Kılcıoğlu’ndan okuma vurgusu

Çocuk edebiyatının usta kalemlerinden Hacer Kılcıoğlu ile kitapları ve edebiyat hakkında konuştuk. Yazar olmak isteyen kişilere de tavsiyelerde bulunan Kılcıoğlu “Çok okuyun”  dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 22.05.2016 06:31
  • Güncelleme Tarihi : 22.05.2016 06:31
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Kılcıoğlu’ndan okuma vurgusu

TANER UYANIKER ÖZEL HABER

21. İzmir Kitap Fuarına gidenlerin muhakkak dikkatini çocuklar çekmiştir. Özellikle duyarlı öğretmenlerin sınıflarını kapıp geldiği fuarda çocuklar neşe kaynağı oldu. Çocukların okuma alışkanlığı sağlaması ve gelişimini artırması için kitapların önemi malumumuz. Bünyesinde bulundurduğu kaliteli yazarlarla 20 yıldır bu sektörde yer alan Günışığı Kitaplığı çocuklar için eşsiz kitaplarıyla fuarda yer aldı. Bizde bu yayınevinin en çok okunan yazarlarından Hacer Kılcıoğlu ile bir araya geldik. Yeni çıkan kitabı “Dağ sustu dağ konuştu” hakkında bilgiler aldık. Bunun yanında Kılcıoğlu ile çocuk edebiyatından, yazarlığa ilk adımına, toplumun okuma alışkanlığından ve bunun gibi nice konulara değindik.

Yazmaya karar verilemeyeceğini belirten Kılcıoğlu, yazmanın içgüdüsel bir davranış olduğunu söyledi. kendisinin yazmaya çok geç başladığını ifade eden Kılcıoğlu, “Öğretmenlikten emekli olduktan sonra Bir çocuk evi açtım orada çocuklarla iletişim kurarken yazma iştahımın olduğunu gördüm. İlham kaynağımı her zaman çocuklar oluşturdu.  Çocuklar o kadar farklı ki her gün başka bir şey öğreniyorum her gün beni şaşırtıyorlar. Çocukların varlığı bana hep renk ve güç katmıştır. Sadece çocuğa bir şeyler öğretmek için yola çıkmadan çocuktan da bir şeyler öğrenmek amacıyla yazı yazmak gerekiyor. Çocuğa öğretiyor, ona parmak sallıyormuş gibi değil çocuğun istediği şekilde bir kitap yazmak gerekiyor” dedi.

“OKULLAR KİTABA DUYARLI”

Okulların çocuklara kitap sevgisi aşıladığını söyleyen Kılcıoğlu, “Okullara müteşekkirim. Ailede okuma işleri çok yavaşladı. Bu teknolojinin girişi nedeniyle okuma oranları çok fazla düştü. Buna rağmen okullardaki öğretmenlerin duyarlılıklarıyla çocukların okuma oranları iyi bir durumdadır.  Gençlerin okuma oranlarının ise çok düşük olduğunu söyleyebilirim.  Çocuk bir kalıba girebiliyor ama gençler istediklerini yapıyor. Gençler teknolojiye daha fazla önem veriyor ilgi alanları dağılıyor. Okuldaki başarıya odaklanma öne çıkıyor” diye konuştu.

Yazar olmak isteyenlere tavsiyelerde bulunan Kılcıoğlu şunları söyledi: “Yazar olmak için bir kişi çok okumalıdır.  Ben yazarım demek çok kolay ama okumayan insan yazamaz.  Kesinlikle yazdığımızdan daha fazla okuyacağız. Ne bulursak okuyacağız. Okumazsak olmaz. Birde çok iyi incelesinler. Ama öğrenmek için yola çıksınlar öğretmek için değil. Birde çocuğa yazıyorsanız bu çok çok önemlidir. Sürekli kendisi de öğrenme isteği içinde olmalıdır. Bir merak içinde olmalısınız. Özellikle çocukları hep gözlemlemelisiniz. Şahsım adına çevreye ve dünyaya bakışımda bu merak unsuru var.”

“YAZMADAN ÖNCE KURGULARIM”

Yazar Kılcıoğlu, son kitabı “Dağ sustu dağ konuştu” hakkında ise şu ifadelerde bulundu: “İçimizde de engeller var. Gençken bu engelleri açmak daha zor. Gerçek dağa tırmanırken her bir gencin içinde başka dağlar var ve o dağlarla mücadeleleri sorunlarını yazdım.”

Kitaplarına başlamadan önce bir kurgu oluşturduğunu belirten Kılcıoğlu, “O kurguyu kurmadan sona ulaşmak benim için zor. Bazıları ben başlıyorum kitap zaten beni götürüyor der.  Beni öyle götürmüyor ben en baştan karakter tahlillerini, nasıl başlamalı, nasıl bitmeli hepsini baştan sona hesaplıyorum. Diyaloglar, duygu durumları değişebilir. Ama omurganın benim için muhakkak olması gerekiyor” dedi.

“ÇOCUKLARIMDAN DESTEK GÖRDÜM”

Her yazarın kendi çapında özel olduğunu söyleyen Kılcıoğlu, “Yetişkin edebiyatını çok okuyorum. Çocuk edebiyatını çok okumuyorum. Çok sevdiğim yazarlar var.  Keşke onlar gibi yazabilsem dediklerim var ama onun gibi olsam diye bir şey yok. Çocuk kitaplarında yazar değil de kitap çok ön plana çıkıyor. Aynı yazarın ikinci bir kitabında aynı hazzı duymaya biliyorum” ifadelerini kullandı. Kitapları yazarken en büyük destekçilerin çocukları olduğunu belirten Kılcıoğlu, “Yazmaya başladığımda kendi çocuklarım benim yazdıklarımı okurlardı onların çok faydasını gördüm. Güçlü bir aile yapısı içinde olduğunuz zaman iyi öğreniyorsunuz” dedi.

Bazen kendisine “keşke daha erken yazmaya başlasaydınız” diyenlerin olduğunu söyleyen Kılcıoğlu şunlara değindi: “Her şeyin bir sırası vardır. Belki 20 yıl önce buna hazır değildim. Şimdi olgunlaştı bazı şeyler. Ben yazar olayım diye bir heyecanım hedefim yoktu. Yazıyorsam yazdıklarımı çocuklar beğeniyorsa ne mutlu. Ben tam tersine saklanırım aman ortalarda olmayayım derim. Bir yazarın kendinden dahi önemli olan şeyi kitabıdır.”

“AİLELER OKUSUN”

Herkesin bir okuma hızı ve okuma tarzı olduğunu belirten Kılcıoğlu, “Bazı insanlar popüler kültür ürünü olan ürünleri çok seviyor. Buyursun okusunlar. Çocuk kitaplarında da bol resimli olan alt yapısı iyi olmayan kitapları seçenler var, buyursunlar okusunlar. Yeter ki okusunlar. Mutlaka o kendisine en uygun olan kitabı seçecektir bulacaktır diye düşünüyorum” dedi. Kitap okuma alışkanlığının aileden geleceğini söyleyen Kılcıoğlu alilerin kitap ve gazete okumasını istedi.

Hacer Kılcıoğlu Kimdir?

1955’te Manisa, Alaşehir’de doğdu. İngilizce öğretmenliği yaptı. Gezgin olmayı seven, sık sık yolculuklara çıkan Kılcıoğlu, çocukluk ve gençlik anılarını, Ben Eskiden Çocuktum (2003) ve Jale’yle Konuşmak (2006) adlı kitaplarda topladı. İlk çocuk romanı Perşembeleri Çok Severim’i (1. baskı: 2009, 9. baskı: 2014), aynı mahallede büyümüş üç ünlü sanatçının çocukluk yıllarını anlatan İzmir’de Üç Çocuktuk (1. ve 4. baskılar: 2010) izledi. Eğlenceli çocuk romanı Bugün Adım Kaktüs Benim’in (1. baskı 2011, 4. baskı: 2014) ardından Kılcıoğlu, çeşitli ülkelere yolculuklarının izini taşıyan çocuk öykülerini Aydede Her Yerde (1. baskı: 2012, 3. baskı: 2014) adı altında topladı ve kitap, Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği’nce (ÇGYD) 2012 Yılın Öykü Kitabı seçildi. Ertesi yıl Gevrekçiii’de (1. baskı: 2013, 3. baskı: 2014) simit satıcısı İzmirli bir çocuğun hayat mücadelesini anlatan yazar, On Numara Çocuklar’da (1. ve 2. baskılar: 2014) üç romanının sevilen kahramanlarını (Perşembeleri Çok Severim’in Tibet’ini, Bugün Adım Kaktüs Benim’in Çiçek’ini, Gevrekçiii’nin Mahmut’unu) bir araya getirdi. Son romanı Dağ Sustu Dağ Konuştu’yu (2015) gençler için yazan Kılcıoğlu, eşiyle birlikte İzmir’de yaşıyor, iki çocuğu var.

Son kitabı “Dağ Sustu Dağ Konuştu” hakkında

Dağcı gençlerin duygusal iniş çıkışlarla dolu keşif yolculuğu.

Yazar Hacer Kılcıoğlu, aynı mahallede büyümüş üç ünlü sanatçının çocukluk ve gençliğini anlattığı, tasarım ödüllü anı-öykü kitabı İzmir’de Üç Çocuktuk’un ardından, yine gençler için duygu dolu bir umut ve arayış romanı yazdı. Türkiye’nin yüksek bir dağına tırmanmak için yola çıkan dağcı gençlerin, zorlu tırmanışta kendi içlerindeki engelleri de aşma çabasını anlatan roman, yetişkinlik yolundaki bireylerin karmaşa dolu iç dünyasını satırlara yansıtıyor. Zirve yolunda bir yandan doğanın mucizelerine ve katıksız güzelliğine tanık olurken, bir yandan da onun vahşi gücü karşısında kendini sınayan gençler, birlikte hareket ederken doğa kadar zengin olan insan yaşamının derinliklerine inme fırsatını da buluyorlar. Yazarın özgün üslubuyla farklılaşan roman, aile ilişkilerinden dağcılığa, meditasyondan iç keşiflere dek birçok konuya gencin gözünden bakıyor. Doğaseverlerin ve hem kendisiyle hem çevresiyle armoni yakalamaya çalışanların severek okuyacağı bir ilk gençlik romanı.

 

Konu Özeti

Yedi dağcı gencin önünde, Kaçkar Dağı göğe yükselmektedir. Doğanın kucağında bir hafta, yüreklerde umutlar, hayaller, kırıklıklar ve öfke… İçlerinden birinin, çakır gözlü Leyla’nın öfkesi çok tazedir. Fena halde huzurunu kaçıran bir keşfin ardından kendini dağlara vurmaya karar vermiştir. Ama geçmiş ve gelecek, yol boyunca gençlerin yakasını bırakmayacaktır. Zirve kendini hissettirdikçe, tehlikeler de, aşklar da, göz alıcı kar beyazlığıyla önlerinde serilecektir…

 

 

Haber Merkezi