- Kültür-Sanat
- 22.04.2025 13:02
Koronavirüsün insanların canını sıktığı günlerde Yazar Serap Kart, kitap kokusunun evlerden gökyüzünü sardığı yarınlara ulaşmak için kitap okumanın tam da zamanı olduğunu belirtti
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN/ÖZEL HABER
Tüm dünyayı etkileyen koronavirüsten, 10 Mart itibariyle Türkiye olarak bizde etkilenmeye başladık. Her geçen gün vaka ve ölüm sayısı artarken, virüse karşı alınabilecek en büyük önlemlerden biri olarak sosyal izolasyon gösteriliyor ve insanlara zorunlu olmadıkça evlerinden dışarı çıkmamaları tavsiye ediliyor. Herkesin canını sıkan bu durumu ise edebi açıdan fırsata çevirmek yine bizlerin elinde bulunuyor. Korona günlerinde ruhu sıkılanlar için daha çok kitap okuyup, daha çok yazarla buluşmak, evde çıkmadan dünyanın her yerine gidebilmeyi mümkün kılmaktadır.
“Görebildiğin kadar yaşarsın hayatı, gülebildiğin kadar nefes alırsın, coşkun kadar yol alır, yüreğin kadar sevilir, acın kadar büyürsün, görebildiğin kadar yaşarsın hayatı” sözleriyle hayatı anlatan Yazar Serap Kart ile korona günlerinde yaptıklarını, yapmak istediklerini ve okuyucularına vermek istediği mesajlar üzerine konuştuk.
SABRI ÖĞRENDİK
Bu zor günleri görerek ve hissederek geçirmek için kitap sayfalarında bulduk kendimizi diyen Yazar Kart, korona günlerini şöyle özetledi: “Coşkumuzu bahar kokusunda bırakarak evlerimize yol aldık bu süreçte, büyüdük çünkü tüm dünyanın acılarıyla yoğrulduk, öğrendik çoğu şeyi zamansız; evvel günlerimizin aslında en güzel günler olduğunu, çocuklarımıza öğretmen olmayı öğrendik, evvel günler gibi isim şehir oynamayı, hadi anlat bakalım demeyi öğrendik, gidemediğimiz diyarlara her yazardan her şairden bir sayfayla yol aldık, Orhan Veli’den İstanbul’u sakince dinledik gözlerimiz kapalı, hayal ederek yaşamayı, en önemlisi sabrı öğrendik...”
NEFESİMİZİ TUTMA ZAMANI
Korona günlerinde kalemi kağıdı eline alsa da, cümlelerin sonunda bahar resimleri çizerken kendisini bulduğunu ifade eden Yazar Kart, görüşlerini bu şekilde sonlandırdı: “Oradan yanı başımdaki Sabahattin Ali’ye dönerek; Kuyucaklı Yusuf’a merhaba derken kahvemi yudumlayıp Yusuf’la, Muazzez’e dalıyorum… Sonra öğrencilerimi özleyip onlarla internet üzerinden bağlantı kurup sohbet edip özlem gideriyorum tabi ders de anlatıyorum. Yanlarında olduğumu hissetmeleri beni bir nebze rahatlatıyor. Sonra bir ses anne etkinlik saati ve çocuklarıma dönüyorum kocaman bir gülümsemeyle ve umutla... Sakla umudu gün gelir yeşerir; gecenin hayali gündüzün gerçeği olur... Kitap kokusunun evlerden gökyüzünü sardığı yarınlar için; bugün okuma zamanı, bugün sabır zamanı sağlıklı nesiller için nefesimizi tutma zamanı...”