Korona Günlerinde Yazarların Penceresinden-Dr. Emine Sümeyye Ünal

ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Korona Günlerinde Yazarların Penceresinden köşemize Yazar Dr. Emine Sümeyye Ünal ile devam
ediyoruz. Hekim olması sebebiyle hem tıbbi açıdan hem de edebi açıdan korona günlerini
değerlendiren Yazar Ünal, vaktinin çoğunu işine vermek zorunluluğu olan bir yazar olduğunu ve
hekim olması nedeniyle de korona günlerinde de günlük mesaisini tam olarak yaptığını belirtti.
BİTİRME TELAŞI OLMADAN OKUYORUM
Yazar Ünal, ilk günlerde bir boşluğun içinde yüzüyor gibi hissettiğini ve biraz da salgın nedeniyle
huzursuz olduğunu ifade ederek, “Sosyal medyada sürekli salgın ile ilgili haberler beni yoruyordu.
Daha sonra hızlıca toparlandım. Kendimi boş zamanımda kitap okumaya adadım. Elimde olan
kitapları sıraladım. İlgi alanım olan kişisel gelişim ve tasavvuf ile ilgili kitaplar sipariş ettim. Elimdeki
bu kitapları altını çizerek okumaya başladım. Bitirme telaşı olmadan sindirerek okuma için zamanım
vardı. Bu da keyfi verdi. Okumak; öğrenmek, hayret etmek, kendinden bir şeyler bulmak, öğüt almak
ve de gelişmek harika” dedi.



ÇOCUKLARA ÖZEL ÇALIŞMA
Koronavirüs günlerinde yapılabilecek pek çok şey olduğuna dikkat çeken Yazar Ünal, “İlk günlerde
yaşadığım hastalık korkusu beni engellemişti. Ama sonra bu korkuyu iyi düşünce (meditasyon) ile
yendim. Kitap okumak da bir noktada keyif vermemeye başladı. Odaklanma sorunum oldu. Daha
sonra bir arkadaşım ile görüştüm. Kızının ve oğlunun evde çok sıkıldıklarını ve babaları hastaneden
eve gelmediği için çok üzüldüklerini söyledi. Bu beynimde bir ışık yaktı. Bu çocuklara kendilerine
özel masallar ve hikayeler yazıp gönderirsem onlar da metne uygun resimler yapabilirlerse hem mutlu
olurlar hem de psikolojik olarak rahatlarlar diye düşündüm. Bu düşünceyi arkadaşımla paylaştım. Çok
memnun oldu. Çocukların ev ortamını, sevdiği oyuncakları, öne çıkan ahlaki özelliklerini öğrendim.
Korona virüsten nasıl korunulur? Neden evde kalınmalı? Baba doktor ve neden eve gelemiyor? Bu
temaların olduğu, sevgiyi hissedebilecekleri bir metni özel telkinler ekleyerek yazdım. İlk etapta beş
çocuğumuz hem okudular hem resimlediler. Bu işi daha sonra sosyal medya sayfamdan duyurdum.
Aileler çok mutlu oldular. Sırada beş çocuğumuz daha var. Hikaye ya da masallarını bekliyorlar. Her
insan hatırlanmayı ve özel hissetmeyi ister. Elimde yazmakta olduğum bireysel romanım var.
Çocukların mutluluklarını görünce bu projemi biraz erteleyebilirim diye düşündüm. Vaktim olursa
ilgileneceğim” diye konuştu.



İKİ KUŞAK İLK DEFA BU SÜRECİ YAŞIYOR
Koronavirüs hastalığı ile ilgili süreci çocukların ilk kez karşı karşıya kaldığı bir süreç olarak
değerlendiren Yazar Ünal, “Bizim büyüklerimiz sokağa çıkma yasaklarını görmüşler. Bizler görmedik.
Hal böyle olunca iki kuşak bu evde kalma sürecini tecrübe ederek yani yaşayarak öğreniyor. Daha
öğrenecekleri de çok şey var. Benim evlatlarım da uzaktan eğitim alıyor. Ödevler veriliyor. Ödevlerini
yaptırıyorum ama kesinlikle çok ders çalışılmalı diye telkin vermiyorum. Onlar uzaktan derslerini
alacak ödevleri yapacaklar. İlkokul çağında olan çocuklar için ben yeterli olduğunu düşünüyorum.
Eğitici filmler izliyorlar. Birlikte kutu oyunları oynuyoruz. Çiçekleri suluyorlar. Evde kitap okuma
saati yapıyoruz. Bu bazen 10 dakika bazen 30 dakika kadar olabiliyor. İnsan hiç bir şeyi zorla
yapmamalı. Okuyacaksa severek okumalı. Severek okumayı kavradığında elinden kitabı almayacağız.
Sınav hazırlığı içinde olan gençler ise mutlaka özel çalışmalı. Çalışma saatleri arasında mutlaka
dinlendirici müzikler dinlemeli, kitap okumalı. Evden çıkamayan gruplar için camdan dışarıyı izlemek
de rahatlatıcı olacaktır” şeklinde konuştu.
RUHUMUZA İYİ GELENE YÖNELMELİYİZ
Her insanın ruhuna iyi gelen şeylerin farklı olduğunu ve bunu kişinin bilerek bu ilgi alanlarına
yönelmesinin daha doğru olacağını belirten Yazar Ünal, “Kitap okumak, meditatif müzik ( kuş sesleri,
su sesi, flüt, piyano vb gibi içeren meditasyon müzikleri) dinlemek herkese iyi gelecektir. Çocuklarla
oyunlar oynamak, balkonda çiçeklerlerle ilgilenmek, yeni yemek tarifleri denemek. Yaşlılarımızın
çocuklara kendi hayatından ibret alınacak hikayelerini anlatması ya da evdeki çocuğa kitap okuması.
Çocukların evdeki büyüğüne kitap okuması, günlük işlerinde yardım etmesi. Evde tamir gerektiren
işlere odaklanmak. Odadaki eşyaların yerlerini değiştirmek. Anneye ev temizliğinde mutfak işlerinde
yardımcı olmak. Her birinin içinde üretim var. Kendinden başka bir varlığa değer vermek var. İçinde
emek var. Boş duran insanın içinde oluşan boşluğu onu yoracak evhamlar şüpheler doldurur. Buna izin
vermemeli” ifadelerini kullandı.
YAZARLAR KİTLELERİ ETKİLER
Yazar denilen kişinin insanları hatta kitleleri etkileme gücü olduğuna da dikkat çeken Yazar Ünal,
koronavirüs günlerinde yazarların sorumluluklarından da bahsederek sözlerini şöyle noktaladı:
“Kaleme alınan her bir kelimeye dikkat etmelidir yazar. Bu günlerde de yazarlarımız insanları motive
eden, sevgiyi, yardımlaşmayı destekleyici pozitif yazılar yazmalıdır. Sosyal medyada binlerce kitap
online okumaya açıldı. Sevdiğimiz bir yazarı telefon ve tabletten okuyabiliriz. Çocuklar için
koronavirüsü anlatan pedagojik incelemeden geçen kitaplar da paylaşılıyor. Okumayı az seven
insanlar için dinleme imkanı da var. Radyolarda sesli kitaplar okunuyor. Yine radyo tiyatroları var.
Görsel medyayı azaltıp sesli medyanın bu güzel nimetlerinden faydalanmakta büyük fayda var.
Okuyucularıma son olarak kendi okuduğum kitapların da bilgisini vermek istiyorum. Bu ay tasavvuf
üzerine kitaplar okudum. Yeşilçama damgasını vuran Ayşe Şasa’yı anlatan ‘Hayret Perdesini Temaşa’
adlı eseri okudum. Bu kitapta tavsiye edilen ‘Su Üstüne Yazı Yazmak’ kitabını da severek okudum.
Şimdi elimde yine tasavvuf üzerine bir eser var. ‘Aşktır Asıl Şarap.’ Kendi romanım ‘Bana Ruhundan
Haber Ver’ 10 yaş üstü her bireyin okuyabileceği bir psikolojik roman. Diğer kitapları da şöyle
sıralayabilirim: İnsanın Anlam Arayışı- Viktor Frankl, Rezonans Kanunu-Pierre Frankl, Ay Terapisi –
Dr. Mustafa Ulusoy, Yaşam Terapisi – Bircan Yıldırım, İkigai- Hector Garcia, İkigai Uygulama
Rehberi-Hector Garcia, Distopya, Fahrenheit 451, Yitik adam –Papini.”