İzmir’in genç sinemacıları yola çıktı!

“Gençlik Projeleri” kapsamında Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın desteğini alan “Mustafa Akkad Genç Sinema Okulu” İzmir’de geleceğin yönetmenlerini, senaristlerini ve kurgucularını yetiştiriyor. Proje koordinatörü Fatih Yılmaz, okul sonunda ortaya on tane kısa film çıkartacaklarını söyledi


  • Oluşturulma Tarihi : 28.02.2016 08:14
  • Güncelleme Tarihi : 28.02.2016 08:14
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
İzmir’in genç sinemacıları yola çıktı!

TANER UYANIKER

Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın “Gençlik Projeleri” kapsamında destek verdiği “Mustafa Akkad Genç Sinema Okulu” 14-24 yaş aralığındaki gençlere ücretsiz olarak senaryo, yönetmenlik ve kurgu-montaj eğitimi veriyor. Ocak ayında çalışmalarına başlayan okulda 50 öğrenci 6 ay boyunca eğitim görecek. Eğitim kapsamında gençler teorik ve pratik eğitimler alacak. Proje koordinatörü Fatih Yılmaz, okulun “Çağrı” ve “Çöl Aslanı Ömer Muhtar” filmlerinin yönetmeni Mustafa Akkad’ın ismini taşıdığına dikkat çekerek Akkad’ı kendilerine rol model aldıklarını ifade etti.

HAYAL ETTİK

Ege Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü mezunu olan Proje Koordinatörü Fatih Yılmaz, okula başladığı 2007 yılından itibaren sinemaya gönül veren arkadaşlarla bir araya geldiklerini ve bir grup oluşturduklarını söyledi. Yılmaz, “Biz grubumuz olarak çalışmalarımızı sürdürürken, İstanbul sinema sektöründe çalışmış ve bu İstanbul sektöründen çıkıp İzmir’e gelmiş bir abiyle tanıştık. Kendisi bize kol kanat gerdi ve yardımcı olmaya başladı bizde onun desteğiyle ilk kısa filmlerimizi çekmeye başladık. Yaptığımız kısa filmler ödül almaya başladı. Hatta ilk yaptığımız kısa film ödül aldı. Diğer yarışmalardan da ödül almaya başladık. Bu durum bizi cesaretlendirdi. Biz, ‘artık iyi işler yapabiliyoruz, ödülde alıyoruz daha fazla gelişmememiz lazım ve etrafımızda daha fazla insanın olması lazım’ dedik.  Bunun sonucunda bir dernek kurma kararı aldık. Hayal etmekten gelen bir okul kuralım dedik ve adını “Hayalet mektebi” koyduk. İzmir’de de sinemayla alakalı ilk dernektir aynı zamanda. Bu dernekle beraber geliştik büyüdük. Bir proje yazma kararı aldık. Sinema okulu projesi yapalım dedik. Bu projeyi hazırlayarak gençlik spor bakanlığına gönderdik ve projemiz kabul oldu. Kabul olduktan sonra yoğun bir tempo içine girdik ve okulu açma çabalarına başladık. En sonunda da okulumuzu faaliyete geçirdik” dedi.

MUHAFAZAKAR KESİM SANATTA GERİ KALDI

Mustafa Akkad ismini seçmelerinde kendisinin iyi bir yönetmen olması yanı sıra “Çağrı” filmi gibi bir filmin yönetmeni olmasının da etkisi olduğunu söyleyen Yılmaz, İslami kaygısı olan insanların sinemayla ve sanatla yıllardan beri uğraşmadıklarını ve orasını çok boş bir alan gördüklerini ifade etti.  Muhafazakar kesimin sinema sektörünü uğraşılmaması gereken bir alan gibi gördüğünü belirten Yılmaz, “Muhafazakar kesim olarak son zamanlarda edebiyat ve sanat alanında lider isimler çıkartamadık. Necip Fazıl ve Sezai Karakoç’tan sonra bu kesimi temsil edecek kimse yok. Biz sinema sektöründe Mustafa Akkad gibi sağlam ve duruşu belli olan bir kişinin ismini sinema okuluna koyduk. Mustafa Akkad bizim örnek aldığımız bir kişidir. 'Çağrı' ve 'Çöl Aslanı Ömer Muhtar' filmlerini yapan bir isimdir. Aynı zamanda Amerikan sineması açısında önemli işlere imza atmış bir kişiliktir” diye konuştu.

“Mustafa Akkad Genç Sinema Okulu”  projesi hakkında bilgi veren Yılmaz şunları söyledi: “Bu 6 ay sürecek bir projedir. Ocak ayında başladık. Temmuz ayında son bulacak. Okulda üç farklı eğitim verilecek. Bunlardan bir tanesi senaryo eğitimi olacak. Burada Amerikan tarzı ve Fransız tarzı bir eğitim verilecek. Diğeri kurgu montaj bölümü olacak. Film tasarımı bölümündeki arkadaşlar da yönetmenlik eğitimi görecekler. Film çekim tekniklerini öğrenecekler. 4 ay sürecek olan bu eğitimden sonra 1,5 ay boyunca saha çalışması gerçekleştireceğiz. Öğrendiklerini uygulama aşamaları olacak. Bu aşamada senaryo grubundaki arkadaşlar senaryolarını, çekim tekniği alan arkadaşlar bu senaryoları çekecekler ve kurgu montaj alanındaki arkadaşlar bunların kurgu ve montajını yapacaklar. Sonuçta ortaya on tane kısa film çıkacak. Bu kısa filmleri biz yarışmalara göndereceğiz.”

SİNEMA YETENEK İŞİDİR

Proje kapsamında gençlere sinema eğitimi vereceklerini hatırlatan Yılmaz, eğitim için okullarına başvuru sayısının çok fazla olduğunu söyledi. Yılmaz, “Bakanlığa biz okul için 30 kişi ismi söyledik ama İzmir’in genç arkadaşlarında yoğun bir ilgi gördük. Bize gelen kimseye hayır demek istemiyoruz. Buraya gelen kişiler çok istekliler ve düzgün eğitim alabilecekleri bir yer yok. Çok fazla tercih edildik ve otuz olan kontenjanımızı elli kişiye çıkardık. Hala gelen arkadaşlar var onları proje kapsamında değerlendiremiyoruz. Biz dışarıda kalan bu arkadaşlarımızı Hayalet Mektebi Derneği’nde değerlendireceğiz. Bu arkadaşlara da böyle yardımcı olmaya çalışacağız” dedi.

İzmir’de gençlerin sinemaya önem verdiklerini, çok sevdiklerini ama sinema hakkında fazla bir şey bilmediklerini ifade eden Yılmaz, “Filmi değerlendir dediğimiz zaman değerlendiremiyorlar. Bir sinema analizi yapabilecek kişi sayısı çok az. Bizde özelikle böyle arkadaşları seçtik. Radyo Sinema Televizyon Bölümü öğrencilerinden fazla kişi almadık. Onlar zaten bir şekilde eğitim alabiliyorlar. Bizim amacımız bu eğitime pek fazla ulaşamayan kişilere ulaşmaktı. O yüzden ilgisi olan, seven ama çokta bilgisi olmayan arkadaşları aldık. Sadece 3-4 kişi üniversite de bu sektörle alakalı bölümlerde okuyor onun dışında kalan kişiler bu sektörle bağdaşmayacak bölümlerde okuyorlar. Sinema eğitim alınarak yapılacak bir şey olmasına rağmen ayrıca bir yetenek işidir. 12 yaşında çekim yapan çocuklar var o yüzden kişilerin bölümlerine bakmadan bu seçimi yaptık” diye konuştu.

FİLMELERDE SOSYAL MEDYA TAKLİT EDİLİYOR

Ülkemizde sinema sektörünün durumunun pek iç açıcı olmadığını belirten Yılmaz, “Son zamanlarda çıkan filmlere baktığımız zaman senaryosuyla, yönetmenliğiyle, kurgusuyla popüler kültürü yansıtan filmler yapılıyor. O samimiyet ve yakınlık yok. Özellikle komedi alanında çıkan filmler sosyal medyadan alınan sözlerle, repliklerle, cümlelerle oluşturulan filmler olduğunu görmek beni çok üzüyor. Ben bunu zaten sosyal medyada okuyabiliyorum. Bunların kopyalarının yapılmasından vazgeçilmesinin gerektiğini düşünüyorum” dedi.

Yılmaz, “Biz bu yola çıktığımızda bizi şekillendiren büyüklerimiz vardı, kitaplar vardı, filmler vardı, insan olmayı, doğru ve yanlışı, vicdanı, empati kurmayı ahlaki etik değerleri ailemizde, dinimizden okuldan ve öğretmenlerimizden öğrendiğimiz kadar Cüneyt Arkın’dan da öğrendik. Haylazda olsak vefayı Mahmut Hoca’yı hastane de ziyaret eden Hababam’dan öğrendik. Aşkı ve sevgiyi Türkan Şoray’ın ‘Selvi boylum Al yazmalım’ filminde ki ‘sevgi emek ister’ sözünden öğrendik.  Hayalimizi gerçekleştirirken en büyük desteği devletimizden gördük. Gençlik ve spor bakanlığı gençlik projeleri destek programları bize ‘Ailenizi büyütün çünkü siz iyi bir ailesiniz’ dedi ve bugünlere geldik”  şeklinde konuştu.

SUSKUN KALMAK İSTEMİYORUZ!

Sanatın özellikle sinemanın savaş zamanı propaganda aracı olarak kullanıldığını belirten Yılmaz, “Biz sinemanın birileri tarafından istedikleri düşünceyi dayatmak için yıllarca kullanıldığını biliyoruz. Biz sinemayı tüm bu çirkinliklerden kurtarmak istiyoruz. Artık başkalarının var olmayan sahte kahramanlarına, kültürel emperyalizmine suskun kalmak istemiyoruz. Çünkü biz bu ülkeyi Anadolu’yu Anadolu insanının kültürünü, değerlerini seviyoruz. Kendi hikayelerimizi, kendi kahramanlarımızı kendine özgün sinema diliyle anlatmak istiyoruz” dedi

Mustafa Akkad Kimdir?

19 yaşında Los Angeles Kaliforniya Üniversitesi'nde (UCLA) tiyatro eğitimi almak üzere ABD'ye gitmiş, Güney Kaliforniya Üniversitesi'nde (USC) lisans yapmıştır. Gelmiş geçmiş en büyük Amerikalı yönetmenlerden (Kızılderili asıllı) Sam Peckinpah 'ın yanında yetişmiştir.

Çağrı ve Çöl Aslanı Ömer Muhtar filmlerinin yönetmeni, Halloween filmlerinin yapımcısıdır. Mustafa Akkad sekiz tane olan Cadılar Bayramı (Halloween) filmlerinin yapımcısı idi. Bu nedenle kendisine "Cadılar Bayramı filmlerinin büyükbabası" lakabı verilmiştir.

En tanınmış filmi olan Çağrı eşzamanlı olarak, biri Batılı seyircilere hitap edecek şekilde (başrollerde Hamza'yı canlandıran Anthony Quinn ve Ebu Sufyan'ın karısı Hind'i canlandıran Irene Papas olmak üzere), diğeri de Arap ve Müslüman dünyasına hitap edecek şekilde, ve Ar Risâlah adı altında çekilmiştir. 'Doğu' sürümünde Hind rolünü Muna Vasıf (Mouna Wasef), Ebu Sufyan'ı Abdula Gayth canlandırmış, Hamza, Bilâl ve Zeyd rolleri anlatım içinde çok daha kısa görünümlere indirgenmiştir.

Çağrı gibi, ağırlıklı olarak Libya devleti tarafından finanse edilen ve bu ülke halkının 1920-1930'larda Ömer Muhtar önderliğinde İtalyan sömürgeciliğine karşı mücadelesini konu eden Çöl Aslanı Ömer Muhtar etkileyici savaş sahneleri ile dikkati çekmiştir.

Mustafa Akkad hayatının son on yılını Selahaddin Eyyubî'nin hayatını konu edecek bir film için sponsor arayarak geçirmiştir. Bu film için İstanbul Büyükçekmece'de bir set kurmuş ancak sponsor bulamadığı için ABD'ye dönmüştür.

11 Kasım 2005'te Amman, Ürdün'de üç uluslararası otelin bombalanması hadisesinde kızı Rima ile birlikte hayatını kaybetmiştir. Bombalamaları El-Kaide üstlenmiştir.

 

Haber Merkezi