Sayfa Yükleniyor...
Ressam Pelin Kuşoğlu, İzmirin sembol yerlerini suluboya tekniğiyle çalışmalarına yansıtmaktan büyük keyif alıyor. Kuşoğlu, İzmir bir tutkudur, İzmirli olmak ayrıcalıktır. İzmirden etkilenmemek mümkün değil diyor
E. ÇAĞLA GENİŞ-ÖZEL HABER
Küçüklüğünden itibaren resim sanatına ilgi duyan 41 yaşındaki Pelin Kuşoğlu, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdikten sonra bir süre iş bulamadı. Bu süreçte tutkusu olan resme başlamaya karar veren Kuşoğlu, yaklaşık 17 yıldır bu alanda çalışmalarını sürdürüyor. Evli ve bir çocuk annesi olan Kuşoğlu, evinin bir odasını atölye olarak kullanıyor. Resimlerinde genelde sulu boya tekniğini kullanan Kuşoğlu, İzmirin sanat çalışmalarına olan yansımasını şu sözlerle dile getirdi: İzmir bir tutkudur, İzmirli olmak ayrıcalıktır. İzmirden etkilenmemek mümkün değil. Bende bir İzmirli olarak İzmirin pek çok yerini çalıştım ve bundan da son derece keyif aldım. Saat Kulesi, Asansör, Kordon birçok ressam tarafından resmedilen yerlerin başında geliyor. Ben de Asansör ve Saat Kulesini çalışmıştım.
EVİNDE ATÖLYE KURDU
Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bölümü mezunu olan Kuşoğlu, okulu bitirdikten sonra bir süre iş bulamadı. O süreçte çocukluğundan bu yana ilgi duyduğu resme başlamaya karar veren Kuşoğlu, Bu boşluk benim için ancak resim ile doldurulabilirdi. İlk resim çalışmalarına 2000 yılında özel bir sanat galerisinde başladım. Yaklaşık 6 yıl burada karakalem, suluboya ve yağlı boya çalıştım. İyi ki de başlamışım diyorum. Akademik anlamda ilk resim çalışmalarına 2007 yılında İzmir Resim Heykel Müzesinde başladım. Çok değerli hocalardan desen ve suluboya dersleri alarak eğitim sürecini tamamlayıp sertifikamı aldım. Daha sonraki çalışmalarıma Ayten Güreşçi Atölyesinde devam ettim. Hala da orada vakit buldukça çalışmaya devam ediyorum. Aynı zamanda evimin bir odasını atölye olarak kullanıyorum. Elbette zaman zaman ailemden tepkiler aldığım da oldu. Ben sergilere, etkinliklere katıldıkça ailem, resmin hayatımda bu kadar yer kaplamasının çok ta gerekli olmadığını, bunun yerine daha kalıcı işlerde çalışmam gerektiği konusunda yakınmaları oluyordu. Bir yandan da sergiler açtığımda en büyük destekçim de yine onlar oluyordu dedi.
ARKADAŞLARININ RESİM ÖDEVLERİNİ YAPARDI
1976 yılında Almanyada doğan Kuşoğlu, ilkokul eğitimini tamamladıktan sonra Türkiyeye döndü. 20 yıldır ziraat mühendisi olarak görev yapan Kuşoğlu, resim çalışmalarına ise 2000 yılında başladı. Küçüklüğünden itibaren resme hep ilgisi olduğunu dile getiren Kuşoğlu, şunları söyledi: Bornovada yaşıyorum bir çocuk annesiyim. En az mesleğim kadar resimde de bir geçmişim var. Kişisel sergilerime 5 yıl ara vermiştim. Tetimatıdeki sergim benim için yeniden harekete geçme, canlanma adına iyi bir adım oldu. Yakın zamanda İstanbulda bir sergi açmayı planlıyorum. Ortaokulda okurken resim öğretmenim resimlerimi çok beğenirdi. Hatta 2 kez resimlerimi yarışmaya gönderdi. Ve okullar arası resim yarışmasında 3.lük ve mansiyon ödülleri almıştım. Aynı zamanda o dönemlerde yakın arkadaşlarımın resim ödevlerini ben yapardım. Resim yapmaktan çok büyük keyif alırdım.
5 KİŞİSEL 50 KARMA SERGİ
Sanat hayatı boyunca 5 kişisel sergi ve 50nin üzerinde karma sergide çalışmalarını sergileme imkanı bulan Kuşoğlu, İzmir Suluboya Ressamları Derneği ve Uluslararası Suluboya Derneği üyesiyim. Bu derneklerin pek çok etkinliklerinde bulundum. İzmir Resim-Heykel Müzesinin karma ve yarışmalı sergilerinde yer aldım. Uluslararası Suluboya Derneğinin Sanat yoluyla sevgi, barış ve hoşgörü festivallerinde yer aldım. Aynı zamanda derneğimiz (IWS TURKEY) tarafından çeşitli illerde düzenlenen Suyun Büyüsü Suluboya Resim sergilerine katıldım. 2011 yılında İzmir Suluboya Ressamları Derneği ve Türk Psikolojik Danışmanlık-Rehabilitasyon Derneğinin düzenlediği İzmirin Renkleri konulu ulusal resim yarışmasında suluboya tekniği dalında 2.lik ödülü aldım diye konuştu.
RESİMLERİNDE ESKİNİN DOKUSU VAR
Çoğunlukla doğadan esinlenerek empresyonist ve ekspresyonist tarzda çalışmalar yapan Kuşoğlu, resimlerinde bol renk kullanmayı, ışık ve gölge oyunlarını sevdiğini söyledi. Resimlerinde eski köy evleri ve sokakları, kadın figürleri ve portreler ağırlıkta olduğunu belirten Kuşoğlu, Suluboyanın akıcılığı ve transparanlığından faydalanıyorum. Eskinin dokusunu ve yaşanmışlığını seviyorum. Gitgide betonlaşmanın arttığı ve çocuklarımızın doğadan kopmaya ramak kaldığı bu dönemde köy yerlerinin tarihi dokusu, korunmuşluğu ve yaşanmışlığını resmetmek bana büyük keyif veriyor. Portre çalışmalarımda köylü kadınları ağırlıkta. Kadınlar her işin başında ve güçlüler. Anadolu kadını olmak başka bir şey. Yaptığım her resimde farklı duygular yaşıyorum. Coşkuyu, hüznü, durağanlığı karşı tarafa aktarabilmek. Bütün mesele bu sanırım. En yalın hali ile aktarabilmek duyguları ifadelerini kullandı.
KAĞIDIN DOKUSU ÖNEMLİ
Kullanacağı malzemeler ve boya çeşitleri hakkında bilgi veren Kuşoğlu, Profesyonel boya ve kağıt kullanmayı tercih ediyorum. Dokusu olan bir kağıtta suyun boya ile dokudaki etkisi çok daha farklı oluyor. Boyanın pigment oranının yüksek olması yine rahat çalışmamda tercih sebebimdir dedi. Etkilendiği ve örnek aldığı sanatçılardan örnekler veren Kuşoğlu, şunları söyledi: Atanur Doğan, dünyanın en iyi suluboya portre ressamı seçilmiş ve suluboya dalında dünyanın hayran olduğu bir sanatçı. Çoğunlukla çalışan insanı konu alan figüratif çalışmalar yapıyor ve portre ağırlıklı çalışıyor. Suluboyayı müthiş kullanıyor. Suluboyanın akıcılığı ve transparanlığı, o renk akışı ve geçişleri harika. Yine örnek aldığım resimlerine hayran olduğum ve aynı zamanda Atanur Doğanın kıdemli öğrencilerinden değerli sanatçı Ayten Güreşçi. Hızlı çalışmanın verdiği rahatlıkla suya hakim oluşu ve suluboyanın transparanlığını da en iyi yansıtan sanatçılardan biridir. Yaklaşık 10 yıldır Ayten Güreşçi Atölyesinde çalışıyorum. Bir dönem çalıştığım değerli hocam Turan Enginoğlundan da bahsetmeden geçemeyeceğim. Çok prensipli bir öğretmenimdir. Ayrıca Ressam Işıl Özışıkın çalışmalarını çok beğeniyorum.
İZMİRLİ OLMAK AYRICALIKTIR
Kuşoğlu, İzmirin sanatçıya özellikle sizin resminize kattığı şeyler var mı? sorusuna ise şöyle yanıt verdi: İzmir için tarihten günümüze birçok şiir yazılmış, şarkılar türküler bestelenmiş, birçok ressam tarafından resmedilmiş İzmir bir tutkudur, İzmirli olmak ayrıcalıktır. İzmirden etkilenmemek mümkün değil. Bende bir İzmirli olarak İzmirin pek çok yerini çalıştım ve bundan da son derece keyif aldım. Saat Kulesi, Asansör, Kordon birçok ressam tarafından resmedilen yerlerin başında geliyor. Ben de Asansör ve Saat Kulesini çalışmıştım. Hatta 2011 yılında İzmirin Renkleri Konulu Resim yarışmasında Asansör çalışmam bana ikincilik ödülünü kazandırdı. Ayrıca ben İzmirin Kemalpaşa İlçe ve köylerinde çalışıyorum. Köy evleri, cami ve sokakları resmetmekten son derece keyif alıyorum.
GÜZELLİKLER SANATLA YARATILIR
Resim dışında el sanatlarına da yatkınlığı olduğunu ifade eden Kuşoğlu, Tam olarak sanatın bir dalı olarak sınıflandıramasam da el sanatlarına yatkınlığım var. Bir dönem resim ve el sanatları atölyem vardı. Burada resim yanında takı tasarımı, ahşap, cam ve seramik boyama gibi kurslar veriyorduk. Son zamanlarda da teraryum yapımına merak sardım. Haftada 2-3 adet teraryum dizayn ediyorum. Sanat, insana özgü duyguların, düşüncelerin türlü araçlarla anlatımı, dışavurumudur diyebiliriz. Güzellikler sanatla yaratılır. Yaşamı yüceltmek, daha anlamlı kılmak sanatla olanaklıdır. Sanat, insana yaşamının her alanında güç ve enerji verir. Sanat, toplumsal değişimleri kolaylaştırır dedi.
Haber Merkezi