- Kültür-Sanat
- 12.05.2025 14:48
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin bu haftaki konuğu öğretmen ve yazar Firdevs Tunçaydı. Mübadil bir ailenin çocuğu olan Tunçay, yaşadıklarından yola çıkarak Mübadele ve Göç konusunu işledi
SULTAN GÜMÜŞ
Türkiye Yazarlar Birliği İzmir Şubesinin konuğu olan eğitimci-yazar Firdevs Tuncay katılımcılara Mübadele ve Göç konusunu anlattı. Ailesinin ve kendisinin başından geçenleri aktararak ilerleyen Tunçay, cümlelerinde buram buram Rumeli özlemi çektiğini yansıttı. Mübadelenin bir insanlık dramı olduğunu vurgulayan yazar, ailesine dair fotoğrafları gösterip, hikayelerini anlatırken zaman zaman gözyaşlarına da hakim olamadı.
Evinde sardunyaları eksik etmeyen ve gittiği birçok yere sardunya götüren Tunçay, yine elinde sardunyalarıyla gelmişti. Çünkü kitabında da geçtiği gibi Rumeli sardunyalarla süslenirdi. Mübadele döneminde göç etmek zorunda kalan birçok insan sardunyalarını da alıp gitmiş. Sardunyaları kokladıkça Rumeliyi hatırlıyormuş acı hikayeleri olan insanlar.
Eskiye dair birçok eşyası olan ve bu eşyalarıyla evini adeta bir müzeye dönüştüren Firdevs Tunçay, ailesinin zorunlu göç öyküsünü Kalbim Rumelide Kaldı adlı kitaba dönüştürdü. Tunçay, Çekilen acılar, ayrılıklar bir daha yaşanmasın diyerek söze başlıyor. Katılımcılara, Bir gün sizi; doğup büyüdüğünüz, havasıyla suyuyla yoğrulduğunuz memleketinizden, atalarınızın asırlar boyu yaşadığı topraklardan, çocukluk sevinçlerini ve gençlik heyecanlarını yaşadığınız yerlerden koparıp hiç tanımadığınız bir yere gönderseler neler hissedersiniz? diye soran Tunçay, Hiç olarak cevaplıyor.
DÖNÜŞÜ OLMAYAN YOLCULUK
Mübadele rüzgarının ata yadigarı topraklarda Son Müslümanlar gemilere bindirilip gittikten sonra ancak durduğunu belirten Tunçay şöyle diyor: Dönüşü olmayan bu yolculukta, binlerce kişi yerini yurdunu, evini barkını, bağını bahçesini zorunlu olarak terk etti. Anılarını, geleneklerini, göreneklerini yüreklerinde saklayıp getirdiler, yaşatmak için. Bahçelerinden kopardıkları sardunyalar umut oldu onlara. Sınır kapıları 50 yıl kapalı kaldı mübadillere. Geldikleri köyleri, kentleri bir daha göremeyen mübadillerin çoğu hasret içinde bu dünyadan ayrıldı. Onlardan geriye bir avuç maziyle bir dal sardunya kaldı.
Agora AVMnin sinema salonunda Kısa Film Yarışması düzenlendiğini, Kayıp Vatan adlı filmde kendi aile öyküsünü anlattığını belirten Firdevs Tunçay , Rembetikonun müziğinde, Türkiyeden Yunanistana mübadele yoluyla gitmek zorunda kalan Ortodoks Rumları anılır. Memleketinden ayrılmak, yabanda kocamak. İki yerde de yabancı olmak. Ne zaman mübadele sözcüğünü duysam içim sızlar. Mübadelenin acısını çekmiş, yoksunluklarına katlanmış mübadil bir ailenin çocuğuyum çünkü. Rumeli asıllıdır ailem. Selanik Bölgesinin şirin bir liman kenti Kavalada nesiller boyu yaşayan anne tarafım, 1924te mübadele yoluyla Türkiyeye göçmek zorunda kaldı. İzmirin ilçesi Ödemişe yerleştirildiler. İnsanların zorunluluklar sonucu doğup büyüdükleri yerlerden göç etmeleri, yaşamlarında tamiri mümkün olmayan hasarlara yol açıyor. Ben, bu duruma ailemin ve aile büyüklerimin yaşantılarında tanık oldum. Onlar, geldikleri yerlerden Memleket diye söz ederlerdi ve Memleket Özlemi yüreklerinde, sönmez bir ateş gibi için için yanardı. Anavatana uyum sağlamaya çalışsalar da kalpleri Rumelide kalmıştı dedi.
GERİYE SADECE TÜRKÜLER KALDI
Rumeli Türklerinin göçten öte bir de mübadeleyi yaşadıklarına değinen Fidevs Tunçay, Eşyaların değiş tokuşu bir şekilde anlaşılır da insanların değiş tokuşu nasıl anlatılır? Günümüzden 91 yıl öncesinde İsviçrenin Lozan kentinde aylar süren görüşmelerden sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti ile Yunan Hükümeti arasında Mübadele Sözleşmesi ve Protokolü imzalandı. Mübadele din temelliydi. Protokole göre Yunanistanda yerleşik Yunan uyruklu Müslümanlar Türkiyeye, Türkiyede yerleşik Osmanlı uyruklu Ortodoks-Rumlar Yunanistana göç ettirildi. Bu insanlar, kendilerine sorulmadan köksüz bir ağaç gibi sökülüp atıldılar. Mübadeleye tabi tutulanlar; evlerini, yüzlerce yıldır ekip biçtikleri topraklarını, ekmek parası kazandıkları işyerlerini, ibadet ettikleri kutsal mekânlarını, sevdiklerinin mezarlarını geride bıraktılar. Limanlarda, tren istasyonlarında kurulan çadırlarda haftalarca, aylarca beklediler. Yolcu taşımaya elverişli olmayan gemilerle iki ülke arasında günler, haftalar, aylar süren yolculuklar yaptılar. Bu uzun ve zahmetli yolculuk sırasında kaybettiklerinin ölülerini denize verdiler. Yetersiz beslenmeden ve kötü fiziki koşullardan dolayı hastalanarak ölenler oldu. Aileler dağıldı. Yeni vatanlarında uzun süre uyum güçlüğü çektiler. İki yerde de yabancı oldular. Göz ağrımız Rumeliden bize, Trakya dediğimiz kesimle güzelim Rumeli türküleri hatıra kaldı diye konuştu.
Vardar Ovası şarkısını yinelerken gözleri dolan Tunçay, Vardar Ovası adlı parçada hiç görmediğimiz yerler hala burnumuzun direğini sızlatır. Maya Dağdan kalkan kazlar / Al topuklu beyaz kızlar / Yârimin yüreği sızlar / Eğlenemem, aldanamam / Ben bu yerlerde duramam sözlerini kullandı.
Tunçay, mübadele dışı bırakılan Batı Trakyanın İskeçe şehrinde yüzyıllardır yaşayan baba tarafının 1927de, Yunan Hükümetinin baskısından ve çetelerin mezaliminden kurtulabilmek için her şeylerini geride bırakıp canları pahasına kaçarak anavatana geldikleri bilgisini paylaşıyor. Yazar, iki katlı taş konakların, kapıda bekleyen siyah Ford arabaların, faytonların boynu bükük kaldığını belirterek sözlerini şöyle sürdürüyor: Anavatana ayak bastıklarında eğilip toprağı saygıyla öptüler. Zahmetli günlerden sonra, Küçük Menderes Ovasında İzmirin Ödemiş ilçesine yerleştiler. Geldikleri yerleri hep özlemle andılar. Mübadillerin çektiği acıları onlar da yaşaılar. Varlıklı bir hayattan sonra, Ödemişte iki göz odalı kira evlerinde geçti ömürleri. Ne dram değil mi?
SARDUNYA KOKAN TOPRAKLAR
Tunçay, bütün bu çilelerden sonra Türkiyenin kentlerine, kasabalarına, köylerine yerleştirilen Rumeli insanının, en büyük mübadil Mustafa Kemal Atatürk ile hemşehri olmaktan onur duyduğuna dikkat çekiyor. Tunçay, mübadillerin, genç Türkiye Cumhuriyetinin bağımsızlık ve bütünlüğüne dört elle sarıldıklarına değinerek,Memleketleri Rumeli, anavatanları ise Türkiyedir diyor.
Çocukluğundan itibaren belleğinde yer eden ailesinin tüm bu anılarını Kalbim Rumelide Kaldı adını verdiği kitaba dönüştüren Tunçay, sözlerini şöyle noktalıyor: Kalbimi beş parçaya bölüp her bir parçasına Sardunya Kokan Toprakların Öykülerini yerleştirdim. Kitabımı, doğdukları toprakları bir daha göremeden bu dünyadan göçüp giden tüm mübadillere adıyorum. Çekilen acılar bir daha yaşanmasın.
Sunum sonrasında Tunçayın Kalbim Rumelide Kaldı kitabı katılımcılar tarafından imzalatıldı, fotoğraflar çekildi.