Öztürk ‘Sesim Yok’ ile okurlarıyla buluştu

ONURHAN ALPAGUT

Öğretmen-Şair Emel Öztürk, 5 yıl aradan sonra tekrar okurlarıyla buluştu. ‘Bana Kalan Çöl’ün ardından bu sene ‘Sesim Yok’ kitabını geçtiğimiz günlerde yayınladı. Öztürk, Kanguru Yayınları tarafından basılan kitap için şu ifadeleri kullandı: “Sesini duyuramayan tüm kadınlara ve çocuklara diye başlıyor kitap ve üç bölümden oluşuyor. İlk bölümde rüyaların arasında sayıklamalar, gerçeklikle hayalin iç içe geçtiği zamanlar oluyor. Hangisi gerçek? Gördüklerimiz mi yaşadıklarımız mı? Hayat, bilinç ve bilinç dışı çarpışıyor rüyalarda. Rüyaların da sesi yok; ancak gören kişi anlattığında bir sesi oluyor, başkasının sesinde dilleniyor. Hem şiirler hem de şiirsel metinler yer alıyor bu kitapta... Sesler çarpışıyor çelişkilerle. Günlük hayatta söylenenler, ifadeler, konuşmalar, cümleler bile o kadar aynı ki, ayırt edilemiyor birbirinden. Anlaşılmamış ve eksik kalan o kadar çok ses ve hayat var ki... ‘Ben miydim yaşayan bunları?’ diye bir dize geçiyor kitapta. Kadınlara ve çocuklara şiddetin arttığı ve maalesef her geçen gün yenilerinin eklendiği bir dünyada seslerin bastırılması, yeterince duyulmaması var. Bunca gürültünün içinde ses, sesler duyulmuyor ve yeterince anlaşılmıyor diye bir itiraz yükseliyor.”

HER KİTAP YENİ BİR HEYECAN

Her kitabın yeni bir heyecan olduğunu dile getiren Şair Öztürk, “Yeni bir kitap yeni heyecanı da barındırıyor. Uzun zamandır yazdıklarınızı bir kitap halinde görmek hem daha çok yakınlaşmak hem de uzaklaşmak gibi. Yazdığım şiirleri ve şiirsel düz yazıları bir dosyada topladım ve pandemi sürecinde tekrar ince ince dokuyup gözden geçirme fırsatım oldu. Zamana bırakılan her şiirin belli bir dönüşümü de oluyor kendi içinde. Bazen eklemeler, bazen de eksiltmelerle dosyayı tamamladım. Şiir dosyası basıma girene kadar yeni şiirler de eklendi” dedi. Şiir okumanın önemine değinen Öztürk, “Şiir çok katmanlıdır ve okumanın da ilerisinde hayatın tüm katmanlara inmek, derinliği hissedebilmek ve özgürlük alanını genişletmektir. Hayatın sesini, ahengini, düzenini, rengini, kopukluğunu, acısını duyumsayıp hayatın tam da içinde olmaktır. Şiir özgürlüğün kendisidir” ifadelerini kullandı.