Sayfa Yükleniyor...
Bostanlı Suat Taşer Tiyatrosunda 8 Ekim 20.30da sahne alacak olan Leman Sam İzmirli müzik severlerle birbirinden güzel şarkılarını paylaşacak
NİLGÜN TAZE
18 dilde söylediği şarkıları, doğa ve hayvanlara olan sevgisi bilinen sanatçı Leman Sam geçtiğimiz Haziran ayında verdiği konserin ardından tekrar İzmirde sahne alacak. Türkiyenin en güçlü kadın seslerinden biri olan Leman Sam uluslararası platformda da ülkemizi başarıyla temsil ederek Portekiz Cumhurbaşkanı Mario Suareza, USA Başkanı George Busha, Malezya Kralı ve Kraliyet Ailesine de konserler vermişti.
Bu güne kadar yayınladığı 5 albümü bulunmakta olan Leman Sam aynı zamanda Zülfü Livaneli şarkılarını en iyi yorumlayan sanatçılardan biri olma özelliğini taşıyor. Kıyamam Sana, Rüzgar, Anladım ve İlla, Samın geniş kitlelerce çok sevilmesinde rol oynayan önemli çalışmaları arasında yer alıyor.
TEK BAŞINA YOLCULUK
Genç yaşta evlenen şarkıcının Şehnaz ve Şevval Sam isimlerinde iki kız çocuğunun dünyaya gelmesinin ardından yaşanan ekonomik zorluklar ve şiddetli geçimsizlik sonucunda Leman Sam evliliğini noktalayarak tek başına yoluna devam etmeye karar verdi. İlk albümü olan ve Zülfü Livanelinin şarkılarını yorumladığı eserlerden oluşan Livaneli Şarkıları isimli albümü 1988de müzik marketlerde satılmaya başladı. Güçlü yorumuyla müzikseverlerin beğenisini kazanan Sam 1990da prodüksiyonunu Garo Mafyanın yaptığı Çağrı albümünü dinleyiciyle buluşturdu. 1992de yayınladığı Ayak Sesleri isimli albüm, birçok kişiye ulaştı ve döneminin en popüler çalışmalarından biri oldu. 1994te Eski Fotoğraflar ve 1998de Vedat Sakmanın prodüktörlüğünü gerçekleştirdiği İlla albümlerinden sonra sanatçı yeni çalışması için hazırlıklarını sürdürdüğü açıklamasını yaptı.
LEMAN SAMDAN İNCİLER
Aşık olur gibi şarkı söyler, şarkı söyler gibi aşık olurum.
Sadelik, her şeyde sadelik Kendi benliğinize cevap verirken vicdanınız çok rahat oluyor
İnsanlar cennete gitmek için onca çaba gösteriyor ama içinde yaşadıkları doğa cennetini hoyratça yok ediyorlar
Her şey doğada gizli Doğayla baş başa kaldığınız zaman, tek başınıza kaldığınız zaman doğanın müziğini dinliyorsunuz. Tabiat ananın size neler verdiğini fark edebiliyorsunuz. Doğanın sunduklarını görüyorsunuz. Yıldızdan ayrı zevk alıyorsunuz, yeşilden ayrı zevk. Bostanımda bir şeyler yetiştiriyorum, bahçıvanımla ve ondan da ayrı bir zevk alıyorum. Denize giriyorum. Doğanın kucağında beyniniz dinlendiği zaman daha iyi uyuyorsunuz, daha iyi yaşıyorsunuz. Kitap okurken daha rahat okuyor, daha kolay anlıyorsunuz. Ben kendimi doğaya attığım andan itibaren memnun olacağım her şey başlıyor. Aşkı çok dibine vurarak yaşadığımdan benim için aşık olmak hastalık gibi bir şey. Ciddi hastalık dönemi geçiriyorum. Nekahet dönemi uzun sürüyor. Ondan sonra öyle bir yoruluyorum ki, Uzun bir süre aşk yaşamayacağım diyorum ama olmuyor. Zaten benim gibi evine kapalı yaşayan bir insanın kolay kolay aşık olması çok olası değil.
Haber Merkezi