“Şairin arayışı bitmez”

Şair, Yazar, Yönetmen, Oyuncu Turgay Kantürk ile tiyatro ve edebiyat üzerine konuştuk. Başarılar ile dolu bir kariyere sahip Kantürk, hikayesini gazetemize anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 18.11.2020 07:30
  • Güncelleme Tarihi : 18.11.2020 07:30
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Şairin arayışı bitmez”

ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Şiir başta olmak üzere edebiyatın birçok alanında varlık gösteren Yazar, Tiyatro Yönetmeni, Oyuncu, Şair aynı zamanda resim ile uğraş gösteren Turgay Kantürk ile konuştuk. Genç yaşlarda şiir ile tanışan Kantürk, öğretmenlerinden bu konuda destek görmüş, 70’li yılların başında ilk şiirini yazmış, bu alanda ise birçok kitaba imza atarak ödüllere layık görülmüş. Kantürk, aynı zamanda birçok tiyatro oyununda yer alan ve yöneten bir isim. Yeni kitabını tamamlayan Kantürk, yayınlanması için korona pandemisinin bitmesini bekliyor. İlerleyen günlerde ise genel sanat yönetmenliğini yaptığı Bakırköy Belediye Tiyatrolarında yöneteceği bir oyunla karşımıza çıkacak.



Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Çoğu şiir olmak üzere öykü, deneme, resim eleştirisi gibi alanlarda kitapları olan bir şair-yazar, tiyatroda da oyuncu, yönetmen ve yöneticilik yapan bir tiyatrocu, görsel sanatlarda alanında küratörlük yapmış ve resimle uğraşan biri olarak, yayıncılık alanında da editörlük ve dergicilik yapmış biri olarak uğraşlarım burada kısaca anlatılacak ölçüleri çokça aşıyor. Böbürlenmek için söylemiyorum, gerçek bu. Tüm bunlar ne kadar kitlelere iyi geliyor bilmiyorum ama ben kendimi her alanda ifade etmekten çekinmeyen biriyim. Kısaca bu…



Bir aktör ve tiyatro oyuncususunuz aynı zamanda şiir yazıyorsunuz. Birçok yönünüz var ama benim merak ettiğim şiir ve edebiyat ile ilk etapta nasıl tanıştınız?
Birçoğunuz gibi ben de okul yıllarımda karşılaştım edebiyat ve şiirle. Edebiyata yatkınlığım hocalarım tarafından desteklendi. Kitap okuma ve dergi izleme gibi yönlendirmeleri beni bambaşka dünyalara doğru yola çıkardı. Bu büyülü dünya beni içine çekti ve ben de okuduklarım arasından sevdiklerime benzer şeyler yazarak ilerlemeye başladım bu yolda. Sonrası ilk yayınlanan şiirler vs.
Sizi yazmaya iten ne en büyük etken ne oldu? Çevrenizin bu konuda desteğini gördünüz mü?
Başkalarından farklı olduğunuzu ve dünyayı ilk siz keşfetmişsiniz gibi yola çıkıyor başta tüm genç yazarlar. Bende de öyle oldu. Ama işin aslı öyle değil. Dünya üstünde söylenmemiş, yazılmamış hiçbir şey yok aslında. Sizin nasıl yansıttığınız, nasıl bir yapıya, yapıta dönüştürdüğünüz önemli. Kitap okunan bir evde büyümeme rağmen, şiir yazanlar pek destek görmüyor aileden. Ama arkadaşlar, dostlar ve ustalar bana çok destek oldu bu yolda.
İlk şiirinizi ne zaman yazdınız? Hikayesi ne idi? Kısaca söz edecek olursanız neler söylersiniz?
70’li yılları başıydı galiba. Hatırlamıyorum bile. Ama 80’li yıllarda yoğun olarak şiir ve şiir üstüne yazılar yazdım. Şiirlerin hikayeleri olmaz. Bazen bir şey üstüne olabilir şiir ya da bir temas edip geçer bir şeye. Şiir birçok şeyi içinde barındıran bir tek şeydir ve onun için benzersizdir. Bir konu üstüne yazılmış şiire benzeyen metinler, şiir sanatından yararlanan, şiir görünümlü düz yazılardır aslında.
Şiirlerinizde size ne kadar rastlıyoruz?
Çokça. Bütün şiirlerimin bir araya getiren kitabım Peri Çıkmazı’nın son sözü şöyle; ‘Ben bu kitabın ta kendisiyim.’ Daha ne olsun…
Tiyatroya dönecek olursak, biliyorsunuz korona pandemisi hâlâ devam ediyor. Hayatımızı oldukça etkiledi. Fakat en çok darbeyi tiyatroların ve tiyatro oyuncularının aldığını biliyoruz. Sizin görüşünüzle bu durumun nasıl önüne geçebiliriz? Neler yapılmalı?
Ben önce sağlık diyenlerdenim. Bu dönemi kuramsal ve kişisel hazırlıklarla geçirip, yeni ve sağlıklı dönemde, yaşadıklarımızdan dersler çıkararak, daha çok insana yönelecek çalışmalar yapmak amaç olmalı. Bu yaşadıklarımızın yansıması tiyatroda ve oyunlarda yoğunlukla görülecektir. Öncelikli sorunumuz, bir tiyatro insanı olarak salgın sonrası dünyayı anlamak ve anlatmak olacaktır.
Pandemi döneminde sanata ve sanatçıya nasıl teşvikler verilebilir?
Kendi payıma kişisel anlamda ihmal ettiğim ve ertelediğim birçok işe zaman ayırabildim. Daha çok yazmaya zamanım oldu. Birikmiş okumalar, sıraya sokulmuş filmler doldurdu bu süreci. Ama birçok sanat disiplininde, özellikle sahne sanatlarında iş yapmak, üretmek ve paylaşmak imkânsız oldu nerdeyse. Devletin özel tiyatro çalışanlarına ve müzik emekçilerine destek olması gerekir. Bu da salon tahsisinde ve vergilerde bedelsizlik ya da indirimlerle olabilir.
Oyuncu, yönetmen ve aktör olmanızın yanı sıra edebiyatta ve şiirde de sizi görüyoruz. Aynı zamanda bir edebiyatçı olarak edebiyat dünyasında nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?
Bu yaştan sonra çizilecek bir yol olduğunu düşünmek zor. Yolumu ve duruşumu belirleyeli yıllar yıllar oldu. Ödün vermemeye ve tutum değiştirmemeye gayret ediyorum kalan zamanda. Şiirin ve şairin arayışı bitmez tabii. Daha önce girmediğim mecralara, anlatımlara, yeni biçimsel denemelere gayret ediyorum diyelim. Sonrası sağlık, huzur ve üretim…
Yeni bir kitap hazırlığınız var mı?
Tabii olmaz mı? Yeni şiir kitabımı tamamladım. Yayına hazır ama bu sıkıntılı süreç bittiğinde yayınlamayı düşünüyorum. Bir de yeni ve eski öykülerimi bir araya getireceğim bir öykü kitabım çıkacak önümüzdeki yıl. Onun son çalışmalarını yapıyorum. Ayrıca aforizmalardan bir kitap daha hazırlıyorum. Yani tezgâh hayli dolu.
Turgay Kantürk’ü ilerleyen günlerde hangi projeler içerisinde göreceğiz?
Genel Sanat Yönetmenliğini yaptığım Bakırköy Belediye Tiyatroları’nda yeni bir oyun yöneteceğim, salgın sonrası. Bir de sözünü ettiğim yeni şiirler, yeni kitaplar olacak. Televizyon dünyasında sular biraz daha durulduğunda, ortam daha sağlıklı çalışmaya izin verirse yeni bir dizide de yer alabilirim. Bizi ve dünyayı çalışmak kurtaracak…

 

Haber Merkezi