Sayfa Yükleniyor...
Emret Komutanım ile başlayan oyunculuk serüvenini birçok dizi ve filmle devam ettiren Mehmet Kurt, Kemal Sunala benzeyen simasıyla beğenileri üzerinde toplamaya devam ediyor
NİLGÜN TAZE
Emret Komutanım dizisinde oynadığı Tosun Paşa rolüyle kendisini tanıtan ve Kemal Sunal gibi gülümsemesi nedeniyle kısa sürede gönüllere taht kuran Mehmet Kurt, görev aldığı rollerde yaptığı saflıklarla arkadaşlarının başını belaya sokan, zaman zamanda yaptığı sakarlıklarla insanları güldüren bir kişiliği canlandırıyor. İnsanların zor zamanlarında derin şefkatiyle yanlarında bulunarak onlara güven aşılayan ve uğradığı haksızlıklara nefret etmeden sevgi ile karşılık vererek yoluna devam eden Kurt, paylaştığı hayat deneyimleriyle etrafına ışık saçmaya devam ediyor.
Hayata elinden geldiği kadar pozitif gözlerle baktığını ve zaten komik bir ifadesi olduğu için en sıkıntılı günlerinde dahi hep pozitif bir duruş sergilediğini söyleyen sinema dünyasının sevilen isimlerinden Mehmet Kurt, Hayatta mutlu olduğumuz kadar varız ve geçmişe dönüp baktığım zaman kötü günlerden çok mutlu olduğum günler aklıma gelir. Ben mutlu günlerimin toplamı kadar yaşamışımdır hayatı. Hayat benim için sadece mutlu olmak ve mutlu etmeyi ifade ediyor çünkü o zaman her şeyin anlamını anlıyorsun. Oyunculuğa başlamamdaki en büyük etken ise lise zamanında milli eğitimin çıkarmış olduğu zorunlu tiyatro şenliği oldu. Sınıfa hışımla giren edebiyat öğretmenin ben ve beraberimdeki dersler ile pek alakalı olmayan bir grup öğrenciyi tiyatro yapmaya zorlaması ile başlayan bir sevda ... dedi.
HAYALLERİM GERÇEK OLDU
7 kardeşin 5. sırasında yer aldığını ve hayatta hiçbir şeyi kolay elde etmediğini belirten Kurt, inşaat işçiliği yapan bir babanın oğlu olduğunu ifade ederek, Tiyatro bizim oralarda pek bilinmez yani memleketim olan Gaziantepte. Tiyatro ile yaşama kararı aldığımda tabii ki doğal olarak ailem ile ters düştüm. Çünkü o düzeyde bir aile çocuklarının daha garantili bir meslekte olmalarını ister ki bu onların en doğal hakkıdır. Ama onları dinlemeyerek tiyatro dedim. Ben çocukken sokaktan eve girmeyen, yaramaz, söz dinlemeyen bir çocukmuşum. İlkokula başladığımda öğretmen beni tahtaya çıkarır hem kendisinin hem de diğer öğretmenlerin taklidini yaptırırdı. Aslında ilkokulda başlamıştım bu işlere. En büyük hayalim babamın bir arabasının olması annemin de kaloriferli bir dairesi olmasıydı. Ben bunların hayalini daha henüz bir çocukken ilkokulda kuruyordum. Çok şükür bunların hepsini gerçekleştirdim ve hepsi de tiyatro sayesinde oldu açıklamasını yaptı.
YE KÜRKÜM YE
Gençliğe ilk adımlarını attığı yıllarda Gaziantepte ilk özel tiyatroyu kurduklarını ve 5 kahraman arkadaşı ile Donkişot misali yıllarca seyircisiz oyunlar oynadıklarını paylaşan Kurt, 2004 yılında İstanbul macerasının başladığını belirterek, Kopmadık tiyatrodan. Parklarda sokaklarda provalar yaptık ancak tüm zorluklara rağmen yine de yılmadık. Sonra 2004 yılında İstanbul macerası başladı ama biz hep çocuk kaldık. Mütevazi bir aileye sahip oluşum ve beş kız iki erkek gibi kalabalık bir ailenin varlığı her zaman çocuk kalmamı sağladı. Çok esprili bir ailem vardır, neşeli mutlu bir ailenin çocuğuyum ve ailemden esinlenerek mutlu bir aile kurdum. Tüm akrabalarımın tiyatro yapıyorum diye bana karşı serseri muamelesi yapması kanıma dokunurdu. Oysa tiyatro benim için dizi-sinema sektöründen daha meşakkatli ve zor bir iştir. Ama maalesef o an şunu anladım ülkemizde sadece görselliğe, maddiyata, popülerlik, gösteriş ve ye kürküm ye olayına değer veriliyor. Aslında bu sayede dostunu düşmanını da tanıyor insan. Kim samimi kim sahte ortaya çıkıyor. ifadelerini kullandı.
TİYATRO SEVGİ, SİNEMA EGO
Komedi oynamanın göle maya çalmak gibi zor bir zanaat olduğunu ve asıl yatkınlığının drama olduğunu fark ettiğini söyleyen sinema dünyasının sevilen ismi Kurt, Ben yıllarca komedi oynadım fakat bir gün Necati Cumalinin yazmış olduğu Boş Beşik adlı dramda rol aldım ve anladım ki aslında ben dram rollerinde kendimi buluyorum. Komedi oynamak daha zordur aslında espiri satabilmek göle maya çalmaktan daha güçtür. Ancak beni ben yapan rol Emret Komutanım adlı dizide oynadığım Tosun Paşa karakteri oldu. Komedi dalında zorlanıyorum çünkü güldürmek gerçekten zor ve bunu beceremezseniz aptal durumuna düşersiniz. Tiyatro da sahne arkasında sevgi, saygı ve disiplin vardır. Fakat dizi sinema sektöründe ise tam tersi ego, kibir, sahte gülücükler ve iş yetiştirme telaşı var. Tabii ki istisnalar kaideyi bozmaz. Bir laf vardır oyunculuğun yüzde bilmem kaçı beklemektir diye. Bu kesin olan bir gerçektir. Benim 24 saat sette olup fakat hiç çekim yapmadan eve gitmişliğim vardır dedi.
OYUNCULUK ÖZ GÜVEN GELİŞTİRİR
Oyunculuk sayesinde tüm hayallerini gerçekleştirdiğini, en güzel sonucunun ise ailesine kendini ispatlamak olduğunu söyleyen Kurt, doğacak çocuklarının içinde oyunculuk isteği görürse mutlaka onları destekleyeceğini ifade ederek, Seneye bir çocuk düşünüyoruz. Oğlum ya da kızım artık hangisi olursa oyuncu bir anne babanın çocuğu olacak ve eğer içlerinde o yeteneği görürsem mutlaka oyuncu olmaları için destekte bulunacağım. Çünkü bu meslek doğru yapıldığı taktirde insanları daha iyi tanıma ve farklı kişilikler oynayarak doğru kişiliği bünyede oturtmakta çok önemli. Bu da hayata karşı öz güvenli ve daha güçlü durmanızı sağlıyor. Eşimle aynı tiyatroda çalıştığımız için çok sorun olmuyor özeli işte hallediyoruz. Oyuncu olmasaydım helalinden ekmek kazanılan her işi yapardım fakat daha çok arabalar ile ilgili bir iş olabilirdi açıklamasını yaptı.
Haber Merkezi