Şair Can’dan şiire bakış

Kentin önde gelen yayınevlerinden Temren Yayınevi’nin kurucusu Şair Muammer Can’a göre şiir, “İnsanın duygusal benliğine yapabileceği en büyük yatırım.”


  • Oluşturulma Tarihi : 15.07.2017 07:26
  • Güncelleme Tarihi : 15.07.2017 07:26
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Şair Can’dan şiire bakış

EMİRCAN IŞILDAK  - ÖZEL RÖPORTAJ

İzmir’in en önemli ve etkili yayınevlerinden Temren Yayınevi’nin kurucu ve sahibi Şair Muammer Can ile şiir ve sanat üzerine keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik. Bünyesinde birçok ödüllü şair ve yazar bulunduran Temren’in hikayesini ve kendisinin şiir sanatına bakışını sorduğumu Can, şiirle ilgili duygusal yönleri de ele aldı. Şiir sanatının kişinin hayata bakış açısını dahi değiştirdiğini ifade eden Can, İzmir’den çıkmış bir yayınevi olarak ülkenin her yerine sanatı aşıladıklarını belirtti.

Şiirle ilk tanışmanızı anlatır mısınız?

Lisedeyken annem vefat etti. Ailenin en küçüğüydüm, ama herkes ağladığı için ben ağlamamaya ve kardeşlerimi teselli etmeye çalıştım. Oysa en fazla acı çeken bendim. Gözüme ilk ilişen boş kağıdı alıp çektiğim acıyı ve kederi dizeler halinde kağıda döktüm. Sonra beni etkileyen her olayda yazarak yükümü hafiflettim. O zamandan beridir şiir benim için ekmek kadar su kadar önemli oldu. Şiir bir ihtiyaçtır. Aynı zamanda da bir ilaçtır.

Aynı zamanda coğrafya öğretmenisiniz. Öğretmenliğinizin şiire katkısı oldu mu?

Şiirimde coğrafyadan çok yararlanmışımdır. Zaten coğrafya şiiri en çok besleyen unsurdur. Coğrafi isimlerin ve kavramların şiirde her zaman yeri olmuştur. Özellikle bir coğrafi alanın özelliklerini ve kültürünü bilmeden oranın şiirini yazamazsınız. Türk şiiri, Türk coğrafyasında yazılır. Aynı zamanda gençlerin bakış açılarını yakalayabilmek de gençlere şiirde bir şeyler verebilmenin, anlatabilmenin anahtarı oluyor. Öğretmenlik bu olanağı da sağlıyor.

İzmir’de edebiyat alanında dergi çıkartmanın, yayınevi sahibi olmanın avantaj ve dezavantajları nedir?

İzmir’de yayınevi sahibi olmayı avantaj veya dezavantaj olarak değerlendirmemek gerekir. Çünkü sosyal medya ve iletişimin gelişmesi nedeniyle bu dezavantaj durumu ortadan kalktı. Her yerden bize ulaşabiliyorlar. Yayınevimiz ve dergimiz İzmir’de olabilir ama dergilerimiz ve kitaplarımız Türkiye’nin her yerine dağıtılıyor. Özellikle dergimizin her bölgeden abonesi var. Ayrıca yayınevimizden kitap bastıran yazarların hepsi İzmirli değil, farklı illerden kitabını bastığımız yazarlarımız var. Temren Yayınevi İzmir için bir avantaj. Çünkü İzmir’in artık edebiyat alanında iddialı ve ilkeli bir yayınevi var, Temren’i var. Özellikle yayınevi olarak dürüstlük ve yazarın hakkını korumaya özen gösteriyoruz. Yazarımızı mağdur etmiyoruz. Aksine daha da yükseltiyoruz. Örneğin Hatice Kübra Öktem’in ilk kitabı ‘Ali’,Temren yayınlarından çıktıktan sonra Türkiye’de edebiyat camiasında tanınan bir yazar oldu, bir okur kitlesi oluştu.

Bize biraz Temren’den bahseder misiniz? Yayınevinizden kitapları çıkan yazarlarınızın ortak bir paydası var mı?

Dadaloğlu, ‘Belimizde kılıcımız kirmani/ taşı deler mızrağımın temreni’ der. Temren, mızrağın ucundaki sivri demirdir. Bunu ilk bulan da Türklerdir. Bu nedenle temren Türklüğün simgesidir. Temren, hedefi taş olsa deler. Bu nedenlerle bu ismi koyduk. Hem kalemlerinin güçlü olması hem de iyi insan olmaları yazarlarımızın ortak paydasıdır. Yazarlarımızla aile sıcaklığında ilişkilerimiz var. Bu yüzden Temren ailesi diyoruz. Temren Yayınevi olarak görüş ayrımı yapmıyoruz. Görüşlere saygımız var. Kriterlerimiz, yazarlarımızın iyi insan olması ve kaliteli eser yazmalarıdır.

Üç şiir kitabınız var. Bu üç kitabın buluştuğu ve ayrıldığı noktalar nedir? Şiirlerinizden birini okurlarımızla paylaşır mısınız?

Kitaplarımın isimleri: Ceriham, AşkAllah ve Şıvgın. Bu üç kitabımın da ortak özelliği toplumsal, şiirlerin ağırlıklı olmasıdır. Ceriham kapalı ve yoğun imgeci bir anlayışla yazıldı. Homeros Arif Damar Şiir Ödülü Yarışması’nda ödül aldı. AşkAllah kitabım ise daha yalın dille yazdığım toplumcu ve tasavvuf şiirlerinden oluşmaktadır. Son kitabım Şıvgın’da ise yine toplumcu şiir ağırlığı vardır ancak ses ve müzikalite ön plandadır. Dili yalın ama kelime haznesi genişliği sunar.

Son olarak şiirin topluma kazanımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Şiir devrimcidir. Ernesto Che Guevara ve Deniz Gezmiş şiir yazar ve şiir okurdu. Tüm devrimciler öyle. Çünkü şiir ulaştığı kişide bir şeyleri değiştirme yetisine sahip. Şiir, edilgin insanı etkin hale getirir. Düşünce ve duyguları yoğunlaştırır. İnce düşünebilme özelliği kazandırır. Kişinin, toplumsal ve siyasal olaylardaki ayrıntıları görmesini sağlar. Hakkını arayan, kendini ezdirmeyen, isyanın doğal hakkı olduğunun bilincinde olan bir toplum oluşturabilir. Şiirden uzaklaşan toplum hayat damarından birini kaybeder. Mustafa Kemal Atatürk bunu sanat için genellemiştir. Sanatın en üst noktası şiirdir. Şiirsiz toplum, eninde sonunda kapitalizmin pençesine maruz kalır. Bu nedenle Karl Marx, ‘Kapitalizm sanata düşmandır, en çok da şiire’ diyerek bunun uyarısını yapmıştır.

Susma Denemeleri

Bazen susmayı deniyorum

bir ince yaprak hışırtısında

güneşe sevgili içimin aynaları

rahmet artan bir şeydir

 

Umut ediyorum susmak vaktini

kansız gece yarılarını sabaha karşıları

insan insanı yermiş timsah yavrusunu

öfke artan bir şeydir

 

Bu günlerde kuşların gagaları kalbine batık

çiçeklerin rengi içine kıvrık

dikiş tutmuyor açılan yara göz tuzuna bağışık

acı artan bir şeydir

 

Tırnak ete batarmış kanatırmış gördük

tin etin içinde inler kıvranırmış tenin hükmünden

ah! annemin karnında secde halinde cenin kalsaydım

insan azalan bir şeydir

Denemeler

Bazen susmayı deniyorum

meltem okşarken saçlarımı

koşarken çocuklar samanyolu portakalına

dostlarım ve ben yürürken karanlığın üstüne üstüne

kalbimiz çivili muşta

gözlerimizde isyandan dalgır

 

Yıkacağız tüm bentlerini zulmün

geniş polyeler yapacağız huzurdan

az kaldı, direncimizin şafağı

beyaz tebessümle dünyayı aydınlatacak

 

Bazen susmaya örgütlüyorum ağzımı

konuşmak eylemsizlik hali, dil kanaması

kalemin gözyaşıyla yazıyorum bunları

pranga ve kelepçe sesleri megafonda

minarelerde sala minarelerde sala!

 

Çakma yeşil sözleri, iri riya, cırtlak benizlinin

evlerden sokaklara akıyor cehalet cerahatı

şimdi ceriham budur, derin ve büyük

bu gurub kızıllığı bundan, korkmayın,

dostlarım, çocuklar ve ben inançla

koşuyoruz samanyolu portakalına

Haber Merkezi