Sayfa Yükleniyor...
Tuna Kültür ve Sanat Derneği Türk Sanat Müziği Korosunun şefi Çiğdem Sabuncuoğlu ile dernekler çalışmaları ve müzik hakkında hoş bir sohbet gerçekleştirdik
TANER UYANIKER ÖZEL HABER
Bu haftaki röportajımız için Karşıyakada 1996 yılından beri faaliyet gösteren ve ilçenin ilk kültür sanat derneği olan Tuna Kültür ve Sanat Derneğinin kapısını çaldık.
Özelikle Karşıyakada verdikleri Türk Sanat Müziği konserleriyle vatandaşlara eşsiz zamanlar yaşatan korunun şefi Çiğdem Sabuncuoğlu ile güzel bir sohbet gerçekleştirdik. 2004 senesinden beri dernekte çalışmalarını sürdüren ve önce yönetim kurulu üyesi, sonra da sayman olan Sabuncuoğlu, Türk Sanat Müziği Korosunun 2010 senesinden beri de şefliğini yapıyor. Çocukluğundan beri müziğe ilgi duyan Sabuncuoğlu, lise yıllarında Türk müziğinin eşsiz seslerinden Hamiyet Yücesesin akrabası olduğunu öğreniyor. Bununla beraber müziğe ilgisi bir kat daha artan Sabuncuoğlu, o tarihten itibaren de müzikten kopamıyor.
ÇOCUKLUKTAN GELEN MÜZİK TUTKUSU
Müziğe çocukluğundan beri ilgi duyduğunu belirten Sabuncuoğlu, aile olarak da müziğe yatkın olduklarını söyledi. Sabuncuoğlu, Anne tarafından teyzemin sesi çok güzel, baba tarafından ise büyükbabamın sesi çok güzeldir. Benim babam iyi bir dinleyiciydi. Televizyon gelinceye kadar evimizde hep radyo açıktı. Seneler geçtikten sonra Hamiyet Yücesesin yengem olduğunu öğrendim. Babamın amcaoğlunun eşi oluyormuş. Bunu öğrendikten sonra yıllarca onun kapısını aşındırdım. Lise ve ortaokul döneminde tüm çocuklar gibi mandolin kurslarını bende aldım. Lise son sınıfta caz müziği eğitimine profesyonel olarak başladım. Ömür Gider diye bir abimiz vardı Karşıyakada o bana öğretmenlik yaptı. Caz güzel ama Türk toplumuna kabul ettirmek zor olduğu için belli bir zaman sonra Türk Sanat Müziğine kaydık. Şimdi bestekarlık yapıyorum. Şiirlerim var. TRT repertuarına giren şiirlerim de var. Bunlardan biri Rüzgar Gibi Esip Geçti adında bir şiir. Bunlar dışında bir sürü şiirim bestelenmiş durumda. Yakında şiir kitabım da yayınlanacak diye konuştu.
TÜRK SANAT MÜZİĞİ FAZLA DİNLENMİYOR
Türk Sanat Müziğinin Türkiye genelinde halen çok fazla dinlenilmediğini vurgulayan Sabuncuoğlu, Türk halkının özünün Türk Halk Müziği olduğunu söyledi. Sabuncuoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: Bu iki müziği ayırmak çok mu doğru? Tabi ki de hayır. Müzisyenler olarak çok kabul edemiyoruz bu ayrımı. Halkımızın içinden çıkan ozanlarımızın, Aşık Veysel gibi aşıklarımızın olduğu Türk Halk Müziği çok daha fazla dinleniyor. Daha fazla seviliyor. Biliyorsunuz Türk Sanat Müziği saray müziğidir. Bu yüzden İstanbul civarında Türk Sanat Müziği daha çok seviliyor. Aynı zamanda ülkenin güney kıyılarına doğru inince de bu müzik seviliyor. Tekrar söylüyorum bana göre ayrım yanlıştır. Bir müzisyen olarak hem sanat müziği hem halk müziği hem özgün müzik hem pop müziği hatta batı müziği bile yapabilmeliyiz. Bu şart olmalıdır. Eğer kendi müziğimizi yurt dışına taşımak istiyorsak evrenselleştirmek istiyorsak bizde tüm müzikleri kabullenmeliyiz.
YÜZLERCE KİŞİYE YARDIM ETTİK
Dernekleri hakkında bilgi veren Sabuncuoğlu, şunları söyledi: Derneğimiz 1996 yılında kuruldu ve Karşıyakanın ilk kültür derneği olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda en uzun soluklu kültür derneği. 1996 yılındaki kurulma amacı kültür olmamasına rağmen kültürü de zamanla içine aldı. Asıl kurulma amacı ise yardımlaşma. Mahallede yaşlılarımıza, gariban dostlarımıza, arkadaşlarımıza, kardeşlerimize el uzatmak, onlar için bir Ramazan torbası yapabilmek, bir kıyafet verebilmek ya da engelli dostlarımıza yatak temini, sandalye temini yapabilmek için çalışmalar da bulunuyoruz. Yardım etmek çok kolaydır ama onların yanında manevi destek vermekte çok önemlidir. Biz de onların manevi olarak yanlarında olmaya çalıştık. Şimdi bize yakın bir yerde yorgancı arkadaşımızın dükkanı yandı. Ona da el uzatmaya çalışıyoruz. Şimdiye kadar yüzlerce kişiye yardım ettik. Bu çalışmalarımızı Tuna Mahallesi muhtarıyla irtibatlı bir şekilde gerçekleştirdik. Kendileri de bizim derneğimize üyedir aynı zamanda.
KORO ÖNCELİĞİMİZ
Derneklerinde zamanla koronun ön plana geçtiğini belirten Sabuncuoğlu, Herkesin bir sıkıntısı var. Hayat gayesi sıkıntıyı da yanında taşıyor. Böyle olunca insanlarında terapi ortamlarına ihtiyacı var. Türk toplumunda psikoloğa gitmek kolay değildir. Gelip burada şarkı söylemek, söylemese de oturup dinlemek onlar için çok büyük bir terapi oluyor. Koromuzda da her yaştan üyemiz bulunuyor. Koromuz 45 kişiden oluşuyor. Saz grubumuz ise 12 kişiden oluşuyor. Sahneye genelde Karşıyakada çıkıyoruz. Ziya Gökalp Kültür Merkezi ve Ahmet Piriştina Kültür Merkezinde daha çok sahne alıyoruz. Konserlerimiz çok güzel geçiyor. Sadece Türk Sanat Müziği değil arada pop müzikler de koymaya çalışıyoruz gençlerimizde gelsin diye. Biz salonumuza baktığımızda seyirciler alkış yapıyorsa hatta hatta çok sevilen eserlerde kalkıp oynuyorsa bu bize gurur veriyor. Onların keyifli olması bizim keyfimizi arttırıyor dedi.
DERNEĞİN 20. YILI
Bu yıl derneklerinin kuruluşunun 20. yılı olduğuna dikkat çeken Sabuncuoğlu, bu yıl tüm hazırlıklarını buna ayırdıklarını ifade etti. Sabuncuoğlu, Bugüne kadar tabii ki en güzel konserleri vermek, insanlara ulaşabilmek, yardım konserleri vermek adına etkinliklerimizi gerçekleştirdik. Diyabetliler için, kanser hastaları için, engellilerimiz için çok fazla yardım konseri verdik. Ama bu sene kendimiz için çalışıyoruz. 20. yıl etkinliği şenlikleri düzenliyoruz. 10 Mayıstan itibaren başlayacak bir haftalık şenlik haftamızda etkinliklerimiz olacak. Ne var bu arada dersek, her şey var diyebilirim. Çarşıda mini bir konserimiz olacak. Bir gala yemeğimiz, faytonlarla gezi, zihinsel çocuklarımızla ilgili bir duvar boyama çalışması, sergi, lokma dökümü, Zübeyde Hanıma çelenk koyma, aklınıza gelen her şey olacak. 10 Mayıstan itibaren şenliklerimize davullu zurnalı başlayacağız dedi.
SOSYAL SORUMLULUK PROJELERİNDE YER ALIYORUZ
Tuna derneği olarak kültür derneği olduklarını ama sadece kültürel faaliyetler içinde kalmadıklarını belirten Sabuncuoğlu, Çünkü toplumumuzda bilinçlenmesi gereken kişiler var. Bu yüzden sık sık seminerler düzenliyoruz. Bazen Atatürkle ilgili bazen Kıbrıs çıkartmasıyla ilgili, sağlıkla ilgili (meme kanseri, prostat kanseri gibi) seminerler veriyoruz. İlçe sağlık müdürümüz ve Kızılayla ortak çalışmalar yaparak kan bağışı kampanyası ve organ bağışı kampanyası gerçekleştiriyoruz. Organ bağışı kampanyasını kaymakamlığın önüne kurulan stantlarda gerçekleştirdik. Bu stantların yan tarafında küçük bir koromuz vardı. Halka açık bir konser yaptı, o konserle organ bağışına katkıda bulunduk. O gün için kayıtlarda çok yüksek rakamlara ulaşıldığı söyleniyor. Kızılay da ilk kez bir derneğin içine kurularak kan bağışı kampanyası gerçekleştirdik. Bu kampanya için Türk Hava Kurumu Karşıyaka Şubesi bize desteklerini sundu. Mahalle muhtarlarımızın çoğunluğu bu kampanyayla ilgili ilanları muhtarlıklarına astılar. Buraya gelen herkes aynı zamanda bir bilgilendirilmeye sahip olacak. Kan bağışı olunca insanlar korkuyorlar aldıkları duyumlarda dolayı. Ama böyle bir şey yok ve bunun bilgilendirilmesi gerekiyor. Biz buna ön ayak olalım dedik ve Kzılayda bize yardımcı oldu şeklinde konuştu.
Devlet ve yerel yönetimlerin derneklere yönelik desteği ne var ne de yok diyebilirim diyen Sabuncuoğlu, şunları söyledi: Bazı noktalarda devlet bizden vergi almaya devam ediyor. Ama öteki tarafta belediye tarafından bakarsak belediye bize salon veriyor. Bugün salon fiyatlarına baktığımız zaman çok yüksek. Biz dışarıdan birileri olarak gidersek kiralayamayacağımız rakamlar dönüyor. Karşıyaka Belediyesine bu konuda teşekkürlerimizi sunmamız gerekiyor. Devletimiz açısından bazı konularda biraz daha bizi rahatlatacak önlemler alınabilir. Dernek olarak aidiyet almak çok zor. Etkinlik yaptığınızda para toplamak yasak. Sadece bağış usulü oluyor. Bunlar bizim belimizi büküyor. Hele hele bizim derneğimiz gibi hem eski hem de bir mekanda kira ödüyorsa bizim belimiz gerçekten bükülüyor. Sağ olsun arkadaşlarımız, yönetim kurulumuz o kadar gayret gösteriyor ki onlar sayesinde biz ayaktayız. Karşıyakada birçok dernek birbirine de destek oluyor. Bir derneğimiz bir televizyon kanalına davet edildiğinde hemen birbirimizi lanse ediyoruz. Televizyon kanallarına çıkmaları artırıyoruz. Radyolar içinde aynı şey geçerli. Her ayda 30a yakın bir dernek bir araya geliyor. Toplumsal sorunlar ele alınıyor.
Haber Merkezi