- Kültür-Sanat
- 20.04.2025 11:41
Yazar-Şair Faik Güçlü ile şiir ve edebiyat üzerine konuştuk. Güçlü ilk kitabını ‘Çürüyen Kelimeler’ adıyla okurlarıyla buluştururken kısa bir süre önce de ‘Annemin Çeyizleri’ni yayımladı
ONURHAN ALPAGUT/RÖPORTAJ
Yazar-Şair Faik Güçlü ile şiir ve edebiyatı konuştuk. Gençlik yılları mücadele ve zorluklar ile geçen Güçlü’nün kitap ile tanışması bu yıllara dayanıyor. Okul sıralarında bir şeyler karalamaya başlayan yazar, ailesi ve öğretmenlerinden bu konuda destek gördü. İlerleyen yıllarda bu ilgisi daha da pekişen Güçlü, edebiyat dünyasındaki isimlerinde katkılarıyla yazım becerisini artırdı. İlk şiirini 2000 yılında Polifonik Korolar Derneğinin dergisinde yayımladı. 2019’da ‘Çürüyen Kelimeler’ şiir kitabı 2020’de ‘Annemin Çeyizleri’ni okurlarıyla buluşturdu. Önümüzdeki yıllar içerisinde yeni şiir kitabıyla karşımıza çıkacağını müjdeleyen Yazar-Şair Güçlü, “Şu an hazırlık aşamasında iki dosyam var. Önce şiir dosyası oluşturdum. Düzeltmeleri kaldı. Belli bir tema üzerine yoğunlaşmış, yazım şekli birbirine benzeyen şiirlerden oluşuyor. Toplumsal konular işleniyor” diye konuştu.
Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?
90’da göçlerin yoğun yaşandığı yıllarda Şanlıurfa’dan Mersin’e gelmiş bir ailenin üyesiyim. Mücadele dolu bir çocukluk ve gençlik yaşadım. Dil sorunu, ekonomik sorunlar başta olmak üzere birçok problem hayatımızı zorlaştırıyordu. Üstesinden kitap okuyarak geldim. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü kazandım, bu alanda tezli yüksek lisans yaptım. Şu anda Mersin’de bir edebiyat öğretmenliği yapıyorum hem de özel bir okulun müdürü olarak çalışıyorum. Sosyal sorumluluk projeleri ile toplumun birçok kesimine faydalı olmaya çalışıyorum. Yine gazetelerde köşe yazarlığı ve radyolarda ise sanat içerikli programlar yapıyorum.
Edebiyat ile tanışmanız nasıl oldu, bu konuda çevrenizin etkisi ne düzeydeydi?
Kendimi ifade edemediğim çevremle iletişim kuramadığım çocukluk yıllarında Kitaplarla tanıştım sürekli okuyordum. Ortaokul ilkokul yıllarında şiir denemelerim oldu. Sonra dedemin, annemin ve babamın da Şiire ilgilerinin olduğunu öğrendim. Öğretmenlerimden destekleyen oldu. Yazdığım şiirlerle dalga geçen öğretmenim de oldu. Üniversitede ise edebiyata ve şiire olan ilgim farklı bir boyut almaya başlamıştı. Hocalarım da yazdığım şiirleri paylaşıyor ve onlardan eleştiriler alıyordu bu eleştiriler beni geliştirdi. Lise yıllarında Tanıştığım Selma Yağcı, Ressam Doğan Akça ve Ahmet Yeşil edebi sohbetleriyle beni çok besledi. Sonraki yıllarda üniversiteden hocam Şair Bülent Sönmez çok katkıda bulundu.
2000’DE İLK ŞİİRİNİ YAYIMLADI
İlk şiirinizi nerede yayınladınız, her şiirin bir hikayesi vardır. Bizimle bu şiirinizin hikayesini bizimle paylaşır mısınız?
İlk şiirimi Mersin Polifonik Korolar Derneğinin dergisinde 2000 yılında yayımladık. Derneğin başkanı Selma Yağcı edebiyata olan ilgimi fark etmişti ve beni desteklemek istiyordu. Şiirlerimden birini istedi ve onu dergiye koydu. Şiir erken ölümleri anlatan, vakitsiz gidişleri işleyen bir şiirdi. O yıl dernek için değerli bir isim hayatını kaybetmişti üzerine başkanımız bu şiir okuyunca şiirden çok etkilenmiş ve takip eden günlerdeki ilk sayıda dergide yer almasını sağlamıştı.
İlk olarak ‘Çürüyen Kelimeler’ kitabını ardından ise ‘Annemin Çeyizleri’ adını verdiğiniz öykü kitabını yazdınız. Kitaplarınızın içeriğinden kısaca söz edecek olursanız, bu kitapları elimize aldığımızda bir okur olarak nasıl bir içerik ile karşılaşıyoruz?
Çürüyen Kelimeler ağırlıklı olarak toplumsal konularda yazılmış şiirlerden oluşuyor. Gençlik yıllarında yazdığım şiirler de var. Benim için çok özel yeri olan anne ve çocuk temalı şiirler var. Genelde lirik bir dille yazılmış şiirlerden oluşuyor. Kitapta birkaç tane de aforizma yer alıyor. Okuyucu şiirleri okuyunca olumlu-olumsuz yorumlar yapacaktır. Ben sadece temalardan bahsetmiş olayım. Annemin Çeyizleri ise küçürek öykülerden oluşuyor ağırlıklı olarak. Birkaç tane olay öyküsü de var. Kadın cinayetleri, istismar, çocuklar ve daha birçok konuda yazılmış öyküler. Bir paragraflık öykülerde yoğunluğu okuyucuya aktarmaya çalıştım. Öyküler içinde kurmaca olan da var duyduğum ya da şahit olduklarımı hikayeleştirdiklerim de var. Okuyan herkesin kendinden bir şey bulacağı öyküler. Samimi bir üslupla yazdığım öykülerden oluşuyor.
İKİ DOSYA HAZIR
Yeni bir kitap hazırlığınız var mı? Var ise kısaca bilgi verir misiniz, nasıl bir kitap olacak?
Şu an hazırlık aşamasında iki dosyam var. Önce şiir dosyası oluşturdum. Düzeltmeleri kaldı. Belli bir tema üzerine yoğunlaşmış, yazım şekli birbirine benzeyen şiirlerden oluşuyor. Toplumsal konular işleniyor. Bu dosyadaki şiirlerin birkaçı ulusal dergilerde yayınlandı. Dosyayı 2021’in ilk aylarında kitaplaştıracağım. Yarısı biten hikaye dosyam da yine aynı tarihlerde kitap olacak seviyeye gelecek. Yazdığım hikayelerin yan sıra taslak halinde düzeltilmeyi bekleyen hikayeler var. Onları düzeltince kitap hazır olacak. Gerçek ve kurgu hikayeleri iç içe olacak. Yine küçürek öykü tarzında bir kitap olacak. Bu iki dosya kitaplaşınca hayalim olan derleme masal-anlatı kitabı yazmak istiyorum. Özellikle Doğu’da dinlediğim ve kitaplarda yer almayan anlatıları kitaplaştırmak istiyorum.
Günümüzde Türk edebiyatının en büyük sorununu ne olarak görüyorsunuz?
Aslında bu soru başlı başına bilimsel bir çalışmanın konusu. Teknolojik gelişmelerin edebiyata hem yararı hem de zararı var. İletişim olanakları bu kadar gelişmişken hala edebiyatın halka yansıması çok az düzeyde. Lise ve üniversite okuyan kesimde bile maalesef edebiyattan beslenilmiyor. Edebiyat öğrencisinin edebiyat dergisi takip etmediği bir süreç. Müziğin popülerlik düzeyine ekranda yer verilme oranına edebiyat yetişemiyor. Edebiyata yönelik bu ilgisizlik bence en büyük sorun.
KENDİNİ SÜREKLİ GELİŞTİRİYOR
Kendinize edebiyatta nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?
Çok değerli yazar ve şairlerimizi sürekli okuyorum. Güncel olanı takip ediyorum. Özellikle güçlü dergileri takip ediyorum. Kendimi sürekli yeniliyor ve donatmaya çalışıyorum. Anlama ve anlamlandırmaya özen gösteriyorum. Şiir ve diğer edebi türler ile ilgili düzenli olarak yazan Metin Cengiz, Salih Bolat, Veysel Çolak, Celal Soycan gibi yazarların yazılarını takip ediyorum. Bunları niye anlattım? Şiir veya hikâye fark etmez kendimi geliştirmemin üretimime etlisini çok iyi biliyorum. Edebiyat öğretmeni olmamın avantajı da var. Yüksek Lisansta 1980 sonrası şiir çalışıyorum. Bu çalışmaları geliştirip bu alanda da şiir ve öykü hariç iyi bir eser ortaya koymak istiyorum.
OKUMA ORANI ARTIYOR
Koronavirüs pandemisinin kitap satışları ve okuma oranını artırdığı söyleniyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Okuma oranı artıyor. Bunu öğrencilerimden ve çevremden gözlemleyebiliyorum. Ancak nitelikli eser okuma konusunda sorunlar yaşayan bir toplumuz. Çünkü okuma akışkanlığı yok. Sosyal medyada ünlenen isimler revaçta. Edebi değeri olmayan bu kitaplar maalesef okuyucuya çok şey katmaz. Seçici olmak gerekir. Hele gençlerin kesinlikle yönlendirilmesi gerekmektedir. Çünkü iyi kitaplar onların bu okuma serüvenine bağlılığını arttırır. Edebi değerden yoksun kitaplar ise tam tersi bir etki yapabilir.