Kendini çizgilerde buluyor...

Ressam Hülya Çelik, geçtiğimiz haftalarda Sabancı Kültür Merkezinde düzenlenen 'Sessiz Çığlıklar' adlı karma sergide tanıştığım bir isim. Çelik ile gerçekleştirdiğimiz röportaj sonrası kendisini daha yakından tanıma fırsatı buldum


  • Oluşturulma Tarihi : 08.02.2016 10:07
  • Güncelleme Tarihi : 08.02.2016 10:07
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kendini çizgilerde buluyor...

ONUNHAN ALPAGUT - ÖZEL RÖPORTAJ

Bize kendinizden bahseder misiniz?

Hülya Çelik, 1971 yılı Zonguldak doğumluyum. İlk, orta ve lise öğretimimi Zonguldak'ta tamamladım. Üniversite öğrenimimi ise İstanbul'da gerçekleştirdim. Aldığım eğitim doğrultusunda muhasebe üzerinde uzmanlaşarak, mali müşavirlik görevinde bulundum. İş hayatımın yanı sıra boş kaldığım zamanlarda resim üzerine çalışmalar yaptım. Bu doğrultuda iş hayatımı bir kenara bırakarak resim üzerine yoğunlaştım. Resim üzerine araştırmalar, çalışmalar gerçekleştirdim. Yaptığım çalışmalar arasında yağlı boya, kara kalem farklı çalışmalar var. Resim sanatına yeteneğim olduğunu çocuk yaşlardan itibaren biliyordum. Çevremde beni takdir edenler sayesinde bu yeteneğimi daha da fark ettim ve geliştirdim. 1991 senesinde yağlı boya ve kara kalem çalışmalar yaparak çevremdekilere sattım. Bundan belli bir miktar kazanç elde ettim. Resim sanatının üzerine sürekli bir şeyler katarak geliştirdim. Kendi çizgimi oluşturdum ve bu doğrultuda yoluma devam ediyorum.

Günümüze gelecek olursak, Hülya Çelik ne yapıyor?

Bazı plan ve projelerim var. Bunları hayata geçirmek istiyorum. Resim yapan insanlar teknik anlamda bilgi ve beceri sahibi olsa dahi yetenek olmayınca belirli bir ilerleme kaydedemiyor. Bu ilerlemeyi sağlayabilmek içinse biraz kendinizden ödün vermeniz gerekiyor. Resim sanatı, fazla çalışma yapmanızı ve sürekli kendinizi geliştirmenizi isteyen bir sanat. Yetenek insan da belli bir oranda fark yaratacaktır. Bu bağlamda yaptığım çalışmalar ile resim sergilerine katılıyorum. Planlarımın arasında sanat okulunu tamamlamak gibi bir düşünce de var.

Resim ile alakanız nasıl gerçekleşti? Hikayenizi bizimle paylaşır mısınız?

İlk, orta ve lise yıllarımda resim öğretmenimin yaptığım çizgileri beğenmesi ile başladı. Bunun üzerine öğretmenimin beni yanına alarak eğitmesi ile gelişti. Lise yıllarımda ilk kişisel sergimi 200 metrekarelik bir alanda gerçekleştirdim. Sergimde Anadolu insanı, kadınların hayallerini içeren bir tema vardı. Tüm resimlerim öğretmenimin katkısı ile satıldı. Yerel gazetede sergimle alakalı yazılar çıktı. Kendimde aynı dönemde hem makale yazıyor hem şiir yarışmalarına katılıyordum. Başarılı bir öğrenciydim. Sanata ilgim o dönemde içimde kalan bir uhdeydi. Sonrasında kendi yeteneğimi keşfetmem ile yoluma devam ettim. Etmeye de devam ediyorum.

Şimdiye kadar kaç tablo çalışması yaptınız, serginiz oldu mu?

1991 yılında sipariş üzerine yaptığım çalışmalardan sonra kendime güvenime arttı. 1999 yılında İstanbul'da resim yaptığım çalışmaları çerçeveletmeye gittiğimde çalışmalarımı beğenmeleri ile bizde satalım diyen insanlar oldu. Sayısını tam olarak bilemiyorum ancak resimden çok fazla para kazandığımı söyleyemem. O dönemde bu çalışmalar benim için küçük bir gelir kapısı oldu. Çalışan bir insandım resimlerimi işten kalan zamanın dışında yapıyordum. Ağırlıklı olarak işimle ve evimle ilgilendim. Bu sebepten resmi bir hobi olarak görüyordum. Hobinin dışına çıkarmam ise işten istifa etmem ve sanata yönelmem ile gerçekleşti. Sonrasında kendimi geliştirdim ve geliştirmeye devam ediyorum. Kendime ait bir tarz oluşturmak istiyorum. Bununla ilgili çalışmalarımı sürdürüyorum. Sabancı Kültür Sarayı’nda yapılan karma sergi de farklılığımı ortaya koyarak, sürrealist çalışmalar yaptım.

Daha çok ne üzerine çalışıyorsunuz? Tarzınız nedir?

Yeteneğim, duygularım o an nasılsa ona uygun bir biçimde resme ediyorum. Tarz olarak kendimi sürrealist olarak tanımlayabilirim. Sürrealist resim ile topluma o anki yaşanan olaylar olsun, ruh halim olsun bir mesaj vermek istedim. Etkili ve çarpıcı resimler ile ortaya çıkmak istiyorum. Kimsenin baktığında 'Ben bundan bir şey anlamadım' demesini istemiyorum. Kişiler yaptığım çalışmadan o mesajları alabilmeli. Amacım 7 yaşındaki bir çocuğun da 70 yaşındaki bir insanın da resmime baktığı zaman o resmi anlaması.

Sanatla ilgili düşünceleriniz nedir?

Genel anlamıyla sanat, çevremizde gördüklerimizin taşa, resme ve heykele yansımasıdır. Bir nevi duyguların, düşüncelerin dışa vurumudur. Sizi yansıtan her şeydir.

Sanat sizce halk için mi vardır?

Sanata halk içindir diyemem. Sanat, sanat içindir diyebilirim. Çünkü sanatı anlayan, duyan sanatçının kendisidir. Bunu diğer insanlara anlatabilen yine sanatçının kendisidir. Sanatı görebilen ve anlayabilen insanlar olduğu zaman sanat halk için olmuş olacaktır.

Türkiye'de sizce sanata ve sanatçıya yeterli değer veriliyor mu?

Değer verildiğini düşünmüyorum. Değer veriliyorsa dahi aramızda olmayan sanatçılara veriliyordur. Sanatçı, yaşarken insanların, sanatçıya değer verdiklerini, sahip çıktıklarına inanmıyorum. Sanata genellikle kazanç gözüyle bakılıyor. Kazanç olarak bakılmasından dolayı gerekli değeri de gördüğünü düşünmüyorum. İnsanların sanatı sanat olarak görmeleri lazım. İnsanlarda bu durumun olmasının sebebi de eğitimsizlik olarak görüyorum. Günümüzde evinde tablo dahi olmayan insanlar var. Eğer okullara sanat ile alakalı daha çok bölüm açılırsa belki bu durum çözülecektir. İnsanlar hayatlarında sanatın varlığını fark etmeli.

Sanattan iyi gelir elde ediyor musunuz?

Resim sanatını bir kazanç kapısı olarak görmemek lazım. Resim sanatının değerinin bilen insanlar zaten anlıyorlar. Bunun fiyatı bu kadardır demek yanlış. Sanatı sanat olarak görmek gerekiyor. Sanatçının elinizde bulunan bir resmi sizin için bir yatırım aracı olabilir. Ben kendim kazanç olarak görmüyorum. Resmi ben sevdiğimden dolayı yapıyorum. Topluma bir mesaj verme aracı olarak görüyorum. Bir anlamda kazanç kapısı da olabilir. Bunun ticaretini yapanlarda zaten bu durumun farkında. Buna uygun bir biçimde kullanıyorlar. Şu anki durum bu biçimde.

Sizce alaylı olmak ile okullu olmak arasında farklılıklar var mıdır?

Okullu olan insanlarda tabi ki bir yetenek var ki sanat okulu okumuştur. Yeteneği becerisi vardır fakat bir yerde tıkanır. Alaylılarda ise bu durum biraz daha farklı bir açıdadır yetenek vardır. Fakat tekniği kısıtlıdır. Her ikisinin de kendisine bir şeyler katması gerekiyor.

Sizi etkileyen ressamlar var mı?

Beni şu aralar daha çok Salvador Dali etkiliyor. Yaptığı gerçeküstü resimler, sosyal mesajlar beni kendine çekiyor. Sürrealist akımı başlatan kişilerdendir. Kendisi sıra dışı bir insan. Bende kendime onu örnek alıyorum.

Hedef ve projeleriniz var mı?

Hedefim resim sanatını daha fazla insana yaymak. Teknoloji ve internet şu an yaygın bir konumda insanlar evlerinden çıkmayarak her şekilde bilgiye ulaşabiliyor. Resim sanatını internet ortamında sanal bir galeri oluşturarak, farklı tarzdaki çalışmalarımı orada yayınlamak istiyorum. Fırsat buldukça sergiler oluşturmak. Bu şekilde daha fazla bir kitleye ulaşabileceğimi düşünüyorum.

Sergilerden elde ettiğiniz izlenim nedir?

Sergiyi gezen insanlar genelde resim üzerinden değil de daha çok resimlerdeki hataları bulmaya yöneliyorlar. Resmi yapanların emeğine ve sanatına saygı göstermeyerek, bazı yanlış eleştirilerde bulunuyorlar. Eleştiri güzeldir fakat resmi sadece hata olarak görmemek gerekir. Resmin içerisinde sanatçının o anki duyguları ve emeği var. Biraz bunu düşünmek gerekiyor. Benim gözlemlerim bu şekilde.

Yaptığınız çalışmaları nasıl yorumluyorsunuz? Vermek istediğiniz bir mesaj var mı?

Ben kendi yorumumdan daha çok karşımdaki insanların yorumlamasını isterim. Sergiye gelenler genelde resimlerimi beğeniyorlar. Tualden ziyade farklı yerlere de resimlerimi çizmek istiyorum. Resim ile birlikte tasarıma da yönelmek istiyorum.  İnsanların bir şey anlaması gerektiğini düşünerek de resim yapmıyorum.

 

Haber Merkezi