Sayfa Yükleniyor...
Bu haftaki röportajımızı başarılı Şair Salih Gözek ile gerçekleştirdik. İlk kitabı 2006’da ‘Bir Pencere Aç’ adıyla yayınlanan Gözek, geçtiğimiz yıl 3 kitap daha yayınladı. Şair, şiirle olan yolculuğunu gazetemize anlattı
ONURHAN ALPAGUT-RÖPORTAJ
Tireli Şair Salih Gözek’in son şiir kitabı “Beni Bul” çıktıktan kısa bir süre sonra okuyucunun yoğun ilgisiyle karşılandı. 2006’da ilk çıkardığı Kitabı Bir Pencere Aç ile yükselişi yakalayan şair, yazdığı diğer şiirlerini de önümüzdeki aylarda kitaplaştırmayı düşünüyor. Şiirlerini kendine özgün ve sade bir üslup ile kaleme alan Gözek, son kitabı ile okurların dikkatini çekerken kısa sürede edebiyat dünyasında ses getireceğe benziyor. Şair geçtiğimiz yıl “Mihri”, “Tut Avazımdan Mira” ve “Beni Bul” adıyla 3 kitap yayınladı.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
4 Ocak 1953’te Tire’de çiftçi olan yedi çocuklu bir ailede dünyaya gelmişim. İlkokulu Tire’de, ortaokulu Tire ve İzmir’de okudum, 1973 Haziran’ında Ankara Yenişehir Sağlık Koleji’nden mezun olup Yozgat’ta Radyoloji Teknisyeni olarak Devlet Memurluğuna başladım ve bir kaç ilin devlet hastanesinde görevime devam ederken 1981’de istifa etmek zorunda kaldım ve İzmir’de oto boyacılığı yaptım. 1983’te yeniden memuriyete döndüm, İzmir’de bir kamu bankasında Röntgen Teknisyenliğini sürdürerek 1996’da emekli oldum. 1991’de Anadolu Üniversitesi İktisat Bölümünü bitirdim. Emeklilik sonrası 1998’de Torbalı’da mali müşavirliğe başladım, 2000 yılında Fethiye’ye yerleştim ve özel bir hastanede röntgen teknisyenliği yaparken mali müşavirliğimi de sürdürdüm. İşimi 2007 yılında sonlandırdım. Kardeşimin CA rahatsızlığı nedeniyle İstanbul’a taşındım. 2008’de hasta kardeşimin isteğiyle Tire’ye yerleştim. 2008 arasında 2013 yıllarında yaşamıma Fethiye, İstanbul, Tire üçgeninde devam ettim ve değişik işletmelerde muhasebe müdürlüğü yaptım. Emeklilik ve şiir yaşamımı sürdürürken bu kez 2020 Aralık ayında Marmaris Hisarönü Köyü’ne göç ettim.
Şiir ile nasıl tanıştınız, kendini ifade etme konusunda neden şiiri tercihi ettiniz?
Şiire 1997 yılında başladım ve devam ediyor. Gençliğimde şiir yazmadım ama çok okuyan bir kitap kurduydum, evimde 3 bin kitaplık kütüphanem var. Tabii şiir kitaplarım da, Nazım Hikmet, Attila İlhan, Tuğrul Keskin, Hüseyin Yurttaş ve az da olsa başka şairlerin kitaplarını okurdum. Emekliliğim sonrasında galiba daha çok şiire düşkünlüğüm başladı, yazmayı denesem diye kalemi elime aldım ve halâ kalem elimde. Yayınlamak aklımdan geçmezdi ancak Fethiye’de Coşkun Karabulut arkadaşımın yönlendirmesi ve desteğiyle yayınlatmaya cesaret ettim. İlk kitabım 2006’da yayımlandı ve böylece edebiyat dünyasına girmiş oldum. Şöyle düşündüm, sürekli ve yoğun çalışmam nedeniyle şiire daha yakın durdum. Sanıyorum insanın kendini en iyi ifade etme şekli şiirden geçiyor, bunun için tercihimi şiirden yana kullandım.
Bugüne kadar şiirlerinizde nerelerde yayınlandı, kısaca eserleriniz hakkında bilgi verir misiniz?
İlk şiirlerim, Fethiye’de bir gurup arkadaşla çıkardığımız Paspatur Kültür Sanat Edebiyat Dergisi’nde yayımlandı. 2004 yılı sonlarıydı sanırım sonra Afrodisyas Sanat, Tmolos, Silgi, Berfin Bahar, Yaşam Sanat, ArTemis, Nif Sanat, Akatalpa, Şehir, Kasabadan Esinti dergilerinde yayımlandı. Adabelen Eğitim Kültür Edebiyat Sanat Dergisi’nin sürekli yazarıyım. Dergilere şiir göndermiyorum bu aralar, geçtiğimiz günlerde Yaşam Sanat Dergisi için istedi yayıncı arkadaş, bu ayki sayısında yayımlanacak. İlk kitabım 2006’da; “Bir Pencere Aç”, ikinci kitabım 2015’de; “Yüreğimdi Eşikte Bekleyen” adıyla yayınlandı. Yayınevleri çoğunlukla bir eder karşılığı kitap bastığından o mecraya pek yanaşmadım ekonomik nedenlerle, Facebook sanal dünyası başlayınca şiirlerimi de sayfamda paylaşmaya başladım ve devam ediyorum. 2019’da birçok dostumun şiirlerimi illaki kitap olarak görmek istemeleri nedeniyle kendi olanaklarımla iki dosyamı bir kitaba toplayarak, “Tut Avazımdan Mira” adıyla az bir adette bastırttım ve dostlarla paylaştım. 2020 Kasım’ında da Mantis Kitap’ın Genel Yayın Yönetmeni Barış Kapukıran üç dosyamı istedi ve üç kitabım basıldı. “Mihri”, “Tut Avazımdan Mira” ve “Beni Bul” adlarıyla yayınlandı.
Şiirlerinizde ne kadar size rastlıyoruz?
Şiirlerimde ağırlıklı olarak göç teması öne çıkar. Çocukluğumdan başlayarak bu yaşıma kadar çok göç ettim, çok adres değiştirdim. Sanırım bunun etkisi şiirlerime çokça yansıdı. “Evet” şiirlerimde birinci şahıs “ben” varsa da ikinci şahıs daha çoktur. Topluma da yazarım.
Şiir kitaplarının okunma ve yayınlanma oranları hakkında ne düşünüyorsunuz?
Son yıllarda çok şiir kitabı basılıyor, ünlü şairler yayınevlerinin kendi iradeleriyle okuyucuya sunuluyor. Ancak, birçok şiir kitabı yazanın bedelini ödemesi marifetiyle edebiyat dünyasına giriyor. Edebiyat topluluklarına, edebiyat merkezlerine uzak olan biz taşradakiler için kitap bastırabilmek tabii ki zor bir süreç. Her ne kadar ünlüler çok kitap basılmasından şikayetçi olsa da ben buna katılmıyorum. Bırakın yazdıklarını kitap olsun isteyen bastırtsın, nasılsa ilerleyen süreçte nitelikli olanlar yaşayacaktır edebiyatın içinde. Şiir okuma oranı öykü ve romana göre daha az sanıyorum. Şiir kitabı şiir okuyandan daha fazladır diye düşünüyorum. Şiiri daha çok biz yazanlar okuyoruz ve bu kısır döngü böyle sürüp gidiyor.
Şiirin topluma kazanımlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Edebiyat içinde şiir insanın kendini en iyi ifade ettiği yazım türüdür, sonra öykü daha sonra da roman gelir. Yazdığınız şiiri dönüp dönüp yeniden yenileyebilir ve olgunlaştırırsınız, öykü ve romanda bu o kadar kolay olmaz. Şiir daha başkaldırıcıdır. Şiir isyan duygusunu pekiştirir, şiir insan duygusunu geliştirir, şiirin; insanı, doğayı, yaşamı daha iyi anlattığı, betimlediği kanısındayım ben. Şiir, insanlığın en eski kayıt aracıdır, bu nedenle toplumsal belleğin ayrılmazıdır, çünkü şiir toplum yaşamının anılarını, acılarını, duruşunu, içinde bulunduğu koşulların kaydını oluştur, bu da toplumda duygu ve düşünce bilincini arttırır. Şiir hayal gücünü çoğaltır insanda bu da sezgiyi ve duyguları geliştirir.
Sizden yakın sürede yeni bir kitap görecek miyiz?
Şimdilik ara vermeliyim. 2020 sonunda üç kitabım basıldı, yeni dosyalarımı olgunlaştırmam gerek. Aksilik olmazsa ileriki yıllarda dilerim yeni yazdıklarımı da yayımlatabilirim.
SOLGUN YÜZLÜ
Güzle kış arasında hangi göçmen kuştur buluta tutunur
Gözle kaş arasında yağmur olsa gökyüzü, göçünü unutur
Bu son bahar, unutma! Son bak çiçeklere
Sonbahar yapraklar düşsün için gelir bilirsin dayanır atlasına
Hadi kal kış geliyor “gitmesen” diyorum
“hadi kalkış yeni bir göçe” diyor iç sesim ah ki buz kesiyor sokak.
“yola çık” kanayan ıslığına tutunarak gittiğinin yasına.
“yol açık” dese de iç sesim varoşlar tekinsiz ağıtlar ıslak
Yağma yağmur nihavent hüzünlerle gidiyorum.
Yağma olmuş yüreğim ne çok istesen de tutunamazdın.
Düşünüyorsun neden ezik yüreğin. Düş’ün neden üşür hep
Düşünüyorsun düş bilicileri düşünsün neden uyuyamazdın.
Doğru dur ey gönül zaten savruluyorken geç kalışımdır yaşam
Doğrudur evet! Ağlamak yüreğe çöken ipi kopmuş uçurtmadır.
Sürgüne ahraz kuytular uzun boşluktur.
Sür güne bakışını yalnızlığım takvimlerin uzaklığıdır.
Ya saklısın kırık kalbinle ayrıksı nabız atışlarında
Ya da deltaların kuş çığlıklarındasın.
Yasaklısın yaralım sana bu kadar üşüyorken ellerim.
Yaz geçer de eylüle durur hüzün sense saklımdasın
Yaz bunları, yağmur eskidi yenilendi külüm
Engerek bin yıl beklese zehrinin hevesini
En gerek sendin bana varsın saçılsın gizlerim.
Ah!
Yarın bitti dün ağlayacak günler yenildi gülüm
Yarın göğsümü kafesinde öpülmemiş kuş ölüleri.
Yorgun yüzlü adamların sokağın dirseğinde bekler göçleri
Solgun yüzlü kadınların gözyaşını saklar kirpikleri
Haber Merkezi