Sayfa Yükleniyor...
Edebiyatımızın usta yazarlarının yapıtlarını gençler ve çocuklarla buluşturan, Mehmet Fuat Yayıncılık Ödülüne değer görülen Köprü Kitaplar dizisi Çiğdem Sezerin kaleminden, Hayat Pastanesi ile sürüyor. Kitap, benliğini bulma yolundaki bir gençle birlikte okuru da hafıza tramvayına davet ediyor
SULTAN GÜMÜŞ / ÖZEL HABER
Editörlüğünü Semih Gümüşün yaptığı, Müren Beykanın ise yayına hazırladığı Hayat Pastanesi kitabı, edebiyatımızın her yaştan okura seslenebilen şair ve yazarlarından Çiğdem Sezer tarafından kaleme alındı. Gençlerin meslek seçme kaygısını ve ilk yürek kıpırtılarını geçmişin sırlarıyla harmanlayan yazar, pasta kokularına bulanmış bir hikâye anlatıyor; sanat müziğinin yankılandığı, Cahit Külebiden, Cemal Süreyadan dizelerin gezindiği bir yol çıkıyor karşımıza
Yazar Çiğdem Sezere, Bir gençlik hikâyesinin içine neler sığabilir? diye soran Köprü Kitaplar editörü Semih Gümüş, Bizi daha başlangıç cümlesinde yakalayan romanın nasıl sürüp sonlanacağını merak etmemek olanaksız yanıtını alıyor. Bizler de öyleyse kitaba dair kesitleri daha fazla merak uyandırmadan sunmaya başlayalım. Sınavlar, meslek seçimi ve gelecek kaygıları, aile içi çatışmalar, ilk aşk kıpırtıları... Gençlik çağının kaygan zeminlerinden geçmişin sırlarına uzanan bir köprü kuruyor yazar. Ve yaşam senaryosunu kendi cümleleriyle yazıp, hayatının başrolünü üstlenme cesaretini arayan bir gencin içine bakmaya çağırıyor okuru.
CANINA YANDIĞIMIN DÜNYASI
Yazar Çiğdem Sezer şöyle anlatmaya başlıyor kitabını: Ozan 19unda, üniversite sınavlarına hazırlanan bir genç. Kendi deyimiyle canına yandığımın dünyasında bir başına. Yetimlik öksüzlük değil, ana-babalı yalnızları oynuyor ve kendini ailenin çalıdikeni olarak görüyor. Aslında kendisine, iyi bir okul okumazsa yazılım mühendisi ağabeyinin ve hukuk okuyan ablasının yanında yeri olamayacağını her an hissettiren, ailesinin gözleriyle bakıyor. Mutsuz annesi, mutlu olup olmadığı anlaşılamayacak kadar uzak duran babası, mutluluğu kariyerden ibaret gören kardeşlerinin gözleriyle. Elinden tutan, onunla konuşan tek insan, en yakın arkadaşı bildiği dedesi Figani Efendinin ölümünden sonra bir başınalığı daha da derinleşir Ozanın. Her bunaldığında dedesinin dostu Barut Ahmetin tamirci dükkanında alır soluğu. Bu dükkandaki eski eşyalar ve anılar arasında geçirdiği zamanın anlamı başkadır. Plaktan yükselen şarkılarla, kahvenin ve kolonyanın kokusuyla bir başka alemdir burası. Barut Ahmetle dertleşmek hem soluk almak hem de kalbinin üzerinden geçen hafıza tramvayına binip hatıralar durağına varmaktır Ozan için.
SADRİ ALIŞIKTAN BİR SELAM
Yazarımız ardından şunları ekliyor: Figani Efendiyle Kantocu Belkısın kırık aşk hikâyesini bu yolculuklarda dinler Barut Ahmetten. Bu gizli aşkı anlamlandırmaya çalışırken beklenmedik bir anda kendisi de düşüverir aşka. Pastacı Rasimin kızı İlkayla tanışınca pamuk şeker tadında, ıhlamur ağacı kokulu yepyeni bir renge bürünür hayat. İlkay çocukluk düşlerine döndürür Ozanı; çikolatalar, pastalar yapıp herkese dağıtmak. İlkayla ilerleyen arkadaşlığı bu düşü canlandırır ama gastronomi okuma isteğiyle ailesinin seçimleri arasında sıkışmıştır. Ozan dedesinin gizli aşkının derinliklerine inerken, İlkaya çocukluğunu ve mahalleyi anlatırken zaman da derinlemesine başka bir boyutta akmaya başlar. Pamuk şekerci Agop Dede, Direksiyon Kemal ve güvercinleri, Mecbure Abla, Nigar, Pastacı Rasim, Lotocu Lütfü, Barut Dede... Şehreküstü Mahallesinden insan hikâyeleri ve sırlarıyla harmanlanan hayatının yollarını o başka boyuttan topladıklarıyla döşemeye çalışır Ozan.
Çiğdem Sezer benliğini bulma yolundaki bir gençle birlikte okuru da hafıza tramvayına binmeye davet ediyor. Kimi zaman sanat müziği şarkılarının yankılandığı, Cahit Külebiden, Cemal Süreyadan dizelerin gezindiği, Sabahattin Alinin, Sadri Alışıkın selam verdiği bir yol önümüzdeki. Hatıralarla, sanatla, duyguyla örülü bir köprüden geçmek için Hayat Pastanesi anlamlı bir durak. Uğrayın ve tramvaya atlayın derim.
Çiğdem Sezer kimdir?
1960 yılında Trabzonda doğdu, Ankara Gevher Nesibe Sağlık Eğitim Enstitüsünden mezun oldu. Yozgat, Trabzon, Ankara, Sakarya gibi kentlerde hemşirelik ve öğretmenlik yaptı. Şiirleri Kıyı, Karşı, Çağdaş Türk Dili, Şiir-lik (Almanya) ve Varlık gibi pek çok dergide yayımlandı. İlk şiir kitabı Kanadı Atlas Kuşlar (1991) çeşitli ödüllere değer bulundu. Ardından, Çılgın Suyla (1993) Dünya Kitap Dergisi Şiir Ödülünü, Bir Şehrin Hatıra Fotoğraflarından (1998) ile Orhon Murat Arıburnu Şiir Ödülünü ve Dünya Tutulmasıyla da (2005) Ceyhun Atuf Kansu Şiir Ödülünü aldı. Kapalı Gişe Hüzünler (1996), Denizden Geçme Hali (2009) ve Küçük Şeyler Mevsimi (2016) adlı şiir kitapları bulunan Sezer, edebiyatın farklı türlerinde eserler verdi. Kent monografisi ve biyografi kitaplarının yanı sıra, Aşklar ve Baharatlar (2008) ile Mavi Çayırın Kadınları (2013) adlı romanları var. 2014 yılında yayımlanan Alfabeden Kaçan Harfler adlı çocuk şiirleri kitabıyla Türkan Saylan Sanat Ödülüne değer görülen Sezerin ilk çocuk romanı, Juju Beni Unutma (2015). Hayal Vadisi (2011), Gizemli Yabancı (2014) ve Şahane Ekip (2015) adlı gençlik romanlarıyla da tanınan ve son romanı Hayat Pastanesini (2017) Köprü Kitaplar için yazan Sezer, Ankarada yaşıyor.
Haber Merkezi