Seyirci sinemadan tiyatroya kayıyor

EMİRCAN IŞILDAK /ÖZEL

 Ünlü tiyatro oyuncusu, sanat camiasında “Tiyatroman” olarak da tanınan Aydın Deniz, son dönemde tiyatrodaki seyirci artış trendini değerlendirdi. Özel tiyatroların artması ve oyun satışı amacıyla çeşitliliğe yönelmesinin seyirci artışındaki en önemli nedenlerin başında geldiğini ifade eden Deniz, sinema endüstrisinin de son dönemde kendisini geliştiremediğini belirtti. Bazı özel tiyatroların tiyatro sanatını adeta pazarlama sektörüne ittiğini de üzülerek vurgulayan Deniz, devlet tiyatrolarının da gelişime ve değişime açık olması gerektiğini söyledi.

TİYATRO PAZARLAMA BENZETMESİ

Özel tiyatroların çeşitliliğindeki artışlar ve sahnelediği oyunların çoğalmasının seyirciyi de artırdığını ifade eden Deniz, “Tiyatrodaki seyirci artışının en önemli nedeni özel tiyatroların artışı ve çeşitliliğe yönelmesidir. Çeşitliliğe yönelince yapılan iş ne kadar kötü olursa olsun seyirci bir nebze değişiklikten etkilenmiş görünüyor. Öte yandan sinemada çok fazla değişikliğin olmadığı bir sene yaşadık. Bir tane komedi Türk filminin ön plana çıktığı bir sezonu geride bıraktık. Yabancı filmlerde de beklentiler karşılanmadı. Hit olmuş filmlerin aynı seviyeye çıkamadığını gördük. Dünya genelinde de bu durum söz konusu. Bu yüzden sinema geriledi. Sinema sektöründe belki de yeni yüzlerin çok başarılı olamadığı bir dönemdeyiz. Tiyatroya gelince seyircinin çoğalması, özel tiyatroların çoğalmasından kaynaklanıyor. Devlet tiyatroları kendi çizgisini bozmuyor, klasik oyunların sahnelenmesi devam ediyor. Bunun yanı sıra özel tiyatroların seyirci çekebilmek için çabaladığını söylemek mümkün. Bu kapsamda birçok özel tiyatro, çocuk oyunlarıyla okullara satış yapıyor. Artık her şey para kazanmak amaçlı olduğu için oyunları satmak amaçlanıyor. Pazarlama sektörüne girmiş bir tiyatro dönemindeyiz” dedi.

“TİYATROMUZ ERİYOR”

“Tüm bu seyirci artışının yanında tiyatromuz maalesef alttan alttan erimeye devam ediyor. Yenilikler ve değişiklikler olmadıkça, halen daha bilinen simalar yıllardır sahnelere çıkıyorsa düşünmek lazım. Genç oyuncuların tiyatroya ağırlık vermesi, kendilerini geliştirmesi gerekiyor. Bir genç oyuncu o sene tiyatroda başarılı oluyorsa, o oyuncuyu ertesi yıl sinema ya da dizilerde görüyorsunuz. Maddi açıdan daha fazla kazanç sağlıyorlar; Haklılar da. Ancak sinema ve tiyatro oyuncusu farklıdır” diyerek Türk tiyatrosundaki olumsuz tabloyu da dile getiren Deniz, bir dünya klasiği olan ‘Notre Dame de Paris’ oyununun özel bir tiyatro tarafından kötü organizasyonla sahnelendiğini tecrübe ettiğini de sözlerine ekledi. Bu oyunun çok ciddi bir ekiple sahnelenmesi gerektiğine de dikkat çeken Deniz, “Tiyatroda çok içimi acıtan bir olay vardır. ‘Notre Dame de Paris’ oyunu klasik ve çok güzel bir oyundur. Dünya klasiğidir. Türkiye’de devlet tiyatroları ve şehir tiyatroları bu oyunu oynamadı. Belki de cesaret edemedi. Özel tiyatrolara ne kadar destek versem de bir tiyatro grubunun bu oyunu sergilemeye çalışmasını gördüm. Yalnız çok kötü bir uyarlama, çok kötü bir performans ve beraberinde de oyunun orijinal afişiyle sahnelenmesi beni çok üzdü. Tiyatro seyircisinin de oyunun orijinali hevesiyle sahneye gidip pişman olduğu bir deneyim oldu. Notre Dame de Paris, organizasyonuyla, senaryosuyla, oyuncusuyla ve her şeyiyle üst kalitede bir ekip isteyen bir oyun. 4 kişilik bir ekiple bu oyun sahnelenmez. Tiyatronun tarihinde bir yüz karasıdır” diye konuştu.