Hiçliğe ve zamansızlığa doğru ürpertici bir koşu…

Azade Aslan’ın Türkçeye çevirdiği ve başarılı öykücü Nathalie Gendre’nin edebiyata kazandırdığı ‘Kutu’ pek yakında okuyucularıyla buluşacak. Eser, hiçliğe ve zamansızlığa doğru ürpertici bir serüven sunuyor


  • Oluşturulma Tarihi : 22.08.2020 11:08
  • Güncelleme Tarihi : 22.08.2020 11:08
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Hiçliğe ve zamansızlığa doğru ürpertici bir koşu…

MEHMET ŞERİF TOPRAK
‘Uzun zamandır ilk kez kendimi mutlu hissediyorum. Varoluşumun karanlık dönemlerinin geride kaldığını duyumsuyorum. Hayatımın bu eski bölümünü kapatmak için, gül ağacından kutumu koliye koyup eski kıyafetlerden oluşan bir yığının altına gömdüm…’
Zamanın akışını gerçekten tersine çevirebilir miyiz? Bedenimizin ve belleğimizin yitirdiği bir mutluluğun parçalarını yeniden birleştirebilir miyiz? Çağdaş Fransız edebiyatının güçlü kalemlerinden Nathalie Le Gendre, yakında tüm raflarda yer alacak ‘Kutu’ ile belleğin çürüyüşüne ve zamana meydan okuyan bir anlatı sunuyor.
Gençlik aşılayacak deney uğruna hem geçmişini hem geleceğini yitiren bir bilimkurgu yazarı. Hayatı tersten yaşamayı seçtiği için sevdiği herkesten ve her şeyden ayrı düşen, tüm yaşamını bir deftere ve kutuya hapseden kadının zamanla ve gerçeklikle kıyasıya çatışması. New York sokaklarında salınacak sonsuz gençlik ve güzellik hayalinden, kliniğin soğuk ve yalnız duvarlarına… Zamanın girdabına kapılanların cesaret, umut, sevgi ve hayal kırıklığıyla dolu öyküsü… Geçmişin bugünle iç içe geçtiği, hazmı zor, çok katmanlı bir gelecek zaman klasiği!
KALBİNİN ACIDAN PATLAMASI…
Sayfayı yırttı, ağzına tıktı, uzun uzun çiğnedi ve o iğrenç kâğıt hamurunu, sanki nihai gerçeği ortadan kaldırıyormuş gibi bir seferde yuttu. Ansızın, uzun yıllar boyunca onu sarsan bütün olayları hatırladı; yeniden Myrtille’i düşündü ve kalbinin acıdan patlayacağını sandı.
“Yok olmak istemiyorum! Henüz değil!”
Komodinin çekmecesini karıştırıp bir kalem çıkardı.
Benim adım Shanel Kay ve ben yok olmamalıyım.
Cümle, akıl defterinin son boş sayfasını dolduruyordu.


NATHALİE LE GENDRE KİMDİR?
1970’te Fransa’nın kuzeybatısında Saint-Nazaire’de doğan Nathalie Le Gendre (Natali Lö Jond), çocukken oyuncu, çizer, iç mimar, motosiklet yarışçısı ve öğretmen olmayı hayal ediyordu. Sekreter, mimar ve oyuncu olarak bir süre çalıştıktan sonra, ilk romanı Dans le larmes de Gaïa’nın (Gaïa’nın Gözyaşlarında, 2003) ardından yazarlığı meslek edindi. 2004’te Mosa Wosa’yı yazdı. Bu iki gençlik romanıyla Prix des Incorruptibles’a değer bulundu. 2010’da Brune et Jules (Brune ve Jules), 2011’de Libre (Özgür) ve Vivre’yi (Canlı) yazdı. Ender görülen ve tedavisi olmayan bir hastalık yüzünden bir süredir tekerlekli sandalyeye bağımlı yaşayan, ellerini kullanamayan Le Gendre’un son romanları, Piégé (Kapana Kısılmış, 2016), Seule (Yalnız, 2017) ve La reine des Aurès contre le général Hassan (Aurès Kraliçesi, General Hasan’a Karşı, 2018). GPI – Grand prix de l’Imaginaire’in (Hayal Gücü Büyük Ödülü) de sahibi olan yazarın, 2020’de Türkçe’ye kazandırılan ilk romanı, belleğin sınırlarını zorlayan Kutu (Jeunesse eternelle, 2016).

 

Haber Merkezi