“Özgürlük, herkes için ve her zamandır”

Bilimsel Tiyatro Atölyesi’nden savaş karşıtı bir oyun “GETTO”


  • Oluşturulma Tarihi : 12.09.2016 08:46
  • Güncelleme Tarihi : 12.09.2016 08:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Özgürlük, herkes için ve her zamandır”

DERYA NABİT

1 Eylül 1939 tarihinde Nazilerin Polonya’yı işgal etmesiyle başlayan İkinci Dünya Savaşı, ardında 40 milyon civarında ölü bırakmış ve toplumların vicdanlarında kapanmaz büyük bir yaralanmaya yol açmıştı. Poule de Bouchet’in “Şarkı Söyle Luna” romanından, Hayrettin Filiz’in yeniden yorumlayarak yazıp yönettiği “Getto” adlı oyun; insancıl değerlerin alaşağı edildiği bu cinnet günlerinde, Varşova’da yaşayan matbaacı Henryk Winter ve ailesi üzerinden, bir insanlık suçu olan faşizmin çirkin yüzünü ve ona karşı direnmeyi anlatan bir oyun.

“Umut, sefalet ve ölümden daha güçlüdür.”

Nazilere karşı ilk ayaklanmanın yaşandığı Varşova Getto’su faşizmin pençelerinde acı çeken diğer kurbanlara moral ve ilham vermesi adına çok önemli bir ayaklanma olarak tarihe geçmiştir. Oyunun başında sadece şarkı söylemeyi bildiğini sanan apolitik Luna Winter’in, yaşanan faşizm zulmünün karşısında nasıl bir dönüşüme uğradığını izlediğimiz oyun, insan özgürlüğünün en yüksek değer olduğunun altını çiziyor. Winter ailesinin annesi Şoşele Winter, ilk zamanlar geleneksel bakış açısıyla, bu acıların bir sonu olduğunu, Tanrının bu gazabı yapanları mutlaka cezalandırılacağını söylese de, işler onun dediği gibi yürümez. Tanrı Varşova Getto’sunda tutsak olan yaklaşık 350.000 kişiyi kaderine terk eder. Getto’da başlayan açlık, hukuksuzluk, insancıl değerlerin ayaklar altına alınması, duyarlı insanlarca, bazı değerleri korumak için direnişi gündeme getirir. Yapacak başka şey kalmamıştır. İşgalin dördüncü yılı olan 1943’ün 19 Nisan günü umutlu bir ayaklanma başlar Getto’da... Hepsinin ağzında aynı umutlu şarkı vardır; “Umut, sefalet ve ölümden daha güçlüdür.”

DAHA ÖNCE DENENİLMEMİŞ BİR OYUN TEKNİĞİ İLE SAHNELENİCEK

Getto adlı oyunun bir başka özelliği de bugüne dek denenmemiş bir teknik olan “Blok oyun” olarak sahneye taşınması… Yaklaşık 150 dakika civarında süren oyun, barındırdığı, gerçek Getto görüntüleri içeren 7 ayrı film ve gölge tekniğiyle seyirciyi o günlerin hayatı ve insanı yüceltmeye çalışırken canını kaybeden insanların direniş mücadelesine götürüyor. Oyun “Faşizm bir insanlık suçudur” seslenişiyle başlayıp, “Faşizm yok olmaz, pusuya yatar” seslenişiyle bitiyor. Oyunun ilk görüntüsünden sona kadar geçen sürede, herhangi bir ara verilmiyor. Neredeyse tüm oyuncular, oyunun ilk sahnesinden son sahnesine kadar sahnede kalıyorlar. 21 şarkı ve 7 videoyla desteklenen oyunda, büyük eğitimbilimci, yazar ve pedagog Janusz Korczak’da var. Kurduğu ‘Dom-Sierot’ adlı yetimhanesinin Naziler tarafından işgali sonrası, 196 Yahudi çocuğu yalnız bırakmayarak, onlarla birlikte Treblinka ölüm kampında öldürülen Korczak... Tarihe yön vermiş popüler isimlerden çok, faşizme direnen herkesin hayatı savundukları için kahraman olduklarını anlatmak istediklerini söyleyen yönetmen Filiz; “Kahramanlar gökyüzünden gelmez. Onlar hayatın her tür baskısına karşın, umutlu ve yeşil kalmayı başaranlardır. Tarihi de bu insanların tutkulu mücadeleleri oluşturur. Ancak bazı aktüel egemenler, özgürlüğün bir çeşit armağan ya da bağışlanan bir şey olduğunu örgütlemek konusunda çok ısrarlılar... Bunu ancak, kendine güvenmeyen, mutsuzluğunu çıkar ilişkisine dönüştüren bencillerin savunabileceklerine inanıyoruz. Ötede, özgürlük herkes için ve her zamandır” dedi.

EKİM AYI SONUNDA SAHNELENECEK

Seyircisini her zaman farklı dünyalara davet eden BTA; “Getto” adlı oyununda da bazı şaşırtıcı ayrıntıları gözler önüne seriyor. Örneğin bir Nazi subayı olan Hans’la, sonraları direnişçilere katılan oyunun birinci kadın oyuncusu Luna’nın aşkı ya da Getto’da bir Yahudi Konseyi kurduran Nazilere inanan işgal altındaki Polonyalıların objektif bir şekilde sahneye taşınması oyunun ikna gücünü arttırıyor. Türk Tiyatrosu’nun gerçek gücünden uzaklaştırıldığı, onun bir lüks tüketim malzemesi gibi gösterilerek değersizleştirilmeye çalışıldığı, taraflı, dilsiz ve yarını kurmaktan uzak bir tiyatroya sürüklenmeye çalışıldığı günümüzde, BTA; tiyatroya yapılan her tür saldırıya karşı, inanan ve direnen oyunları sahnelemekten başka yolları olmadıklarına inandıklarını söylüyor. Daha önce sahnelenmemiş olan Getto için, oyunun yazarı ve yönetmeni Hayrettin Filiz, “Yeni oyunumuzun, gerek sahnelenme tekniği ve gerekse işlediği konunun evrensel bir değer taşıması adına, günümüzde esir alınmaya çalışılan ‘150 yaşındaki genç’ sahnemize bir ilham vermesini dilemekten başka bir iddiamız yok” dedi. Ekim ayı sonunda sahneye çıkmaya hazırlanan oyunda 16 oyuncu görev yapıyor.

Haber Merkezi