Sayfa Yükleniyor...
İlk romanı Ah Mana Mu ile İlköğretim Vatandaşlık ve Demokrasi ders kitabına giren İzmirli yazar Handan Gökçek, son romanı Ve Yokmuş ile içimizdeki ötekilerin hayatına mercek tutuyor
Öykü kitabı Düş Hırsızı ile 2002 yılında edebiyat dünyasına giren, 2008 yılında ikinci öykü kitabı Sır Dökümü yayımlayan Handan Gökçek, 2010 yılında yayımlanan Ah Mana Mu ve 2014 yılında yayımlanan Elenika romanlarının ardından üçüncü romanı Ve Yokmuş ile edebiyat severlerin karşısına çıktı. Yakın Kitabevi tarafından yayınlanan Ve Yokmuş, hayatındaki yoklukların yerine, hayalindeki ışığın hikâyelerini koyan Bilgin karakteri ile yoldaşı, iç sesi kedi Antonun ilişkisi üzerinden okurun yönünü içimizdeki ötekilere çeviriyor.
Ah Mana Mu da mübadillerin, Elenika da Rumların dramına odaklanan Handan Gökçek, Diğer iki romanımda ötekiler vardı; bizim dilimizi konuşmayanlar, aynı din olgusunu paylaşmayanlar. Bu romanda içimizdeki ötekileri anlatmak istedim dedi.
CANIMI YAKAN BİR DÖNEM
Ve Yokmuşun başkahraman Bilginin, istediği gibi başlamayan hayatını, istediği kahramanlarla ve hikâyelerle sürdürdüğünü anlatan Gökçek, 12 Eylül darbesinin iç dünyasında yarattığı yıkım, Bilginin yaşamını şekillendiriyor. Mesai saatleri lüks bir otelin döner kapısı önünde geçen Bilgin, gözleri önünden akan dünyayı hayallerinde dönüştürüyor diye konuştu. Yazar Handan Gökçek, sözlerini şöyle sürdürdü; Ne zaman lüks bir otelin önünden geçsem kapıda duran, kurşun askerlere benzeyen adam dikkatimi çekerdi. Yanı başında dönen bir kapı, önünde hızla akan bir dünya ve bütün bu hareketin tam ortasında duran bir adam. O adamın hayatına girmek istedim. Aklımı kurcalayan o adamın ve canımı yakan bir dönem olan 12 Eylülün hikâyesini Ve Yokmuşta bir araya getirmeye çalıştım.
ÇOCUKLARI DA UNUTMUYOR
Çocuk ve gençlik edebiyatı alnında da sevilen eserlere imza atan Handan Gökçekin, küçük okurları için Gökyüzü Perileri ve Yeryüzü Çocukları, Minik Yağmur Damlasının Maceraları, Piri Reis ve Charlie kitapları bulunuyor.
Kitaptan
O ışığa ne zamandır bakıyordu? Onu ilk ne zaman görmüştü? Baktığı hep aynı ışık mıydı? On yıldır bu binada oturuyordu ama bu odada doğmuştu sanki. Doğduğunda kırk yedi yaşındaydı ve gördüğü şey, o çok uzaklarda belli belirsiz yanan ışıktı. Hayatının böyle başlamasını ne kadar çok isterdi (HABER MERKEZİ)
Haber Merkezi