“Şiir her daim hayatımda vardı”

Sağlık Personeli ve Şair Ayşe Yetişen ilk kitabını ‘Aşkın Köz Dansı’ adıyla yayınlandı. Temren, kitabını ve şiirle olan hikayesini gazetemize özel olarak anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 01.10.2020 07:35
  • Güncelleme Tarihi : 01.10.2020 07:35
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
“Şiir her daim hayatımda vardı” haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Temren Yayınevinden çıkan “Aşkın Köz Dansı” şair Ayşe Yetişen tarafından beş yılda tamamlanmış bir eser. “Her yazdığım şiirde yaşadığım ve etkilendiğim olaylardan izler var” diyen şair kitabının detaylarını gazetemize anlattı. Yetişen, bir sağlık personeli olarak pandemi döneminde yaşadıkları sıkıntıları anlatan bir romanının ilerleyen aylarda raflarda yer alacağını söyledi.



Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
1971 Manisa doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Manisa’nın Turgutlu İlçesi’nde tamamladım. Bütün çocukluğum üniversiteyi kazanıncaya kadar Turgutlu’da geçti. 1992 yılında Ege Üniversitesi Hemşirelik Yüksekokulundan mezun oldum. İlk çalışma yerim Ankara Gazi Üniversitesi Hastanesi. Sekiz yıl Ankara’da yaşadım. Daha sonra Kocaeli Üniversite Hastanesine eş durumundan tayin oldum. Üç yıl Kocaeli de kaldım. 2003 den itibaren de Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinde çalışıyorum ve 17 yıldır Narlıdere’de yaşıyorum. Evli ve iki çocuk annesiyim.



“ÇEVREMDE YAŞADIĞIM OLAYLAR ETKİLİ OLDU”
Şiir ile alakanız nasıl gelişti?
Şiir her daim hayatımda vardı. Kitap ve şiir okumayı çok seviyorum. Mümkün mertebe her gün gece yatmadan en az iki saat kitap okurum. Roman, öykü okumak bana ayrı bir haz verse de şiir okumanın verdiği doyum çok farklı bende. Şiir okumak her daim büyük bir mutluluk vermiştir bana… Şairlerin az sözcükle çok şey anlattıkları şiirler direk duygularımıza hitap ediyor diye düşünmekteyim. Şiir yazmayı hayatımın her döneminde düşündüm.. Lise yıllarından beri duygularımı amatörce kağıtlara yazıp daha sonrada imha ettim. Daha sonra hayatın bize sunduğu tecrübe ve çevremde yaşadığım olayların etkisi ile duygularımı şiir olarak kağıda dökmeye başladım. Yazarken de beni ne kadar rahatlattığını fark ettim. Benim için bir nevi deşarj olma yöntemi oldu. Şiir yazmamda çevremde yaşadığım olaylar etkili oldu. Ailemin özellikle eşimin şiir yazmam konusunda çok büyük desteğini gördüm. Bütün şiirlerimi ilk ona okudum ve ondan geri bildirim aldım. Buradan kendisine teşekkür ederim.
İlk şiir kitabınız ‘Aşkın Köz Dansı’ndan kısaca bahseder misiniz?
İlk Şiir kitabım Aşkın Köz Dansı yaklaşık beş yılda yazılmış bir eser. Toplamda beş yılda yazmış olduğum şiirlerin toplamı. Her yazdığım şiir çevremde yaşadığım ve etkilendiğim bir olay sonucu oldu. Yani çevremde yaşadığım olaylar sonucu şiirlerimi kaleme aldım. Mesela bir tanıdığımızın intihar etmesi sonucu ‘Suicid’ adlı şiirimi yazdım. Eşinden boşanmak üzere olan bir arkadaşımın eşini halan çok sevdiğini fark ettiğim için; ‘Seni unutamamayı sevdim. Birde seni yaşamayı sensiz’ dizeleri ile başlayan ‘Sevdim’ şiirini kaleme aldım. Ülkemizdeki kadın cinayetlerinden çok etkilendiğim için Emine Bulut’un anısına ‘Kadın Cinayetleri’ adlı şiirimi yazdım. Oğlumun Üniversiteyi kazanıp ilk defa evden ve bizlerden ayrılması sonucu ‘Sen Ve Ben’ şiirini yazdım. Kitabı elimize aldığımızda daha çok aşk ve sevgi şiirleri ağırlık basıyor. Yani duygu yüklü şiirler. Şiirlerin çoğunu okuyan arkadaşlarımın bir sevgiliye yazılmış şiirler gibi değerlendirseler de çoğu yaşadığım olayların etkisi sonucu kaleme alınmış şiirlerim. Bunun yanında toplumsal ve felsefi yönü ağır basan şiirlerimi de kitapta bulabilirsiniz. Mesela Turgutlu da çocukluğumuzu geçtiği ve bütün kuzenlerim ile birlikte bahçesinde oyunlar oynadığımız Dedem den kalma evin 2018 de yıkılmasıyla ‘Moloz Taşlar’ adlı şiirimi yazdım. ‘Kendim ve Sen’ veya ‘İnsan Olmak’ veya ‘Gösterişsiz’ adlı şiirlerim daha çok kişinin iç dünyasına yönelik şiirler. ‘Hoş Gelmedin Corona’ veya ‘Utanmadı’ şiirim ise sosyal içerikli şiirlerime örnek. Yıllar önce yaklaşık on yıl kadar oluyor. Eşiyle ayrılan bir arkadaşımın on yıl sonra evlerine gittiğimde yaşadığım anı “Seni Aradım’ şiirinde dile getirdim.
“YAZARKEN KENDİMLE BAŞ BAŞA KALIYORUM”
Hem sağlık hem şiir bir arada nasıl oluyor? Zorlanmıyor musunuz?
Hem sağlık sektörü ile uğraşmak hem şiir yazmak benim için hiç zor olmadı. Günlük yaşantımda gün boyu yaptıklarımı düşündüğümde kendim için yaptığım çok az şey var. Mesleğim gereği günümün sekiz saati hastanede hastalarımla ve onların sorunlarını dinleyerek geçiyor. Çalışma hayatımın dışında da ev işleri, çocuklarımın ihtiyacı, eşime olan sorumluluklar yine başkaları için geçirilen zaman. Kendime ait tek zamanım yazarak geçirdiğim anlar. Sadece yazarken kendimle baş başa kalıyorum. Yazmaya başladığım zaman bu ister şiir olsun. İster öykü, ister roman o saatler sadece kendi iç sesimi, ruhumu dinliyorum. Duygularıma, düşüncelerimi kulak veriyorum. Yazarken adeta kendimi, benliğimi yeniden keşfediyorum.
Yeni bir kitap hazırlığınız var mı?
Yeni kitap için dosyam şu an temren yayınlarında editör incelemesinde. İkinci kitabım şiir dalında değil şu zorlu süreçte Pandemi döneminde biz sağlık çalışanlarını yaşadığı sıkıntıları anlatan roman türü bir kitap olacak. Sanırım iki üç aya kadar bu kitabımda okurlarla buluşacak.

FİRARİ
Bugün yine
Düşüncelerim firari
Söze gelmez
Öğüt almaz
Kah özgürlük savaşçısı
Kah isyan temsilcisi
Bazen de sevgi şelalesi
Gürül gürül akar
Engel tanımaz
Ket vurulmaz
Prangalarını koparıp yüreğim
Coşkun bir duygu seliyle
Kovalıyor firariyi
Mantığım düşüyor peşlerine
Sanki bir uyaran meşalesi
Bir araya gelince iki kaçkın
Çığ olup büyüyor
Yıkılıyor ön yargıların tümü
Mantık ise havada uçuşan toz zerresi