- Kültür-Sanat
- 15.05.2025 10:24
Bayraklı Ressamlar Sokağında sanatını icra eden ressam Atilla Ekin, 10 yıldır resim yapıyor. Bugüne kadar 60'a yakın tablo çalışması gerçekleştiren sanatçı, çalışmalarına sanat sokağında devam ediyor
ONURHAN ALPAGUT
Bayraklı Ressamlar Sokağında resim sanatını icra eden ressam Atilla Ekin'in resim sanatına merakı astsubaylık dönemine dayanıyor. Çalıştığı dönemde mesleği gereği güzel sanatlar ile alakadar olamadığını dile getiren sanatçı, eşiyle yaşadığı bir diyalog sonrası resim sanatına başlıyor. 2006 yıllarında resim üzerine dersler almaya başlayan sanatçı sonrasında kendisini geliştirerek profesyonelliğe adım atıyor. Bayraklı Ressamlar Sokağı'nda kendisine ait olan bölümde karakalem ve yağlı boya resim yapan ressam Atilla Ekin, insanların ne yazık ki resim sanatına ilgisiz kaldığını söylüyor.
ELEŞTİRİ ONUN İÇİN DÖNÜM NOKTASI OLDU
Resim ile olan hikayesini gazetemize anlatan ressam Atilla Ekin, "Mesleğim gereği sürekli jet motorları tamiri ve bakım işleri ile uğraştım. Bu sebepten hayatım jetlerin içinde geçti. Güzel sanatlara olan merakım hep gölgede kaldı. Emekli olduktan sonra güzel sanatlara olan merakım arttı. Saza merak saldım, saz çalmaya başladım. Ancak evveliyatında birçok kişinin ilgi duymadığı, gezmeye tenezzül etmediği resim sergilerini gezerdim. Çevremdeki tüm sergileri bilirdim. Bir gün eşimle beraber yine sergi izlerken, bir ressamın eserini beğenmedim. Aynen eşime şu ibareyi kullandım; Ben bu resmi duvara asmam. Onun da bana verdiği cevap şu oldu: Sıkıysa kendin daha iyisini yap. O yaptığım sert yargı benim için bir dönüm noktası oldu. Yaptığım eleştirinin ardından resim kursuna başladım. Her şeyim resim oldu. Öncelikle karakalem başladım sonrasında yağlı boyaya geçtim. Karakalem ile kurs gördüğüm yerlerde tüm arkadaşlarım resim konusunda kendilerine yardımcı olmamı istedi. Bana usta gibi davrandılar. Halbuki daha önce hiç resim ile meşgul olmamıştım. Sanıyorum o gezdiğim sergiler benim estetik gücümü kuvvetlendirdi ve estetik yönümü geliştirdi. Yaklaşık 4-5 sene Halk Eğitim ve benzeri kurumlarda resim yapmak isteyen emekli arkadaşların arasında bulundum. Onların yanında kendimi geliştirdim. Belli bir süre sonra o ortamı terk ettim. Sonrasında yağlı boya resmi benimsedim ve benim için resim hayat oldu" dedi.
BAYRAKLI RESSAMLAR SOKAĞI BİR LÜTUF
Vaktinin çoğunu Bayraklı Ressamlar Sokağı'nda kendine ait bölümde resim yaparak geçirdiğini ifade eden Ekin, "Bayraklı Belediyesi'nin bize sağladığı bu imkan bir lütuftur. Bu bağlamda Bayraklı Belediyesi Başkanı Hasan Karabağ'a tekrar teşekkür etmek istiyorum. Bende buraya kabul edildikten sonra haftanın her günü buraya gelmeye başladım. Kendime ait olan bölümde karakalem ve yağlı boya resim yapıyorum" diye konuştu.
60'A YAKIN TABLO YAPTIM
Bugüne kadar çok sayıda karma ve bireysel sergiye katıldığını belirten Ekin, "Çok sayıda sergim oldu. Bunlardan birkaçı İzmir Ticaret Odası Sergi Salonunda, Resim Heykel Müzesinde ve çeşitli AVM'lerde sergilendi. Toplamda 8 sergiye katıldım ve 60'a yakın tablo çalışması gerçekleştirdim" diye konuştu.
ÖZGÜN ÇALIŞIYORUM
Daha çok natürmort çalıştığını söyleyen Ekin, "Ağırlıklı olarak doğa resimleri çiziyorum. Özellikle ilgimi çeken dağ ve doğa manzaraları. Doğada gördüğüm manzaraları çekerek, kendime özgün bir biçimde resim ediyorum. Denizin hayatımda manası büyük bu bağlamda çalışmalar gerçekleştiriyorum. Uçsuz bucaksız doğa resimleri yapmayı seviyorum. Ağırlıklı olarak çektiğim fotoğrafları resim ediyorum. Bunun yanı sıra ünlü ressamların reprodüksiyonlarını gerçekleştiriyorum" diye konuştu.
SANATI TAKİP EDİYORUM
Resim konusunda en çok kendisine Türk Ressam Ayhan Türker'i örnek aldığını belirten Ekin, "Kendisinin resimlerini çok beğeniyorum. Kendisi çok güzel doğa resimleri çiziyor. Bende ona benzer çalışmalar gerçekleştiriyorum. Kendisinden çok etkileniyorum. Türker'in yanı sıra ilk resim hocam olan Murat Güney beni çok etkilemiştir. İnternette resim sanatı ile ilgilenen birçok kişiyi takip ediyorum" dedi.
YEŞİL VE TONLARINI SEVİYORUM
Ağırlıklı olarak yeşil ve kahverengi tonlarını tercih ettiğini dile getiren Ekin, "Doğa resimleri çizdiğimde daha çok yeşil ve tonlarını kullanmayı seviyorum. Doğa'da var olan mavi, yeşil ve turuncu renkleri en çok tercih ettiğim renkler" şeklinde konuştu.
ÜRETTİKLERİMİN SONSUZA DENK YAŞAYACAĞINA İNANIYORUM
Kendi çabalarıyla şu an bulunduğu düzeye geldiğini söyleyen Ekin, "Kendi ilgi alanım olduğu için resim yapmayı seçtim. Emekli olduktan sonra boş zamana sahip olmam ve bu zamanı resim ile değerlendirmem kendi adıma faydalı oldu. Her insanın üretmesi gerektiğini düşünenlerdenim. Bu üretim her ne şekilde ne olursa mutlaka gerçekleşmeli. Bir şeyler üretmek ve sistemin parçası olmak kadar keyif veren bir durum yok. Her anımızda üretimde bulunmalıyız. Kendi adıma bir şeyler ürettiğime inanıyorum. Ürettiklerimin sonsuza kadar yaşayacağına inanıyorum bu durumda bana müthiş bir keyif veriyor. O boş tuvale bir şeyler çizmek ve onu doldurmak müthiş bir keyif. Oraya kendi hayatımı yansıtıyorum" dedi.
SANATSAL ÇALIŞMAK İSTİYORUM
Resim ile uğraşmanın hayatında bir çok şeyi değiştirdiğini dile getiren Ekin, "Bence herkes resim ile uğraşmalı. Emekli olduktan sonra insanlar kahve köşelerinde boşa zaman öldürmek yerine resim yapsınlar. Yaptığım resimlerde her zaman en iyisini hedeflerim. Bir önceki çalışmamın daha iyisini yapmaya çalışırım. Her seferinde mutlak suretle aynı kalitede çalışmalar üretmedim. Bu çalışmamın da faydasını gördüm. Bundan sonraki süreçte daha sanatsal çalışmayı hedefliyorum" dedi.
RESSAMLARIMIZ HAK ETTİKLERİ KAZANCI ELDE EDEMİYOR
İzmir'de resim sanatına insanların ilgi göstermediğini söyleyen Ekin, "İzmir çok kozmopolit bir yer. İnsanlar arasında gelir uçurumu çok fazla. Herkes parasının derdinde. Resim sanatı orta gelir düzeyine daha çok hitap eden bir sanat. Daha çok yaşam kaygısı olmayan, sosyal güvencesini temin etmiş insanların ilgilendiği bir konu. Dolayısıyla sanata ve eğlenceye daha çok vakit ayıran insanların ilgisini çeken bir durum. Eserlerin satılması buna bağlı bir durum. Resimden para kazanan insan sayısı ülkemizde çok az. Sanatçılarımız varlıklı değiller. İzmir'de en üst seviye'de bu sanatı uygulayan kişiler dahi ne yazık ki hak ettikleri kazancı elde edemiyorlar. Kişisel hedefim Türkiye'nin önemli semtlerinde bu sanatı uygulamak ve yurtdışına açılmak" diye konuştu.
KENDİ KENDİMİZE ÇABALIYORUZ
Ekin, "Şehrimizde bir sergide dünyanın en iyi resimleri sergilense dahi insanlar dönüp bakmaz. İnsanlarımız incelemeye gerek duymaz. Genel olarak resim sanatına ilgi duymuyoruz. Bu durum nerede ne olursa aynı şekilde. İnsanların sanata verebilecek paraları yok. Paraları olsa dahi bunu alacak kültürleri yok. İnsanlarımız ne yazık ki pahalı cep telefonları ve elektronik ekipmanlara para veriyor. Bir sanatçının resmini alıp duvara asmaya layık görmüyorlar. Bizler sadece kendi çapımızda vakit öldürüyoruz. Kendimizi avutuyoruz. Parasal bir beklentimiz yok" ifadelerini kullandı.
HERŞEYİN ÖZÜNDE DEVLET VAR
Durumun düzeltilmesi yapılacakları dile getiren ressam Ekin, "Eğitim sistemimizin komple baştan aşağı ele geçirilmesi gerekiyor. Sil baştan yeni düzenlemeler yapılmalı. Tüm bunların hepsi eğitime ve kültüre yönelik bir biçimde gerçekleştirilmeli. İnsanlarımız doğruyu yanlışı karıştırıyorlar. Parasızlık sebebiyle insanlar ne yazık ki onurlarını kaybetti. Daha da ilerisi herkes bir şeyler üretmeli. Her ne olursa olsun katkıda bulunmalı. En parasız bir insan bile bir şeyler üretebilir. Hep işin özünde devlet var. Devletin değer veren bir toplum üretmesini bekliyoruz. Ancak bunlar temin edilirse işin sanatsal yönüne eğilinebilir dedi.
RESİM BUNUN NERESİNDE?
Geleneksel el sanatlarına daha çok teşvik verildiğini söyleyen Ekin, "Konya'da bir yarışma yapılıyor. En büyük parayı hat sanatına veriyorlar. Sonrasında tezhip ve minyatürlere veriyorlar. Bu işin resim, heykel neresinde? Bunların hiç birisi yok. Geleneksel sanatları Türkiye dışında bilen ülkeler yok. Sanat uluslararası bir kavram. Önce bunları öğrenmemiz lazım. Ulusal sanata yönelmeliyiz" dedi.
Ressam Atilla Ekin kimdir?
1958 İstanbul doğumludur. İlkokul, ortaokul tahsilini Ankara'da tamamlamıştır. Birtakım siyasi olaylar sebebiyle Ankara'dan ayrılma durumunda kalan sanatçı, lise tahsilini İstanbul'da bitirmiştir. Hava astsubaylığı sınavına katılan sanatçı, sınavı kazanarak astsubay olmuştur. 1977 yılında İzmir'e gelen Ekin, 1978 senesinde İzmir'den ayrılarak, Balıkesir'e tayin olmuş ve Türkiye'nin çeşitli yerlerinde görev yapmıştır. 26 yıl astsubaylık mesleğini icra eden sanatçı, sonrasında tekrar İzmir'e yerleşmiştir. Emekli olduktan sonra güzel sanatlara merakı artan sanatçı, resim sanatı ile meşgul olmuş, günümüzde de resim sanatını Bayraklı Ressamlar Sokağı'nda icra etmektedir.