- Kültür-Sanat
- 19.04.2025 13:25
Sim sırma sanatının Ege Bölgesindeki tek eğitmeni Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Eğitim Görevlisi Arzu Lal ile sizler için Sim Sırma Sanatı üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik
EMİNE YALÇIN
Sim Sırma sanatına dair detaylı bilgilerin yer aldığı röportajımızda, unutulmaya yüz tutmuş bu sanatı Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Eğitim Görevlisi Arzu Lal ile detaylı bir şekilde konuştuk.
ÜRÜNLER SERGİLENEREK SATIŞI YAPILIYOR
Turizm ve Kültür Bakanlığı Geleneksel El Sanatları Eğitim Görevlisi Arzu Lal, Kültür ve Turizm Bakanlığına kayıtlı bin 800 geleneksel el sanatları sanatçısından birisi olduğunu söyleyerek, 2007 yılından bu yana Kültür Bakanlığı kurslarında görev aldığını ifade etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde açılan kursların yanı sıra İzmirde belediyelerin ilgi göstermesi ile birlikte 2015e Selçuk Belediyesinde Kadın Danışma Merkezinde bir Sim Sırma kursu ile başladıklarını dile getiren Lal, Selçuk Belediye Başkanı da destek vererek Artemis Kadın El Emeği Pazarı kurdu. Kadınlara orada ücretsiz stantlar tahsis edildi. Şimdi her pazar günü Selçukta o pazarda ürünler sergileniyor. Ürünlerin tanıtımı yapılarak satışı yapılıyor. Bu durum benim için gurur verici bir olay. Oradaki kadınların yaptıkları işler yurtdışına açılmaya başladı dedi.
EN BÜYÜK KATKI PAYI SAĞLAYAN KAHRAMANMARAŞ
2014 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Geleneksel El Sanatları kursları olarak İzmir Valiliğine ait stantlarında 6 tane fuar, 2 tane festival ve 2 tanede sergi açtıklarına dikkat çeken Lal, bir yıl içinde yapılan çalışmaları büyük bir başarı olarak gördüğünü söyledi. Lal, Sim Sırma Sanatı kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel bir el sanatımızdır. Şu an için yoğun bir şekilde Kahramanmaraşta yapılıyor. Bu yüzden bu işin kadın istihdamına en büyük katkı payı sağlayan Kahramanmaraştır. Çünkü Sim Sırma Sanatının doğum yeri orasıdır. Bu sanat Kahramanmaraşta Dulkadiroğlularından ulaşmıştır ve 1934lü yıllarda Kız Meslek Lisesinde eğitime sunulmuştur. Sim Sırma sonrasında olgunlaşmalarda eğitim ayağının çok önemli bir parçasıdır. En fazla atölye sayısı Kahramanmaraştadır şeklinde konuştu.
GELECEK NESİLLERE AKTARMAK ADINA ÖNEMLİ
Lal, Selçuk ilçesinde büyük bir başarı yakaladıklarını ifade ederek, İzmirli kadınlara imkan verilirse birçok kadının iş gücüne katkısı olacağını düşündüğünü vurguladı. Lal, Yapılan işler hem kültür mirasımızı taşımak adına hem de gelecek nesillere aktarmak adına çok önemlidir. Biz burada 1 yıllık kurs veriyoruz. 1 yılsonunda öğrencimize verdiğimiz belge hem Kültür Bakanlığından hem de Milli Eğitim Bakanlığından onaylı. Bu sertifikayı alan kadınlarımız kendi mahallelerinde küçük bir halk eğitim kursu olarak istihdam edebilir. Tüm kadınlarımız kızlarının çeyizlerine bir şeyler yapmak istiyorlar. Kendi evleri için yapıyorlar. Ama bir yerden sonra maddi kazanca dönüştürme isteği de oluşuyor dolayısıyla. Bu sebeple İzmir Ticaret Odasına başvuruda bulundum. Oradan bize onay geldi. 28 Eylül-2 Ekim arası İzmir Ticaret Odası büyük sergi salonunda hem benim kendi çalışmalarımın hem de öğrencilerimin çalışmalarının yer alacağı bir sergi hazırlığımız olacaktır. Aynı zamanda öğrencilerimin yapmış olduğu el emeği göz nuru çalışmalarda burada satışa sunulacaktır diye konuştu.
SANATIMIZI DAHA İYİ BİR ŞEKİLDE TANITACAĞIZ
Yaptıkları birçok çalışmadan sonra amaçlarının yurtdışında açılan fuarlara katılmak olduğunu söyleyen Lal, Biz Kültür Bakanlığına bağlı sanatçılar olarak yurtdışında açılan fuarlara görevlendirilebiliyoruz. Bununla beraber sanatımızın daha iyi bir şekilde tanıtacağımızı düşünüyorum. Bu beklenti içindeyiz. Bu arada girişimcilik kurslarına gittim. KOSGEBten bir onay alabilirsek öğrencilerimiz için bir atölye açmayı düşünüyorum ifadelerini kullandı.
İZMİRDE SANAYİLEŞME VAR
Lal, Sim Sırma Sanatının kaybolmaya yüz tutma sebebini makineleşmeye bağlayarak, İzmirde el emeği olarak yapılan çalışmaların yüzde 90ının makine nakışı olduğunu öne sürdü. Lal, İzmirde bu alanda ciddi manada bir sanayileşme var. Makinalar programlı olduğu için istenilen motifi ortaya çıkarıyor. Bizde katıldığımız fuarlarda bir makine ile yapılan bir de el emeği ile ortaya çıkan ürünü yan yana koyup insanlara gösterdiğimizde ancak o zaman farkına varabiliyorlar. Bakanlığımızın bu işi sürdürüyor olması kaybolmaya yüz tutmuş geleneksel el sanatlarımızı yaymak, yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak üzere bu kurslarımız var. Bu durumda kültür bölümünü çok ilgilendiriyor dedi.
KENDİLERİNİ GÜVENDE HİSSETMELERİ GEREKİYOR
Bu yıl içinde yaklaşık 400 kişinin kursa katılmak için başvuru yaptığına dikkat çeken Lal, ancak kurs bünyesinde sadece 12 kişi alabildiklerini açıkladı. Kadınların mutlu olması ile birlikte toplumunda mutlu olabileceğini belirten Lal, İlk önce kadınların mutlu ve huzurlu olması gerekiyor. Kadınların kendilerini güvende hissetmeleri gerekiyor. Bizde kurslarımızı ücretsiz olarak veriyoruz. İnsanlara kazandırılan her hobi onlar için hayata bir adım oluyor. Katıldığımız fuarlarda açtığımız sergilerde kadınlarımız daha çok sosyalleştiler şeklinde konuştu.
SANATIMIZI İLERİ TAŞIMA AMACINDAYIZ
Lal, sanat ne kadar çok sevilirse sanatın içinde ne kadar olunursa o kadar başarılı olunduğunu belirterek, Sim Sırma Sanatını günümüzden eskiye doğru gittiğimizde sadece sarayların gizli sandıklarında görebiliyoruz. O ürünlerin fotoğrafı bile çekilemez durumda. Biz özel izinlerle girip sandıkları açarak ürünleri inceleme şansı yakaladık. Biz zaten geçmişimizden feyz alarak özgün tasarımlarla sanatımızı ileri taşıma amacındayız. Bugün yaptığımız eserler 50 yıl sonrasının kültür mirası olacak. Şu an için maalesef çok değer görmeyen el işlerimiz 50 yıl sonra belki müzayedelerde satılacak. Öğrencilerimin bu durumun farkında olmalarını istiyoruz. Çok eskiden kalmış bir kese bir terlik işlemesi gibi ürünler bir takım insanların evlerinde var. Günümüzde ise Sim Sırmayı ev dekorasyonundan kadın moda dünyasına kadar her yerde kullanıyoruz. Masa örtüleri, abajurlar, yastıklar, ayakkabı, çizme, çanta ve takılarda görmemiz mümkün. Kurslarımızda her türlü çalışmayı yapıyoruz diye konuştu.
ÇALIŞMALARIN HEPSİ TEK
Kurs verdikleri alanın yeterli olmaması ile birlikte senede sadece 12 kişiye Sim Sırma Sanatını öğretebildiklerini vurgulayan Lal, 18-65 yaş aralığında herkesin kursa başvuru yapabileceğini belirtti. Lal, sözlerini şu şekilde tamamladı: Gelen öğrenciler duydukları ilgi ve alakayı kaybetmesin diye öncelikle basit ve kolay işlerle başlıyoruz. Kişinin kendi gücüne göre çalışmalara devam ediyor. Öğrencilerim bu yıl içinde 4 ayda 500 eser ortaya çıkardılar. Son olarak İzmirlileri mutlaka ve mutlaka açtığımız sergilere bekliyoruz. Kadın el emeğinin birebir kendisinden alıcısına ulaştığı bir ortam olduğu içinde oldukça değerli ürünlere sahip olacaklarını bilmelerini istiyorum. Yapılan tüm çalışmaların hepsi tektir.
SİM SIRMA SANATI NEDİR?
Osmanlıdan bu yana çeyizlerdeki en nadide parçalar arasında her zaman sim sırma işleme ürünleri yer aldı. Yaygın olarak Maraş işi olarak bilinen sim sırma işlemeciliği Anadolunun en eski el nakışlarından biri. Osmanlı hat sanatında da kendine yer bulmuş Maraş işi. Sim-sırma ile işlenen hat levhaları geçmişten bugüne taşınan en değerli miraslar arasında. Günümüzde kadın giyim eşyaları, sabahlık, gece kıyafetleri, çanta, masa örtüleri, bayan ayakkabıları, terlik, küpe, broş, seccade, Kuran-ı Kerim mahfazası, gözlük kılıfı, para kesesi, yatak örtüsü ve oda takımı gibi eşyaları süsleyen Maraş işi erkek giysileri arasında da Maraş abası, palaska, cepken, şalvar ve zıbınlara işleniyor. Maraş işinin işleme tekniği, araç ve gereçleri diğer işlemelerden oldukça farklı. Tezgah (Cülde), makaralık, askı, makat, biz, möhlüke (keski), sim, sırma, çamaşır ipeği, balmumu, çiriş, solüsyon, uhu, tırtıl, kurt, kumaş, astar kumaş, nakış ipliği, beyaz karton, gri karton, çimento kâğıdı (graft kağıdı), sarı karton, beyaz sabun, çeşitli pul ve boncuklar, silgi, çıkrık ve çekiç sim sırma yapabilmek için ihtiyaç duyulan malzemeler. Yüzü ve tersi birbirinden farklı ve tek yüzlü bir işleme olan sim sırma sire saten, kadife, organze, şifon ve çeşitli ipekli kumaşlar üzerine uygulanabiliyor. İnce kumaşlar üzerine işlenirken altı organze veya astarlı kumaşlarla destekleniyor. Maraş işi sarı ve gümüş rengi sırma, sim ile işlendiği gibi motiflerin tamamı veya bir kısmı koton ve ipliklerle de işlenir. Maraş işinin bir özelliği de nakış işlenirken alt ipliğin üstten, üst ipliğin alttan görünmemesidir. Kahramanmaraşın en önemli kültürel değerlerinden biri olan ve şehrin adıyla anılan sim sırma bazen eski zamanlara ait bir güzellik gibi hatırlansa da yeni kullanım alanları ve tasarımlarla bundan sonra da estetik bir el sanatı olarak varlığını sürdürmeye devam edecek gibi görünüyor.