Sayfa Yükleniyor...
Kağıt, parşömen, fildişi vs. gibi çeşitli malzemeler üzerine küçük resimler yapma sanatı olan minyatür matbaanın kullanılmaya başlamasından önce, el yazması kitapları süslemek için yapılan resimlerdi. Geçen zaman içinde kitabı süsleyen resimlere minyatür denilmeye başlandı. Bizde bu değerli sanatın İzmir de ki temsilcisi minyatür sanatçısı Arya Kamalı ile meraklıları için bir röportaj gerçekleştirdik ve kendisine sorduk
ONURHAN ALPAGUT
Minyatür sanatının menşei nedir?
Bu sanata baktığınızda, tüm tarih boyunca insanın doğuşundan bu yana minyatür her zaman yapılmıştır. Hatırlarsanız çocukken yaptığımız ilk yaptığımız çizimler karakter olarak minyatürün aynısıdır. Öne çektiğimiz önemli konular olsun her şeyi ile minyatür sanatıyla bağdaşır. Bu sanata öyle ki; çocuk sanatı diyenler dahi olmuştur. Fakat Minyatür'e profesyonel olarak bakacak olursak, Aztekler, Mayalar, Mısırlılar bunlarda da minyatürü görürsünüz. Ancak Türkiye'ye minyatürün gelişine bakacak olursak, Minyatür M.Ö 5 Y.Y'da belli bir eğitim sistemiyle öncelikle Çin'de yapılmış, daha sonra Çin'den Hindistan'a oradan İran'a sonrasında Yavuz Sultan Selim döneminde İran'dan ustalar getirilerek Osmanlıda yapılmaya başlanmıştır. Türk nakkaş hanesi ve İran nakkaş hanesi olmak üzere bu sanat icra edilmiştir.
Minyatürün manası nedir? Daha çok nerelerde kullanılır?
Minyatür sanatına mana olarak baktığınızda, anlatım sanatıdır. Bu sanatı icra eden kişiler her zaman dönemin olaylarını anlatır edasıyla yapmışlardır. Padişahlar savaşa giderken mutlaka yanlarında bir tane minyatür sanatçıları götürürdü ki olayları resim etsin. Bu kişiler bir savaş sahnesini veya eğlencedeki olan olayları resmedelerdi. Bu sebeptendir ki; o dönemde yapılan eserler tarihe ışık tutar.
Cevaplarınız ışığında minyatürün bir belge niteliği taşıdığını söyleye biliriz peki neden böyle bir şeye ihtiyaç duymuşlar?
Muhtemelen her şeyin yazıyla anlatılamamasından dolayıdır. Her toplumun kendi detay ve bilgilerine göre anlatmaya çalıştığı bir yöntem vardır. Bunlardan bir tanesi de minyatürdür. Sanatın zamanında tarihe ışık tutma gibi bir görevi vardı. Ancak zamanla evrenselleşmesi ve misyonsuzluk kalmasından dolayı bu görevinden uzaklaşmıştır. Bence minyatürün en önemli sorunu budur.
İran ve Türk Minyatüründen bahsedecek olursak, neler söylersiniz?
İran ve Türk minyatürü birbirinden çok farklıdır. İran minyatürü tamamen hayalcidir. Türk minyatürü ise her ne kadar menşei İran'dan olsa dahi çok gerçekçidir. Ancak her sanatçı kendi fırçası ve hayal gücüyle farklı bir noktada olmuştur.
Minyatür sanatının özellikleri nedir?
Perspektif yoktur. Derinlik hiç denecek kadar azdır. Gölge hiç yoktur. Ancak en önemli özelliği: olayları büyük ve kapsamlı şekilde anlatabilmesidir. Yada sahnenin arkasında olan olayları en ön tarafa çekip çizilebilmesidir. Sanatta renkler tamamı ile sanatçıya aittir. Minyatür sanatçısı yaptığı işte son derece özgürdür. Dilerse gökyüzünü altın ile boyayabilir.
Minyatürdeki kurallardan bahsedecek olursak, bu sanatın kuralları nedir?
Minyatürün çok az kuralı vardır. Hele ki, benim içinde bulunduğum ekol'ün daha da azdır. Genel anlamda minyatür'de iki akım vardır: Yenilikçiler ve Gelenekçiler. Gelenekçiler tamamen eski yöntemlere ve kurallara bağlı kalmak ister. Yenilikçiler ise bunun tam tersidir. Benim düşünceme göre biz sadece geçmişe bağlı kalırsak, biz sadece hamal oluruz. Kendi düşüncemizi, yaşadıklarımızı sanata aktarmalıyız. Yenilikçilik bence doğru olandır.
Minyatür hangi sanat dallarıyla birleştirilebilir. Bu birleşimden ortaya nasıl bir eser çıkar?
Bu sanatı hat sanatı ve ebru ile birleştirenler oluyor. Bu birleşimden ortaya çok güzel bir eser çıkabiliyor. Ancak başından söylediğim gibi minyatür bir anlatım sanatıdır. Sanatçının sosyal bir sorumluluğu varsa, bence olması gerekir. Sorumlulukları doğrultusunda sanatını icra etmesi gerekir. Görsellik olarak bakacak olursanız, pek çok şey sanata ilave edilebilir.
Haber Merkezi