat sanatı ile ilgili önemli bir durumdur. Eski hattatların yazıları şekillerinden ve boyutlarından anlaşılırmış. Harfi üzerine yazdığınız kağıt dahi çok özel ve emek verilerek yapılıyor. Bir harfi yazmak bile 4 - 5 hareketten meydana geliyor. Çok zahmetli, meşakkatli, sabır isteyen bir iş.

Bu sanata ne zaman başladınız?

Hat sanatına ebru sanatı ile tanışmam ile beraber tezhip sanatı arkasından hat sanatı ile gerçekleşti. Bu sanatların hepsi zaten birbiri ile ilişkili. Hat sanatında da 3.seneme giriyorum. Ancak bununla ilgili aldığım eğitim çocukluktan geliyor. Araya başka durumların girmesi sanata başlangıcımı geciktirdi. Hayatta takdiri ilahinin bir planı vardır. Biraz geç oldu bu işlere koyulmam.

Hat sanatında ne gibi malzemeler kullanıyorsunuz?

Hat sanatında murakka denilen kağıdımızı kendimiz yapıyoruz. Bu kağıdı da yumurta akını güzelce kararak kağıtlarımızın üzerine sürerek aherliyoruz. Sonra bunları da mühürlüyoruz. Üzerine kamış kalem ile yazıyoruz. İs mürekkebimiz var. Bu mürekkebin içine koymak için okkamız var. Mürekkebin tam kıvamına gelmesi için lika denen ipek kumaşı koyarak is mürekkebi de kıvamına getiriyoruz.

Bu sanatın incelikleri nerede yatıyor?

Sanatın incelikleri sabır, emek, sevgi ve çok çalışmakta yatıyor. Harfi yazarken terimler var. Mesela elin kırılması gibi. Bir ilkokul öğrencisi nasıl okula başladığı zaman yazı yazmayı bilmiyorsa bu da aynı şekilde. Düz çizgi, yatay çizgi çizerek el kaslarını çalıştırarak yazı yazmaya başlıyorsa. Hat sanatında da bu böyle. Bunları da yazmak içinse bol bol çizgi çizmek gerekiyor. El hareketlerinizi geliştirmeniz lazım. Çünkü insanoğlu nankördür. Bir şeyleri çok çabuk unutuyor. Unutmamak için de sürekli çalışmak gerekiyor.

Hat sanatını öğrenmek isteyenlere ne gibi tavsiyeleriniz var?

İlk öncelikle hat sanatının içerisinde barındırdığı anlamı ilk olarak içlerine sindirmeleri lazım. Her şeyin başı sevgi. Bu sanatı sevmek, istemek, kararlı olmak gerekiyor. Kararlı olmak her şey için geçerlidir. Bizim kültürümüzde olan hat sanatı, Osmanlıcanın tercümesinin bile kaybolması şu an büyük bir sorun. Bununla ilgili eğitim alan akademisyenlerde şu anda çok farklı yerlerde. Geleneksel sanatların biraz daha yaygınlaştırılması lazım. Kurslarda sanatlara önem verilmesi gerekli. Ne kadar çok kendimize donanım eklersek o kadar sağlıklı ve güzel düşünen bireyler oluyoruz. Bu şekilde boş işlerle uğraşmıyoruz. Geleneksel Türk sanatları ile uğraşmak insanı terbiye ediyor. Kendi üstümüze farklı kimlikler almış alıyoruz. Bununla beraber bakış açımızda gelişiyor. Şu an mevcut gelen söylemde hat sanatı, Osmanlıca bizi geri götürüyor lafları boş laflar. Sanat hiçbir zaman insanı geriye götürmez. Sanat insana huzur verir.

Bir hat eğitimi ortalama kaç senede tamamlanıyor?

Ortalama 3 senede tamamlanır. Ancak kişinin gayreti ile de orantılıdır.

Geleneksel sanatlarda icazet almak diye bir kavram var. Bu tam olarak ne manaya gelmekte?

İcazet almak hattat hocaların eşliğinde eğitiminizi tamamladıktan sonra hocanın size referans vermesidir. Bu referansı da verirken gerek kişiliğinizle, gerek terbiyenizle, çiziminizle, yazı yazmanızla mümkün oluyor. Bu şekilde hocanın adını kullanarak tüm kapılar size açılıyor.

Tezhip ve hat ilişkisinden kısaca bize bahseder misiniz?

Tezhip sanatı geleneksel Türk el sanatlarında doğada bulunan yarı üsluplaştırılmış çiçeklerin, motiflerin altınla ezilerek süslenmesi sanatıdır. Hat ile tezhip'in birbiri ile ilişkisi ise, tezhip sanatı hat sanatının süsüdür. Kuranın kapağını açtığımızda veya el yazmalarında bakara süresinin üst kısmında tezhip sanatı vardır. Genelde tezhip altın ezilerek yapılır. Bu sanat zaten Arapça ‘da zeheb kelimesinden gelir. Zeheb'de altın anlamına gelir. Tezhip sanatı özellikle altın ile yapılır. Bunlar ince uçlu fırçalar, kök boyalar, kağıtlar kullanılarak yaparız. Yani örnekleyecek olursak bir bakara suresinin üst kısmına şekiller yaptığımızda tezhip yazı kısmında ise hat sanatı kullanırız. Tezhip ve hat sanatı ne olursa olsun birbirinden ayrılmaz sanatlardır. Bu sanatlar birbirini tamamlar. Tezhip sanatı hat sanatının elbisesidir.

Geleneksel sanatların İzmir'deki konumu nedir?

İzmir'de Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden mezun olan öğrenciler var. Ancak eğitim konusunda ne yazık ki eksikliğimiz var. Bu sanata verilen özen de çok eksik. Birçok buraya ziyaretçi geliyor. Gelen kişiler ‘tezhip sanatı nedir, hat sanatı nedir?’ bunları bilmiyorlar. Hat ile kaligrafiyi karıştırıyorlar.  İnsanların bilgisi yok. Baktığınız zaman burada ki kurslarda yetersiz. Sadece Kültür Müdürlüğü’nün açmış olduğu kurslar var. Bu kurslarda verilen malzemeler ücretsiz. Ancak insanlardan yana talep yok. İzmir'in insanları dışarıda gidip çay içmeyi seven insanlar. Kursa gideceğim para ile güne gideyim 2 poğaça yiyim mantığındaki insanlar olduğu için bunlara ayıracak vakitleri yok. Kurslar yok. Halk eğitimde verilen kursların hepsi ise, ahşap boyama üzerine. Ülkede zaten bu eğitimi verecek yetişmiş hocalarda yok. Onun dışında özel kurslar var. Ancak bunlarda çok pahalı.

Sizce bu sanat dallarının yaygınlaştırılması için neler yapılması gerekli?

Televizyonlarda geleneksel Türk sanatlarını yaygınlaştırmak adına yayınlar yapılabilir. Günümüzde herkes her şeyi internetten, televizyondan izleyerek görebiliyor. Bu şekilde insanları ilgisi artabilir. Devletin başındaki insanların bakış açılarıyla da alakalı bir durum da söz konusu. Biraz daha bu sanatlara ilgi ve alaka olursa çok daha farklı şeyler olacağına inanıyorum.

Sanatla uğraşırken neler hissediyorsunuz?

Ben sanatla uğraşırken kendimi çok farklı bir boyuta alıyorum. En azından kendimi rahat, özgür hissediyorum. Renklerle oynayabiliyorum. Doğadaki güzelliklerin bana bahşedildiği ve sunulduğu için Allah’a teşekkür ediyorum. Hem de insan olarak beni bir tık daha  ileriye götürdüğü için kendimi şanslı hissediyorum.

Geleneksel sanatların altın çağı var mıdır?

Osmanlı zamanında el yazmaları olarak Kuran yazmaları gibi şeylerin zirve yaptığı zamandır. Özellikle padişahlara bunlar hediye edilirmiş. Osmanlı dönemi geleneksel sanatların zirve dönemidir.

Eklemek istedikleriniz?

İnsanoğlu öncelikle kendini bir sevsin yapabileceklerini görsün sanatla da iç içe olarak. Resim, şiir yazarak en azından kendi iç yolculuğunda kendini bulması ile çok daha mutlu bireyler oluruz.

Haber Merkezi