Sayfa Yükleniyor...
Yaz boyunca canlı müziği ile el işlerinden antikaya, resim sergilerinden hediyelik eşyalara kadar farklı ürünleri ile her kesime hitap eden Urla Sanat Sokağı hakkında Eflatun Antika & Sanat Galerisi sahibi Kemal Ozan Iskır ile bir sohbet gerçekleştirdik
EMİNE ŞEKER
Aradığınız birçok şeyi bulabileceğiniz bu tarihi sokak, farklı ürünleri ile her kesime hitap ediyor. Urla Sanat Sokağı aynı zamanda alışveriş yaparken mola verme imkanı da sunuyor. Urlaya gittiğinizde bu şirin sokağı gezmeden dönmeyin
SANAT SOKAĞINI CANLANDIRMAK İÇİN UĞRAŞIYORUZ
Urla Sanat Sokağında bulunan Eflatun Antika & Sanat Galerisinin sahibi Kemal Ozan Iskır, yaklaşık 3 yıla yakın Sanat Sokağında bulunduğunu söyleyerek, son 6 aydır da Sanat Sokağının organizasyonuyla ilgilendiğini ifade etti. Iskır, Sanat Sokağı Platformu adı altında bir platform oluşturduk. Bu platformun kurucu başkanıyım. Amacımız bu sokağı geliştirmek ve canlandırmak için uğraşıyoruz. Sanat Sokağı yaklaşık 5 yıldır var. Birkaç sanatçı arkadaşımız buraya gelerek galeri açmışlar. Sonrasında yavaş yavaş sanat atölyeleri açılmaya başlamış. İlk zamanlar ayda bir kere Sanat Sokağı ve Antika Pazarı adı altında etkinlikler yapılmaya başlanmış. Bu etkinlikte İzmirden ve çevre illerden birçok antikacı, sanatçı ve zanaatçı arkadaşlar buraya gelerek stantlar açmışlar. Hafta sonu Pazar günü burada hem satış yapmışlar hem de birbiriyle iletişim halinde olmuşlar. Biz son dönemde bu etkinlikleri her hafta yapmaya başladık. Kış aylarında yaşanan soğukların getirdiği fiziki sorunlardan dolayı biraz daha durgun geçiyor. Ama yazın Cumartesi geceleri yapıyoruz. Oldukça yoğun geçiyor. Canlı müzik, sokak gösterileri ve sokak tiyatroları gibi etkinlikler oluyor. Sergiler açılıyor. Adına yaraşır sanat ile iç içe bir yer oluyor. Şu an Sanat Sokağı trafiğe açık bir durumda. Kısa bir süre içerisinde sokak trafiğe kapatılacak. Yine sokakta atıl durumda olan binalar mevcut. Bu konuyla ilgilide mal sahipleri kendilerine ait olan binaları yenilemeye başladı. Aydınlatma yapılacak. Yere taş döşenecek. Yağmur yağdığı zaman sokağın etkilenmemesi için üst taraflar kapatılacak. Fiziki anlamda daha iyiye gidecek. Sokakta bulunan galerilerin sayısı da git gide artmaya başladı. Yeni gelişen bir sokak olduğu için ilerleyen zamanlarda çok daha iyi bir hal alacağına inanıyorum dedi.
ANTİKA PAHALI BİR ZEVK
Antika merakının çocukluğundan beri olduğunu dile getiren Iskır, antika işini ilk olarak Urlada yapmaya başladığını söyledi. Iskır, Özellikle İzmir ilinde gerçek antika bulmak çok kolay bir şey değil. Antika değerini taşıması için sanatsal bir değeri ve belli bir yaşın üzerinde olması lazım. Açıkçası antikanın içerisinde çok fazla çeşit var. Çok basit bir şey bile belli bir yaşa geldiği zaman antika olabiliyor. Ama daha değersiz oluyor. Antika demek için 100 yılları bulması gerekiyor. Bu süre her türlü obje için geçerlidir. Şu anda gerçek antika az ve çok zor bulunuyor. Antika pahalı bir zevk. Ama bir hastalık diyebilirim. Antika merakı olan bir insan antika değeri taşıyan eşyalardan almadan duramıyor. Urlada ben başlamadan önce bir arkadaş vardı. Ama kendisi daha çok 1950li yıllara ait olan plaklar satıyordu. Bir de kendi zevki için yapan bir abimiz vardı. Ama kendisi rahmetli oldu. Bunlar dışında ciddi anlamda antika değeri taşıyan eşya satan kimse yoktu. Şu anda ben varım. Bir de bir arkadaşım var. Yine kendisi de Sanat Sokağında. Burada ciddi anlamda antika işi yapan 2 kişiyiz. Diğer yapan arkadaşlar bıraktılar ifadelerini kullandı.
ÖZEL BİR ANTİKA OLDUĞU İÇİN SATMIYORUM
Eflatun Antika & Sanat Galerisinde 1908 yapımı bir piyanonun olduğunu vurgulayan Iskır, Bu piyanodan dünyada 3 tane var. Biri Amerikada bir diğeri ise Avrupada bulunuyor. Bu piyano özel olarak 8 tane üretilmiş. 1. Dünya Savaşında diğer 5 piyano kullanılmaz hale gelmiş. Dönemin çok ünlü 2 ustasının el yapımı olduğu için geri kalan 3 piyanoyu koruma altına almışlar. Bir tanesi zamanında İstanbula gelmiş. Bu piyano Erkin Korayın annesinin piyanosudur. Aynı zamanda Erkin Korayın çocukken kullandığı bir piyanodur. Bu söylediğim her şeyin belgeleri de var. Çok özel bir antika oluğu için bu piyanoyu satmıyorum. Osmanlı Dönemine ait antika değer taşıyan eşyalar var. Gerçek antika değeri taşıyan eşyaların her birinde farklı birer hikaye var. Ama her hikayeyi bilebilir miyiz? Bazılarını biliyoruz. Bazılarını bilemiyoruz. Ama bazı antikacılar gerçek hikayesini bilmiyorsa alıcıların hoşuna gittiği için kendilerine göre birer uydurma hikaye yazıyorlar. Ama ben bunu yapmıyorum. Biliyorsam anlatıyorum. Bilmiyorsam bilmiyorum diyorum. Ama biz her ne kadar yaşanmışlıkları bilmesek de her bir eşyada farklı yaşanmışlıklar var şeklinde konuştu. Iskır, antika değeri taşıyan eşyalar ile birlikte çok kısa bir süre önce sahaflığa da başladığını belirterek, Sahaflığa Urlada ilk biz başladık. Sahaf çok ayrı bir şey. Eski kitap kokusu tarif edilemez. Benim için eski kitapları okumak müthiş bir duygu dedi.
DOĞAL KALMIŞ BİRÇOK YER VAR
İzmirden Urlaya gelen İzmirlilerin Urlayı sadece iskele olarak görmesini şikayet eden Iskır, sözlerini şöyle tamamladı: Urlayı sadece iskele olarak düşünüyorlar. Deniz kenarında vakit geçiriyorlar. Kimse Urla ilçesinin farkında değil. İskeleye gelen kişilerin Urla merkezini de gezmelerini istiyorum. Sadece Sanat Sokağında değil. Urla merkezinde çok farklı bir doku var. Tarihi alanlar ve tarihi evler mevcut. Doğal kalmış birçok yer var. İzmirlilerin buraya gelerek bizi fark etmelerini istiyorum. Biz başka yerlerde de çalışabiliriz. Ama Urlaya sahip çıkmak istiyoruz. Bunun içinde herkesten destek bekliyoruz.
Haber Merkezi