Sayfa Yükleniyor...
Suluboya Resim Sanatçısı Çetin Davran, özgün resimler üretirken bir yanda da sanata yeni neferler yetiştiriyor
ONURHAN ALPAGUT
Suluboya Resim Sanatçısı Çetin Davran, küçük yaşlardan bu yana resim sanatına ilgi duyduğunu söylüyor. Belli bir dönem banka sektöründe çalışmasından dolayı sanata yeterince ilgi gösteremediğini ifade eden Davran, emekli olduktan sonra kendini tamamı ile sanata veriyor. 20 yıldır suluboya tekniği ile çalışan sanatçı, özgün eserler üretirken bir yandan da sanata yeni neferler yetiştiriyor.
Sizi tanımayanlar için bize kısaca kendinizden bahseder misiniz?
1950'de Erzincan'da doğdum. Lise mezunuyum. Bankacılık yaptım. Emekli olduktan sonra kendimi suluboya resim'e adadım. O gün bugündür sulu boya resim yapmaya devam ediyorum.
İLGİSİ ÇOCUKLUK YAŞLARDAN GELİYOR
Rahat tavırlarıyla dikkat çeken Suluboya Ressamı Çetin Davran, küçüklük yaşlardan beri resim sanatına ilgi duyduğunu söyledi.
Sanat ile alakanız nasıl gerçekleşti?
Küçük yaşlarda suluboya'ya ilgim vardı. Okul çağlarında suluboya ile ilgilendim. İş hayatına atılmam ile birlikte uzun yıllar suluboya ile ilgilenemedim. Emekli olduktan sonra tekrar başladım. 1-2 sene İzmir'de önemli hocalardan ders aldıktan sonra tekrar kendimi bu sanata verdim. 20 senedir suluboya çalışıyorum. Çeşitli sergi ve etkinliklere katıldım. Beş senedir İzmir'deyim burada kendi öğrencilerime ders vererek, sanatımı devam ettiriyorum.
Günümüze gelecek olursak Ressam Çetin Davran neler yapmaktadır?
Vaktimin çoğunu resim yaparak geçiriyorum. Resim, benim için bir yaşam biçimi oldu diyebilirim. Erken saatlerden geç saatlere kadar resim çalışıyorum, ders veriyorum. Resimlerimde özellikle deniz ve sandalı konu ediniyorum. Bunun dışında diğer konulara da eğilmeye çalışıyorum. Fotoğraflardan esinlenerek resimlerimi üretiyorum. Ancak tam manasıyla fotoğrafa bağlı kalmıyorum. Fotoğrafı referans olarak kullanıyorum. Kendim yorumlayarak, yeni bir kompozisyon oluşturuyorum. Yaptığım işlerin benzerini başka bir yerde göremezsiniz. Özgün çalışıyorum.
Şimdiye kadar kaç tablo çalışmanız oldu? Bize sergilerinizden bahseder misiniz?
Şimdiye kadar yüzlerce tablo yaptım. Ancak kesin sayısını bilmiyorum. Toplamda binin üzerinde diyebilirim. 30'un üzerinde kişisel, 20'nin üzerinde karma sergiye katıldım. Türkiye'nin çeşitli yerlerinde bulundum.
Daha çok ne üzerine çalışıyorsunuz?
Suluboyayı, klasik suluboya olarak nitelendirilebileceğimiz şekilde lekeli fırça çalışıyorum. Ağırlıklı olarak deniz, sandal manzaraları. Bunun yanında natürmort, nü ve peyzaj çalışıyorum. Resimlerimde özellikle konuların kontrastını vererek, objeleri çok net olmayan tablolar yapmaya gayret ediyorum. Bildiğime inandığım suluboya'da netlik olmamalı. Bunun yanında kuralları bilinen bazı şeylere de bağlı kalmaya çalışıyorum.
Resimlerinizde etkilendiğiniz ressam veya akım var mı?
Elbette ki var. Yurtiçi ve dışındaki bazı ressamların çalışmalarından etkileniyorum. Akım olarak empresyonist resim yaptığım söyleniyor. Fakat ben kendimi herhangi bir sınıfa mensup görmüyorum. Buna ilişkin bir çabamda yok. Ben resmimi yapar, sanatımı ortaya koyarım. Adlandırması kişiye kalmış.
Resimlerinizde tercih ettiğiniz ağırlıklı bir renk tonu var mı?
Renkleri konuya göre belirliyorum. Ancak çevremdekiler daha çok turkuvaz ve kırmızı tonlarını kullandığımı söyler.
İlham aldığınız ressamlar var mı? Resim sürecinde sizi destekleyen bir çevre içerisinde miydiniz?
Beni en çok ailem destekledi. Çevremdekilerin de resim yapmaya devam etmem üzerine teşvikleri oldu.
Resim sanatını kendinize göre nasıl tanımlıyorsunuz?
Suluboya'nın heyecanı, renklerinin mükemmelliği beni içerisine çekiyor. Her resim benim için bambaşka bir dünya.
HATAYI OLUMLU YÖNDE KULLANIYOR
Suluboya bildiğiniz gibi hata affetmeyen bir resim tarzı. Hataya düştüğünüzde ne yapıyorsunuz?
Bir konuyu hazırladınız, üzerine çalışıyorsunuz bu esnada üzerine istemediğinizde bir biçimde boya değdi. Bunun sürprizlerinden kaynaklanan hataları resim bitene kadar ellemiyorum. Resim bittikten sonra o hatadan bambaşka ve güzel şeyler çıkartabiliyorum.
Bu işin püf noktası nedir?
Bence tek bir püf noktası var. O da bıkmadan usanmadan tekrar tekrar çalışmak.
DAHA ÇOK KESİME ULAŞMAK İSTİYORUM
İlerleyen yıllarda daha çok kesime ulaşmayı hedeflediğini dile getiren ressam Davran, daha çok konsepti olan sergiler düzenlemek istediğini belirtti.
Hedef ve projeleriniz nedir?
Yurtdışına çıkmak veya yurt içinde konsepti olan sergiler düzenlemek. Suluboyayı çok sayıda insana ulaştırmak.
İzmir olarak sanata ne kadar değer veriyoruz?
Çok az. İzmir'de geçmiş dönemde var olan pek çok sanat galerisi günümüzde kapanmış durumda. Açık olanlar da İzmir'in sanat potansiyelini karşılamıyor. Birçok sanat galerinin seçici kurulu olduğu söylenir. Ancak bu seçici kurullar pek çok galeri de belli değil. Kim oldukları bilinmiyor. Kendinizi iyi resim yapıyor sanırken, bir anda resimleriniz sergilenmeye değer görülmüyor olabiliyor. Bu kararı kimler nasıl vermiştir bilemiyorsunuz. Resim sergilemek son yıllarda mücadele oldu. İzmir bu konuda biraz zayıf kalıyor.
Neler yapılabilir?
Yetişkinlere yapılabilecek bir şey yok. Ancak çocuklara sergi bilinci kazandırılabilir. Sergi gezmek sadece insana resim konusunda bilinç kazandırmaz aynı zamanda dünyaya bakış açısını geliştirir. Eğitimle ilgili bir durum. Son yıllarda duyduğumuz resim ve müzik sanatını ilkokullardan kaldırmak ne yazık ki bunu desteklemiyor. Sanat galerilerinde birçok nü resim değer görmüyor. Heykellerimiz değerlendirilmiyor. Tamamen mantalitenin değişmesi gerekiyor.
Resimden daha çok geleneksel sanatlara insanların yönelmesini ne şekilde değerlendiriyorsunuz?
Sanıyorum bunun sebebi politik etki. Bu olmasa dahi insanlar bunalımda. Bundan çıkmak içinde herkesin kendine ait bir yolu var. Herkes bir sanatla uğraşıyor. Ancak bunu benimseyerek yapmak gerekiyor. Günümüzde sıkıntılardan çıkmanın yolunu insanlar tasavvuf olarak değerlendiriyor. Buda geleneksel sanatlara yönelmelerine sebep oluyor.
Ressam Çetin Davran kimdir?
1954 Erzincan doğumludur. Lise eğitimi sırasında resme karşı dersin ötesinde ilgi ve heyecan duymuştur. 1998 yılında çalıştığı bankadan emekli olduktan sonra resim sanatına merak sarmıştır. Resimlerinde kendi çektiği fotoğraflardan da esinlenerek, doğayı özellikle denizi zaman zamanda insanı anlatan ressam, suluboya tekniğini kullanmaktadır. Halen İzmir Suluboya Ressamları Derneği üyesi. Bostanlıda Karokda Karşıyakada Sanartta ve Güzelbahçede suluboya dersleri vermektedir. Suluboya bilgilerini paylaşarak öğrenmeye ve öğretmeye devam etmektedir.
Haber Merkezi