“Müzik evrenseldir”

İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği Başkanı Reşat Gülşen ile derneğin sorunları üzerine konuştuk. Düğünlerde atılan sahte dolarlar ve geriye dönük borçlanmanın müzisyenler açısından büyük sorun teşkil ifade ettiğini ifade eden Gülşen,"Dernek olarak kiramızı bile ödeyemiyoruz" dedi


  • Oluşturulma Tarihi : 02.11.2015 08:21
  • Güncelleme Tarihi : 02.11.2015 08:21
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Müzik evrenseldir” haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT

Bize kendinizden bahseder misiniz?

1971 yılında İzmir Konak’ta doğdum. 5 nüfuslu bir ailenin geçimini tek başıma sağlıyorum. Hayatımı müzikle kazanıyorum, perküsyon-ritm müziği çalıyorum, günlük yaşamaktayım.

Müzik ile nasıl tanıştınız?

Yaklaşık 6 yaşlarında müzikle tanıştım. Çocukken teneke kutuları elimize alırdık, ritim olarak çalardık, bu şekilde sanata başladım. 11-12 yaşlarına gelince annem bana bir bongo aldı. Ufaktan, çekirdekten bu işi öğrendik. Ailemiz de zaten müzisyendi. Roman olup da müzisyen olmamak mümkün değil.

Bu işin zorlukları nedir?

Her işin olduğu gibi bu işinde zorlukları var. Bizim sanatın daha da bir başka oluyor.  Örneğin; sahneye çıkmadan önce hazırlıklarımızı yapıyoruz, siyah-beyaz elbiselerimizi giyiyoruz, iş yerine gittiğimizde mekanda şöyle bir tepki alıyoruz; 'Çalgıcılar geldi geçin oturun.' Biz bu tür terimlerden hoşlanmıyoruz, müzisyeniz. Sahneye çıkarken her zaman 1-0 geride başlıyoruz. Müzisyenin hiçbir zaman morali bozuk olmaması lazım. Hiçbir zaman sıkıntınızı işinize  yansıtmamalısınız. Biz eğlendirme taraftarıyız, eğlendiren kısımdayız. Yani suratı asık bir konuk dahi olsa onu güldürmekle yükümlüyüz. Evimizde bir cenaze olsa dahi işimize yansıtmamalıyız. Sürekli gülmemiz lazım. Bu dediklerim madalyonun ön yüzü. Bir de arka tarafı var. Evimize geldiğimizde çocuğumuzu, eşimizi de mutlu etmeliyiz. Ne yazık ki bunu başaramıyoruz.

Müzisyenlerin şu anda konumu nedir?

Roman müzisyenler olarak, hayata 1-0 geride başladık. Çünkü müzisyen insan müzik yapamıyor, günlük yaşıyor. Bir işe gittiğinde devamlı süre gelen bir işi yok. Bu hafta işe gidiyorsunuz, haftaya yok. Haftada 1 işe gittiğini farz edersek, ayda 4 gün eder. Yani 26 gün işiniz yok. Bu insan ya işportacılık yapacak ya da başka bir meslek daha icra edecek. Kendimden örnek verecek olursam; ben şu an boştayım. Hamallık işi gelmiş olsa ne kadar bir derneğin başkanı dahi olsam bu işi yapmak durumundayım. Durum özetle bu.

Dernek hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

Derneği 2008 yılında kurduk. O sene içerisinde derneğimizi hızlı bir biçimde topluma tanıttık. Hemen akabinde panelimizi düzenledik. Fuar gençlik tiyatrosunda güzel bir panel oldu. Faaliyetlerimizi orada dile getirdik. Şu an aman aman bir faaliyetimiz yok. İlçe belediyelerden desteksiz kaldığından dolayı, kendi yağımızda kavruluyoruz. Maddi anlamda sıkıntılarımız çok. Dernek olarak elle tutulur bir panelimiz gözüküyor. Bazen dernek üyelerimizi toplayarak lösemili çocuklara müzik yaptığımızda oldu. Ama biz işimizi yapmak istiyoruz. Belediyeler sahip çıkmalı. Bizler müzik derneğiyiz. Yelpazemiz geniş. Sadece destek olsunlar ki faaliyetlerimizi insanlara sergileyebilelim.

Derneğinizin amacı nedir?

2008 yılında konakta kurmuş olduğumuz dernek vesilesi ile dağınık olan müzisyenleri bir çatı altına toplamak istiyoruz. Sokak çalgıcılığını daha farklı bir boyuta taşımak istiyoruz. Bunu da yerel yönetimlerden destek alarak yapmayı planlıyoruz. Avrupa'da sokak çalgıcılığı Türkiye'de olduğu şekilde değil. Derneğimizi kurmamızın temelinde bu yatmakta.

 Derneğin ismi nereden geliyor?

1982'li yıllarda Müzisyenler Derneği kurulmuştur. Müzisyen olan büyük abilerimiz kurdu. Bu derneğin kuruluşu o zaman Müzisyenler Derneği'nin kuruluş amaçları ile aynı. Müzisyenlerimizin sıkıntılarını dile getirmek için kurduk. 'Bir elin nesi var iki elin sesi var' derler ya o anlamda bizlerde büyük müzisyenlerden gelen, faaliyetlerini sürdürüyoruz. Tekrar vurgulamak istiyorum: desteksiz hiçbir şey olmuyor.

Müzik sana neyi ifade ediyor?

Müzik evrenseldir. Sadece dokuz-sekizlik roman havası değil de kulağa hoş gelen her türlü müzik. Herkes sevdiği bir işi yaparken ufaktan bir müzik mırıldanır ya işte bu yüzden müzik susarsa dünya susar.

Sahneye çıkarken neler hissediyorsun?

Her sahneye çıktığımızda ilk günkü heyecanı yaşıyorum. Bu işin ilk günü de son günü de bir. Her zaman sahneye her çıkışımız bir heyecan.

Dernek olarak sıkıntılarınızdan bahsedecek olursak neler söylersiniz?

Özgün çalışma koşulları nedeniyle, mevcut sosyal güvenlik sistemi sanatçıların sosyal güvenliklerinin sağlanmasında yeterli olamamakta ve bunun doğal sonucu olarak özel sektörlerde görev yapan sanatçılar için emeklilik çoğunlukla hayal olmaktadır. Bu nedenle, başta müzik ve sahne sanatçıları olmak üzere, özgün çalışma koşulları dikkate alınarak sanatçıların sosyal güvenliği ile ilgili özel düzenlemelerin yapılması, kamu kuruluşlarında görev yapan sanatçılar için uygulandığı şekilde fiili hizmet zammı ve benzeri uygulamalarla erken emeklilik olanağı getirilerek özel sektörde çalışan müzik ve sahne sanatçılarının emekliliğin kolaylaştırılması için çalışma yapılmaktadır. Gerek 506 sayılı ve 1479 sayılı, gerekse 5510 sayılı yasalarla düzenlenen genel sosyal güvenlik sistemi sanatçıların sosyal güvenliğinin sağlanmasında yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle kamuoyuna da zaman zaman yansıdığı gibi sanatçılar ömürlerinin son yıllarını çoğunlukla sosyal güvenceden ve sağlık güvencesinden yoksun bir şekilde yoksulluk ve sefalet içerisinde geçirmektedirler. Bu nedenle başta müzik ve sahne sanatçıları olmak üzere mevcut sosyal güvenlik sistemi çerçevesinde emekli olma olanağından yoksun olan sanatçıların emeklilik hakkını kazanabilmeleri amacıyla, devredilen SGK ve Bağ-Kur kapsamında yeni bir hizmet borçlanması yasası çıkartılması için başta MESAM, MÜZİK-SEN ve derneğimiz ilgili meslek kuruluşları ile işbirliği içinde yoğun bir şekilde çalışma sürdürmekteyiz.

 Sanata ve sanatçıya ilgi ve destek ne durumda?

Sanatçının, sanatını icra edebilmesi gerekli. Bu anlamda devletin sanatçıyı sevip koruması şart.

Ne tarz müzikler yapmaktasınız?

Her türlü müzik. Bir düğünde oyun havaları, dans müzikleri. Bir konserde sanatçıya çalıyorsak, fantezi, arabesk, pop müzisyenler olarak sergilediğimiz müzikler arasında.

Sahte para konusu hakkında neler söylemek istersiniz?

Müzisyenler zaten geçimlerini zor sağlıyorlar. Üstüne bu sahte dolarlar piyasaya çıktı. Bunların hepsi kaçakçılığa girmekte. Hükümetin buna bir dur demesi gerekiyor. Bizler müziğimizi icra ediyoruz. Dışarıdan bakanlar çok para kazandığımızı düşünüyorlar. Halbuki düğünlerde saçılan paraların yarısından çoğu sahte. Her gittiğimiz düğünde üç çuval sahte para topluyoruz. Müzisyenler olarak düğünde anlaştığımız paraların dışında bahşiş olarak gelir elde edemiyoruz. Bu paralar artık abiye, nişanlık, sünnetlik satan yerlerde dahi bulunur hale geldi. Sahte paraları düğünlerde atmasınlar. Böyle yapacaklarsa hiç para atmasınlar. Bizi alkışlasınlar bu bize yeterli. Sahte dolarla ilgili müzisyen arkadaşlarımız ilk anonslarını yaparken bunun hakkında bir anons geçerse eminim ki sahte para atılmayacaktır.

Reşat Gülşen Kimdir?

1971 İzmir Konak doğumluyum. İki oğlan, bir kız olmak üzere üç çocuk babasıyım. Ailem müzisyenlikten gelmedir. Kendimde perküsyon-ritim çalmaktayım. 16 yaşından itibaren müzik icra etmekteyim. Müzisyenliğe sokaklarda, gece alemlerinde müzik yaparak başladım. Çaldığım müzikler ile geçimimi idame ettirmeye çalıştım. Şu an İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği’nin Genel Başkanlığını yürütmekteyim.