- Kültür-Sanat
- 26.04.2025 14:47
Günışığı Kitaplığı’ndan Müren Beykan’ın editörlüğünü yaptığı, Huban Korman’ın ise resimlediği ‘Havaya Bak’, Yazar Hacer Kılcıoğlu’nun dikkat çeken eserlerinden. Kılcıoğlu, bu kez umut verici yaşamların kapılarını aralıyor
SULTAN GÜMÜŞ
Ödüllü çocuk öyküleri ‘Aydede Her Yerde’ ve gençler için yazdığı ‘İzmir’de Üç Çocuktuk – Sezen, Haluk, Meltem’ gibi kitaplarıyla çok sevilen İzmirli Yazar Hacer Kılcıoğlu, öykü kitabı ‘Havaya Bak’ ile hava koşullarıyla duygu durumlarını buluşturuyor. Farklı yerlerden ve yaşamlardan çocukların başından geçen sıradan olayları, maceraları, olan bitenin onlara hissettirdiklerini muzip bir dille anlatan yazar, farklı kültürlerden ayrıntılar da aktarıyor. Kitapta yer alan, birbirinden ilgi çekici 10 öykü, sanatçı Huban Korman’ın desenleri eşliğinde dünyaya meraklı gözlerle bakan çocuklara, yepyeni ve umut verici yaşamların kapılarını aralıyor.
OKUMAYA DAVET
Filipinler’den Çeşme’ye tatile gelen Eren’in karanlık korkusu... Yıldızlı bir gecede, gemi güvertesinde başlayan dostluğun telaşlı coşkusu... Göztepe-Karşıyaka otobüsünde kutlanan, lokma kokulu doğum gününün unutulmaz tadı... Uzun bir aradan sonra Berlin’den Alaşehir’e gelecek teyyareyi özlemle beklemenin hüznü... Güneşten yıldıza, buluttan gökkuşağına, yağmurdan fırtınaya sıçrayan öyküler, kuş kanadına takılıp gökyüzünde buluşuyor. Ve elbette ‘Havaya Bak’ sadece bunlarla sınırlı değil. Kılcıoğlu, umut dolu bu yaşamları görmeniz adına sizleri kitabı okumaya davet ediyor.
KUTUUUUUUU
BELLEKTE BİRİKEN HİKAYELER
Öykülerinde muzip bir dili kullanmayı başaran yazar Hacer Kılcıoğlu, gazetemizle yapmış olduğu bir önceki röportajında şu sözlere yer vermişti: “Yolda olmayı seven biri olarak ülkemde ya da dünyada pek çok farklı hikayeyle karşılaşıyorum. Bunlardan bazıları şans eseri bana toslar, ama çoğunu kendim arar bulurum (gözlem gücü belki de). Bazen bu hikâye avı yüzünden gezmenin tadını kaçırdığım bile olur, ama başka türlüsünü yapamıyorum. Belleğimde biriken bu hikâyeler, gezi dönüşü zaman kaybetmeksizin yazıya dökülür, duygum eksilmeden. Sonra... Bir gün bu hikâyeler canlanır ve kitaplaşır. Muzip dil? Bu dili kullanmaya özen gösteririm, çünkü çocuklar seviyor. Başarabiliyorsam ne mutlu bana.” Parmak sallayarak çocuğa bir şey öğretmeye çalışmanın kitaplarda ve eğitimde asla yerinin olmadığını aktaran Kılcıoğlu, “Yeryüzünde herkes birbirinden bir şeyler öğreniyor. Ben de çocuklardan tonla şey öğrenirim. Öğretmek değil, öğrenmektir asıl olan. Eğitimle ilgili, bir devlet dairesinin duvarında kocaman harflerle yazılmış bir yazı okumuştum: öğretmenin sonu yoktur. Bence çok yanlış. Öğrenmenin sonu yoktur” diyor.
GEZGİN RUHLU YAZAR
1955’te Manisa, Alaşehir’de doğan Hacer Kılcıoğlu, İngilizce öğretmenliği yaptı. İzmir’in Köprü semtinde, Behçet Uz Parkı kıyısında, kimilerinin düşünce evi dediği Masalcıda okuyup yazmayı, hayal kurmayı sürdüren Kılcıoğlu, gezgin olmayı seviyor, sık sık yolculuklara çıkıyor. Çocukluk ve gençlik anılarını Ben Eskiden Çocuktum ve Jale’yle Konuşmak adlı kitaplarda toplayan yazarın, Perşembeleri Çok Severim adlı, duygu ve mizah yüklü ilk çocuk romanı Günışığı Kitaplığı tarafından 2009’da yayımlandı. Eşiyle birlikte İzmir’de yaşayan Hacer Kılcıoğlu’nun iki çocuğu var.