Sayfa Yükleniyor...
İzmir'in tek kadın tasvircisi olma özelliğini taşıyan Emine Civelek, tasvirle olan alakasının 2003 yılında ustasının yanında zımpara yaparak başladığını ifade etti
ONURHAN ALPAGUT
İzmir'in tek kadın tasvircisi olma özelliğini taşıyan Emine Civelek, tasvir yapmaya 2003 yılında ustasının yanında zımparacılık yaparak başladığını söyledi. Bu işe başladığında kendine ait bir takımı bile olmadığını ifade eden Civelek, zamanında şevkini kırmaya çalışanlar olduğunu, fakat kendisinin işe dört elle sarılarak devam ettiğini söyledi.
Civelek, 2003'den bu yana tasvir ile uğraşıyorum. Hacivat Karagöz tasvirlerinin yanı sıra diğer geleneksel karakterlerinde tasvirlerini yapıyorum. 2003 yılında Mersinde bir İtalyan firmasında çalışırken, Büyükşehir Belediyesinin tiyatrolarına gidiyordum. Orada Ahmet Aksoy ile tanıştım. Bu benim hayatımın dönüm noktası oldu. Ahmet Aksoy'un yanında ilk etapta zımpara yaparak başladım bu işe sonrasında çok sevdim. O günden bugüne tasvir yapıyorum. Yaptığım tasvirler arasında oynatmak, göstermek ve satmak amaçlı yaptıklarım oldu. Ancak bu zamana kadar yaptığım çoğu tasviri çevremdekilere hediye ettim. Yaptıklarımı hiçbir zaman para için yapmadım. Çünkü bu işi seviyorum" dedi.
BAŞLADIĞIMDA EKİPMANIM YOKTU"
Tasvir sanatına ilk başladığı zamanlarda gerekli ekipmanlara sahip olmadığını belirten Civelek, Tasvir yapmaya ilk başladığım zamanlarda kendime ait bir nevregan takımım yoktu. Şekilleri çizip bir bileycide ilk tasvirimi babama yaptırmıştım. Sonrasında Bursa'dan 5 parçadan oluşan bir nevregan takımı satın aldım. Bu sanatta ilk zamanlarda deve derisi kullanılıyordu. Günümüzde deve derisi pek bulunamadığı için manda, inek derisi kullanılmakta. Gerekli malzemeleri İzmir'de bulamadığımdan dolayı dışarıdan satın almak durumunda kalıyorum. Bu işi yapabilmek için öncelikle elinizde hazır olarak çizilmiş tasvirlerin bulunması gerekiyor. Çizimlerimde Hüneri Acer'in tasvirlerini kullanıyorum. Yaptığım iş bana huzur ve mutluluk veriyor" diye konuştu.
AĞIR VE ZAHMETLİ
Tasvir işinin ağır ve zahmetli bir iş olduğu vurgusunu yapan Civelek, Yaptığımız iş emek ve kol gücüne dayanıyor, bundan dolayı boyun fıtığı rahatsızlığı dahi geçirdim. İşi yaparken başladığınız zaman kendinizi durduramıyorsunuz, sürekli yapmak istiyorsunuz. Yaptığınız işi bitirmek ve akabinde görmek istiyorsunuz. İşe başladığım andan itibaren onun bitmiş şeklini hayal ediyorum. Bu işi hızlandırmama sebep oluyor. Normal şartlarda 30 santimlik bir Hacivat Karagöz tasvirini birkaç saat içerisinde bitirebiliyorum. Gün içerisinde 2-3 çift çıkarabiliyorum" dedi.
İLGİSİZLİKTEN YAKINDI
Tasvir sanatına ilgisizlikten yakınan Civelek, Sırf elimde bir diploma olsun diye Geleneksel Türk El Sanatları okudum. Belki bir artısı olur diye düşündüm. Okulda hocalarla kendimi tasvir ustası olarak tanıttığımda bile beni ciddiye alan olmadı. Aynı zamanda tasvir dışında minyatür, tezhip ve çini de yapıyorum. Ama tasvire ilgi diğer el sanatları kadar hiçbir zaman olmadı. İstiyorum ki; herkes bu sanata ilgi duysun, önemsesin. Tam sanat konusunda ümitsizliğe düşmüşken İzmir Gölge Oyuncuları Kültür ve Sanat Derneği ile tanıştım. Burada Ali Bey beni sanat konusunda ümitlendirdi, şevklendirdi" dedi.
YÜZLERCE TASVİRE İMZA ATTI
Yüzlerce tasvir yaptığını belirten Civelek, 12 yıl boyunca birçok tasvir yaptım. Ancak bunların çoğunu çevreme hediye ettim. Bu konuda pek çok hedefim var. Yakın zamanda okullarda ve oyunlarda oynanmak üzere birçok tasvirim sergilenecek" dedi.
GÖRSEL OLARAK DESTEKLENMESİ GEREK"
Sanattan bugüne kadar para kazanamadığını ifade eden Civelek, Hep eserlerimi hediye ettim. Ben bu işe emek ve para harcıyorum. Bu saatten sonra bir gelir elde etmek istiyorum. Umuyorum insanlar sanata değerini verir. Bu konuda kitaplar okullarda çocuklara okutulur ve öğretilir. Ancak sadece öğretilme anlamında değil aynı zamanda bizim gibi sanatçılar sayesinde görsel anlamda da sanatın hakkını alması benim en büyük gayem" şeklinde konuştu.
GELECEK KUŞAKLARA AKTARIYOR
Gelecek nesilleri sanatı aktarmak için elinden gayreti gösterdiğini belirten Civelek, Bu sanatı çevremdeki insanlara anlatıyorum. Öyle ki evimde eşime bile tasvir yapmayı öğrettim. Sanatı yeğenlerime de öğretme çabasındayım. Ancak sanat belirli noktalar, yerler gösterilmediği sürece sürekli askıda kalacaktır" diye konuştu.
TÜM GAYRETİMLE DEVAM ETTİM"
2006 yılında yaşadığı bir anısını paylaşan Civelek, Hacivat Karagöz filminin ilk çıktığı yıldı. Çantama Hacivat-Karagöz figürlerini doldurdum. Adana'da bir sinemaya gittim. Gittiğim yerde Hacivat Karagöz filmini izledim. Çıkışta oradaki yetkili müdüre stant kurma talebimi dile getirdim. Bu talebimde hiçbir maddi beklentim yoktu. Müdür bana çeşitli bahaneler neden göstererek standı kurmamı kabul etmedi. Ancak ben bu durumdan pes etmedim ve çalışmaya tüm gayretimle devam ettim" dedi.
kutu kutu kutu
EMİNE CİVELEK KİMDİR?
1980 Adana doğumludur. İzmir'de yaşamını sürdürmektedir. 5 Çocuklu bir ailenin en küçük çocuğudur. 2003 yılında tasvir ustalığına ilk adımını ustasının yanında zımpara yaparak başlamıştır. 2003'den bu yana İzmir'de tasvir ustalığı yapmaktadır.
Haber Merkezi