- Kültür-Sanat
- 09.05.2025 15:21
Visegrad ülkeleri işbirliği ve İzmir Mimarlık Merkezi desteği ile Hezarfen Film Galeri, bu yıl 3. defa Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya sinemalarına odaklanan bir festival gerçekleştiriyor
Hezarfen Film Galeri, bu yıl 3. defa bu yıl 3. defa Macaristan, Polonya, Çekya ve Slovakya sinemalarına odaklanan Türkiye-Visegrad Kültür Festivalini gerçekleştiriyor. Festivalin bu yılki teması olan Beden ve Ruh, insanın iç dünyasını beden, zihin ve ruh bağlamında inceliyor. İzleyicilere ücretsiz olarak sunulan program, sinema tarihinin geniş bir dönemine ışık tutarken, hem usta hem de genç yönetmenlerin yapımlarını bir araya getiriyor.
Hezarfen Film Galerinin 6-10 Mart 2018 tarihleri arasında sinemaseverlerle buluşturduğu Beden ve Ruh programı, bedenlerin zihin ve ruhla olan ilişkisini inceliyor. İnsan doğasının karmaşık yapısını anlamaya davet eden program, varoluşun en fiziksel ve soyut hallerini sürükleyici hikayeler aracılığıyla ele alıyor. Film programı, kapsadığı geniş tarih aralığında hem ustalara hem de genç yönetmenlere selam niteliği taşıyor. Programda Jan vankmajer, Vera Chytilová, Wojciech Marczewski, Martin ulík, Ildikó Enyedi, György Pálfi, Virág Zomborácz ve Anna Zamecka imzasını taşıyan önemli yapımlar izleyicilerle buluşuyor.
DEĞİŞİMİN GEREKLİLİĞİ
Birbirinden kopuk aile bireylerini bir kutlamada bir araya getirmeye çabalayan Olanın yaşamına bakış sunan Birliktelik (Communion, 2016), imkansız gibi görünen değişimin gerekliliğini ortaya koyuyor. Filmin yönetmenliğini Anna Zamecka üstleniyor. Yönetmenliğini György Palfinin yaptığı Serbest Düşüş (Free Fall, 2014), apartmanın çatısından atlayarak intihar eden yaşlı bir kadının hikayesinin, diğer dairelerdeki hikayelerle benzerliklerini açığa çıkartıyor.
György Palfinin sinema dünyasına çarpıcı bir giriş yapan filmi Hıçkırık (Hukkle, 2002), yaşamın gizemi üzerine, neredeyse hiç diyaloğun olmadığı, doğa seslerinin çeşitliliğiyle akan bir film. Hukkle, enfes görüntüleri ve akıl almaz detaycılığıyla gencecik bir yönetmenin de doğuşunu müjdeliyor.
Program kapsamında gösterilen Papatyalar (Daisies, 1966), 1960lardaki Çek Yeni Dalgasının en ünlü filmlerinden biri. Yönetmenliğini Vera Chytilovánın yaptığı film, içinde yaşadıkları yozlaşmış dünyayı yansıtmaya karar veren iki genç kadının hikayesini anlatıyor. Taşralı bir film eleştirmeninin isyankar bir grup oyuncuyla mücadelesini anlatan Özgürlük Sinemasından Kaçış (Escape from the Liberty Cinema, 1990), yapıldığı on yıldaki en özgün Polonya filmlerinden biri olarak öne çıkıyor. Wojciech Marczewskinin yönettiği film, hem baskıcı dönemin sonu hakkında şiirsel bir hiciv hem de insanlığa dair evrensel bir masal niteliği taşıyor. Gerçek olaylara dayanan Küçük Liman (Little Harbour, 2017), masum bir oyun oynayan iki çocuğun hayatlarının sonsuza dek değişmesini konu ediniyor.
Kısa bir süreliğine büyükbabasının köydeki eski evine taşınmaya karar veren Jakupun bulduğu günlükle değişime uğrayan hayatını konu alan Bahçe (The Garden, 1995), Martin ulík yönetmenliğinde perdeye yansıyor. Berlin Film Festivalinde büyük ödül Altın Ayıyı kazanan Beden ve Ruh (On Body and Soul, 2017), usta Macar yönetmen Ildikó Enyedinin 18 yıl aradan sonra çektiği ilk filmini oluşturuyor. Bir aşk hikAyesinin anlatıldığı film, Budapeştede bir mezbahada geçiyor. Jan vankmajerin üçüncü uzun metrajlı filmi Zevk Komplocuları (Conspirators of Pleasure, 1996) canlı oyunculuk ve klasik canlandırma tekniklerini barındırıyor.
Ruh ve Beden film programı, 06-10 Mart 2018 tarihleri arasında, İzmir Mimarlık Merkezinde ücretsiz izlenebilir.
RUH BEDEN İSYAN
Ben kimim? Bedenleşmiş bir ruh, esinle dolu bir beden Sanatsal deneyim, bedensel başkaldırının gizemli bir katarsis yaşadığı zirvedir: kendine yönelik düşünen bir sanatçının ruhu, maddi haldeki bedeni düşünceler alanına yükseltir. Beden haline gelirken, esin almaya devam eder. Beden veya ruhun herhangi birini göz ardı etmek, diğerinden kuşku duymak demektir.
Visegrad-Orta Avrupa Filmleri Festivali, dört ülkeden dört sanatçı kolektifini Türkiyede ağırlıyor: Sczezin (PL), Brno (CZ), Bratislava (SK) ve Budapeşte (HU). Bu sanatçılar, küratörlüğü yapılan seçkilerde beden ve ruh temasına meydan okuyorlar. Genç görsel sanatçıların sanatsal stratejileri, Macar sanatçı János Szirtesin aksiyon sanatıyla karşı karşıya geliyorlar. Böylece, beden sanatı üzerinde zamansal bir sınır çemberi çizen genç nesil sanatçılar, beden üzerine yeni akışkan perspektifler geliştiriyorlar. Serginin küratörlüğünü Martin Maryka ve Lenka Klodová yapıyor. İzmirin ardından sergiye, 12 Nisandan itibaren İstanbuldaki Gama Gallery ev sahipliği yapacak. Sergi 6-16 Mart tarihleri arasında ziyaretçilere açık olacaktır. HABER MERKEZİ