Sayfa Yükleniyor...
Cihat DÜNDAR, sevilen yazar Hasan Morkoç ile sizin için konuştu. Salgının kendisini nasıl etkilediği sorusuna; Bana tek faydası sinema film projelerini üretme kısmıdır. Cevabını veren MorkoçSosyete Tükkan ve Atma Ziya isimli tiyatro oyunlarından söz etti. Yazarken var olan her şeyden etkilendiğini öğrendiğimiz yazar, Samed isimli kitabından aldığı geri dönüşleri şöyle dile getirdi : İlk izlenimler ve eleştiriler oldukça güzel, ilerleyen zamanlarda tepkileri ve eleştirileri okudukça anlayacağız. Bir çok çalışmayı eş zamanlı olarak hazırlamaya başlayanHasan Morkoç ile yaptığımız keyifli sohbet sizlerle. Keyifli okumalar
Öncelikle sizi tanımak isteriz. Hasan Morkoç kimdir?
Ben Hasan Morkoç. 29 Eylül 1983 İstanbul doğumluyum. Emekçi bir babanın ev hanımı bir annenin 4 numarasıyım iki ablam bir ağabeyim ve bir kız kardeşim var. Liseye kadar okudum üniversiteyi bitiremedim. Babadan gelen mesleğimiz var oto tamircisiyim. Evli ve bir çocuk babasıyım. Şu an hâlâ oto tamircisi olarak hayatımı sürdürüyorum.
2018 yılında Küçükçekmece Belediyesi ve Sayın Hakkı ERGÖK’ün yardımıyla yazdığım oyunları sahnelere taşıma fırsatım oldu. Şu an hayatımda var olan sanatsal anlamdaki değişiklikler Hakkı hocamın sayesindedir.
Yazarlık hayatınız nasıl başladı? Size öncülük eden bir isim var mı?
Yazarlık hayatım aslında ilk olarak lise yıllarında şarkı sözü, küçük kısa skeç ve oyunlar ile başladı. Fakat hiç bir zaman bunu değerlendirecek cesaret yada zaman bulamadım. Ancak daha sonra 2018 yılında Küçükçekmece Belediyesi ve Sayın Hakkı ERGÖK’ün yardımıyla yazdığım oyunları sahneleme fırsatım oldu. Daha sonra bir film senaryosu olarak düşündüğüm SAMED adlı eserimi sayın Kubilay TAT ile konuştuktan sonra kitap hâline getirmem gerektiğini anladım ve böylece yazarlık hayatım profesyonel olarak başlamış oldu.
Yazarken nelerden etkilenirsiniz?
Yazarken var olan her şeyden etkilenirim. Hayal kurabildiğimiz sürece varız cümlesi bence benim yazdıklarıma eş değer bir cümle, hayal ettiğim sürece üretiyorum. Hakkı ERGÖK’ün bana söylediği bir cümle çok hoşuma gitmişti; “ yazarların biraz deli olmaları lazım ve o fazlasıyla var sende... “ Sanırım yatarken bile bir şeyler yazabilmem bundan kaynaklanıyor.
Sosyete Tükkan ve Atma Ziya isimli tiyatro oyununuzdan bahseder misiniz?
Sosyete Tükkan benim ve ekibimin en kıymetlisi ve ilk göz ağrısı. Sefaköy esnaf tiyatrosu olarak kurduğumuz tiyatromuzda ilk sahnelediğimiz oyun. On oyun kapalı gişe oynayarak Küçükçekmece’de büyük yankı uyandırdık ve bir çok haber kanalında söz edildik. Tabii bizi bu seviyeye getirmek içinde çok çaba sarf eden oyunumuzun yönetmeni sayın Hakkı ERGÖK’e ne kadar teşekkür etsek azdır. Bizi düzene sokana kadar gece gündüz uğraştı sağ olsunvar olsun.
Atma Ziya’nın ise benim için ayrı bir özelliği var ZİYA MORKOÇ TİYATROSU olarak ilk oyun. Aynı zamanda benim ilk yönetmen, oyuncu ve yazan olarak emek verdiğim ilk göz ağrım. Bir uçak hikâyesi, aldatılan bir kadın ve aynı uçakta diğer iki kadın. İtiraflar, çılgın mürettebat ve diğerleri...
Samed isimli eserinizden bahseder misiniz?
Samed ilk olarak film senaryosu olarak yazdığım bir eserdir. İşitme yetisini kaybeden Samed ülkenin en büyük işitme engelli orkestrasını kurarak insanlara kalbiyle duymayı öğretiyor. Kitap olması fikri Kubilay TAT’a fikirlerimi sunduğumda kesinlikle kitap olmalı kanısına kapılarak harekete geçtim ve kitap olarak okuyucularım ile buluştu. İlk izlenimler ve eleştiriler oldukça güzel, ilerleyen zamanlarda tepkileri ve eleştirileri okudukça anlayacağız.
Samed adlı eserinizin ismi nerden geliyor?
Samed ismi aslında benim iş yerimde, çocuk yaştan beri bana yardım eden manevi kardeşim sayılan Abdulsamed’in isminden aldığım ilhamdan geliyor.
Samed isimli kitabınızı okur gözüyle yorumlar mısınız?
Samed adlı eserimi okuyucu gözüyle görecek olursam ilk olarak çok derinden etkileyeceğini söyleyebilirim. Enteresan bir hikâye. Kulağı duymayan bir darbuka perküsyon sanatçısı oldukça ilgi çekiyor. Aşk var, tutku var, azim var, Yeşilçam var fazlasıyla. Mahalle kültürü ve dayanışma var, aile var ve en önemlisi bir başarı öyküsü var.
Samed isimli kitabınızın vermek istediği mesaj nedir?
Aslında mesajım genel anlamda hayata tutunmaya çalışan ve nereden başlaması konusunda fikri olamayan insanlara... Sadece isteyin ve denemek için bir şans verin kendinize. Zaten başarmak için geriye kalan tek şey beklemek ve sabretmek olacaktır.
Yeni çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
Şu an Daktilo, Ayşe, Sanayi Devrimi ve Sır isimli eserlerimi eş zamanlı olarak devam ettiriyorum. Hepsini aynı anda yazmam ise sanırım azıcık deli fikirli ve hayal gücümün vermiş olduğu kırk tilkinin kuyruklarını birbirine karıştırmama özelliğinden kaynaklanıyor... Bakalım neler olacak.
Covid 19 salgını sizi nasıl etkiledi?
Covid 19 metal açıdan bizi çok yordu. E tabi doğal olarak maddi açıdan da bu salgının biz insan üzerindeki etkileri malum. Bana tek faydası sanırım evde kaldığım sürede dört kitap, altı oyun ve iki sinema film projelerini üretme kısmıdır. Umarım en kısa zamanda normal hayata döneriz.
Haber Merkezi