Sayfa Yükleniyor...
Hollywood'un İzmirli görsel efekt uzmanı Levent Haseki, Iron Man 3, Kaptan Amerika, Dracula, Thor, Guardians of Galaxy gibi ses getiren Hollywood yapımlarında kompozitör olarak görev alarak genç yaşta başarıyı yakaladı
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
2009 yılında İzmir Ekonomi Üniversitesi'nden mezun olan 30 yaşındaki Levent Haseki, mezun olur olmaz Avustralya'ya gitti. Yaklaşık 6,5 senedir yurtdışında aktif olarak görsel efekt uzmanı olarak çalışan Haseki, Iron Man 3, Kaptan Amerika, Dracula, Thor, Guardians of Galaxy gibi ses getiren Hollywood yapımlarında görev almayı başardı.
Yurtdışında çalışmalarını sürdüren Haseki, Türkiyedeki gençlerin dünya çapında çalışmalar içinde yer almaları için tavsiyelerde bulundu: Gelişen teknoloji görsel efektlerin kullanımı için geliştiği kadar iletişim için de gelişmiş durumda. Artık internet aracılığı ile pek çok programın nasıl kullanıldığını öğrenmek ve uygulamalar yaparak pratik geliştirmek kolay. Yabancı dillerini ve uzmanlıklarını geliştirsinler, uluslararası projelerde yer almak için girişimlerde bulunsunlar.
KENDİ KENDİME PROGRAMLARI ÖĞRENDİM
Görsel efekt konusunda nasıl uzmanlaştığını anlatan Haseki, bu iş gerekli programların nasıl kullanıldığı ile ilgili internetten çeşitli videolar izleyerek kendini geliştirdiğini söylüyor: Çok fazla sinema filmi izliyordum. Bu işlerin nasıl yapıldığına merak saldım. Artık teknoloji çok gelişti; internet üzerinden her şeye ulaşmak mümkün. Bu iş için kullanılan programları internetten indirdim ve kurcalamaya başladım. Bu işi dünyada en iyi kimlerin yaptığını buldum. Avustralyada, Amerikada ve Avrupada pek çok isme ulaştım, hepsi beni katlayacak insanlardı. Takıldığım yerlerde onlara mesaj atarak, iletişim kurdum. Ben şunu yaparken zorlandım, bana yardım eder misin dedim. Hepsi de geri dönüş yaparak bana yardımcı oldu. Türkiyeden birkaç firmaya mesaj attım cevap bile vermediler. Yurtdışına gittikten sonra burada çalışmamı istediler ama kabul etmedim. Çünkü burada paranı alamama durumu olabiliyor. Ayrıca burada çok fazla hiyerarşi durumu var. Üst-alt ilişkisi çok baskın, ben hayatımda hiç öyle bir ortamda çalışmadım. Çok üst düzeyde filmler de çekilmiyor Türkiyede. O yüzden teklifler çok cazip gelmedi açıkçası.
FİLMLERİ 2D İZLEMEYİ SEVİYORUM
Kompozitörün sahneyi bitiren adam diye geçtiğini ifade eden Haseki, Bir sistem halinde çalışırız. Ben bu sistemin en sonunda yer alıyorum. İşim kompozitör diye geçiyor. Ben bütün elementleri toplarım kendi sahneme koyarım. Sahnenin filme uyumunu sağlarım. Sahne hazır olunca yönetmenle görüşüyoruz. Bazen bazı şeyleri değiştirmek istiyor bazen de onay veriyor ve sahne izleyici karşısın acıkıyor. Mesela seni oturduğun koltuktan çıkarıp merdivenlerin tepesine koyabilirim. Photoshop gibi düşünün diyor. Haseki, sanılanın aksine görsel efekt bombardımanı filmleri çok fazla sevmiyor, izlemiyor da: Sinemada 3D ölecek. Alternatifi 2D olacak. Orijinal görüntü izleyeceğiz. 3D ile 3 boyutlu bir şey izlemiyorsunuz. Sadece biraz derinlik veriliyor. 3D filmin bazı dezavantajları da var. Baş ağrısı ve göz problemlerine neden oluyor. Ben Hobbitleri izledim. Sabaha kadar uyuyamadım. Yapmasını seviyorum ama izlemeyi sevmiyorum. Ben filmleri eski usul, 2D izlemeyi seviyorum. Ayrıca Avrupa sinemasını daha çok seviyorum.
ROBERT ZEMECKİS İLE ÇALIŞMAK KEYİF VERİCİYDİ
Yurtdışına gittikten sonra Haseki için işler pekte kolay olmadı. İlk işlerini internetten buldu ve bir süre reklam filmlerinde, butik stüdyolarda çalıştı: Türkiyede iş bulmak zor diyorlar ama yurtdışında da öyle. Hatta çok daha zor... En son çalıştığım butik stüdyodan kovulunca olaylar gelişmeye başladı. The Great Gatsby filminde çalışmak için başvuru yaptım. İş görüşmesine çağırdılar. Gittiğimde baya heyecanlandım. Bir hafta sonra dönüş yapacaklarını söylediler. Olmadı. Ama tekrar iletişim kuracaklarını söylediler. Öyle de oldu! Bir hafta sonra Iron Man filmi için görüşmek istediklerini söylediler. Görüşmeler yaptıktan sonra filmde çalışmaya başladım. İlk büyük Hollywood filmim oydu. O an ne hissettim? İnsanlar çok dost canlısı ama ister istemez heyecanlanıyorsunuz. Oraya gittiğinde iş kalitesi olarak senden beklenen yapılabilecek en üst düzey ne varsa onu yapmak. Bunun heyecanı ve korkusu oldu bende de. Acaba yapabilecek miyim' dedim. Öyle ya da böyle kendince büyük oynuyorsun sonuçta. Ama orada benim haricimde çalışan insanlar çok rahat ve yardımsever olduğu için kısa sürede bunu aştım. En kötü ihtimal yine kovulurum dedim. Hepsinde çalışmaktan büyük zevk aldım ama Robert Zemeckis ile son filminde çalışmak çok keyif vericiydi. O filmle en iyi görsel efekt dalında Oscara aday olduk.
HOLLYWOODA İLK ADIM
Lisans eğitiminin ardından Avustralya ve İngilterede çeşitli görsel efekt stüdyolarında çalışan Haseki, Hollywooda nasıl adım attığını şöyle anlatıyor: Sdyney'de iki tane kısa filmde çalışmıştım. Bunlar da ödül almıştı. Sonra Muhteşem Gatsby filmi için Animal Logic yapım şirketine başvurmuştum. İşe alınacağımdan çok da umutluydum. Ancak bir hafta sonra olmadı dediler. Benimle tekrar iletişime geçeceklerini söylediler. Bu konuşmadan bir hafta sonra gerçekten beni aradılar. Firmanın adı Animal Logic'ti. Aradıklarında Iron Man'da çalışır mısın dediler. Çok şaşırmıştım. Iron Man ile Hollywood'a adım atmış oldum. Bu yapım şirketinde bir süre çalıştım. Projeyi bitirdikten Luma Pictures benle iletişime geçti. Melbourne'de yeni stüdyo kuruyorlardı. Koşarak gittim. Karşımda yine bir Iron Man projesi vardı. Burada Thor, I Frankeistain, Iron Man, Captain Amerika, Underworld, Winter Soldier gibi filmlerin yapımında çalıştım.
TÜRK SİNEMASI GÖRSEL EFEKT ALANINDA YETERSİZ
Görsel efekt sektörünün giderek geliştiğini fakat Türkiyenin bu gelişmelerin dışında kaldığını söyleyen Haseki, Türkiyede görsel efekt alanındaki çalışmaları ve yapılan işleri yetersiz buluyorum. Ben her şeyi yaparım anlayışı var Türkiyede. Stüdyoların başındaki insanların hiçbiri sanatçı değil. Ekipman desen var ama ne yazık ki iyi işler çıkmıyor. Türkiyede bu konuda uzmanlaşmak için okullar yok. Kaliteli bir iş çıkması için büyük bütçeler gerekiyor. Bir Marvel filmi 200-300 milyon dolarlık bütçelerle çekiliyor. Teknolojiyle de bir alakası yok zaten, yurtdışından o teknolojileri getirebilirsin. Buradaki sanatçı da aynı programı kullanıyor, yurtdışındaki de. Ama farklı işler ortaya çıkıyor açıklamasında bulundu.
ÇOCUKLAR VE YENİ JENERASYON BU KONUYLA ÇOK İLGİLİ
Son zamanlarda hem sinemaya hem de görsel efektlere ilgide artış olduğunu dile getiren Haseki, bunun sebebini çok fazla film çekilmesine bağlıyor: Görsel efektlere her zaman büyük bir ilgi vardı. 1800lü yıllardan beri yapılıyor. Ama 2000'li yıllara gelindiğinde teknoloji o kadar hızlı ilerledi ki çok realistik görseller çıkmaya başladı. Dolayısıyla izleme isteği ve heyecan da arttı. Teknoloji çok hızlı ilerledi, her şey yapılabiliyor artık. Ondan dolayı patlamalar falan izleyiciyi sinemaya çekiyor. Buna sırf sanat olarak bakmamak lazım. Bu görsel efekt içeren filmler sana bir hikaye, mesaj kaygısı güden filmler değil. Buradaki olay sen git sinemaya bir litre kolanı, kocaman popcornunu al, ye ve izle. Sana eğlenceli bir iki saat zaman geçirsin. Daha sonra çok güzel efektler vardı diye etrafına anlat. Yeni jenerasyon bayılıyor böyle filmlere. Eskiden bu kadar çok film çekilemiyordu. Şimdi teknoloji de uygun olduğu için kısa sürede çekilebiliyor. Çocuklar ve yeni jenerasyon da bu konuyla çok ilgili. Bu da onları görsele yönlendiriyor. Ancak bir yandan da bu görsel zenginlik çocukların hayal güçlerini ellerinden alıyor. Artık sokakta top oynayan çocuk kalmadı. Şimdiki nesil başkalarının hayal ettiklerini düşünüyor. Kendisi hayal kurmuyor.
HIRS DEĞİL BİR İSTEKTİ
Genç yaşta oldukça ses getiren yapımlarda yer aldığı için kendini şanslı hissettiğini söyleyen Haseki, bunun bir hırs değil istek olduğunu vurguluyor: Kötü işlerde de çalışabilirdim ama ses getiren yapımlarda çalıştım. Türkiyede kalsaydım ne olurdu bilemiyorum ama zaten bu uluslararası bir iş. Üniversitedeyken de vardı kafamda hep yurtdışına gitmek. Eğer boğulacaksam büyük denizde boğulayım diyordum. Hırs değil bir istekti benimki. Çünkü bende şöyle bir mantık var, Giderim denerim yapamazsa dönerim. En azından gittim, denedim ama olmadı derim. Ama hiç denememiş olsaydım acaba deneseydim olur muydu diye düşünürdüm. Bu soru işareti yok şuanda kafamda. Bu işe başlarken de ileride bunu paraya çevireceğim aklımda yoktu. Öğrenmek istedim sadece. Ben elimden geleni yaptım ama bazı şeyler kendiliğinden gelişti.
Haber Merkezi