Sayfa Yükleniyor...
Brüksel Avrupa Parlamentosunda düzenlenen uluslararası resim sergisine Türkiye adına davetli olarak katılan İzmirli Ressam Derya Var, şövalyelik nişanı ile tahlif edildi
EMİNE ŞEKER
Avrupa Parlamentosu ve Avrupa Çin Kültür ve Eğitim Vakfı tarafından Brükselde düzenlenen Uluslararası Barış Sergisine davet edilen Derya Var, yurt dışında gerçekleştirdiği pek çok kültürlerarası dostluk projeleri ve sanat çalışmaları, doğu-batı kültürleri arasında köprü görevi gördüğü için üstün hizmet onuru olan Chavelıer Des Arts Orıentaux şövalyelik nişanına layık görüldü. Brüksel Avrupa Parlamentosunda düzenlenen uluslararası resim sergisine Türkiye adına davetli olarak 2 eseriyle katılan Derya Var ile o anda yaşadığı duyguları ve önceki çalışmaları hakkında konuştuk.
BİRLEŞTİRİCİ OLMAMIZ GEREKTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM
Ressam Derya Var, 15 yıldır profesyonel olarak resim ile uğraştığını belirterek, çeşitli karma ve kişisel sergileri olduğunu ifade etti. Var, Hem yurtiçinde hem de yurtdışında birçok sergim oldu. Daha çok benim üzerinde durduğum konu kültürler arası dostluk. Bu konuyu ben çok kez hem resim sergisi olarak hem de aynı zamanda bir müzikal gösteri şeklinde yurtdışında organize ettim. Yurtdışında bulunan büyükelçiliklerimiz de bana çok destek oldu. Yine aynı şekilde Kültür Bakanlığı ve Tanıtma Genel Müdürlükleri ciddi manada çok destek oldular. En son Zagrebde sufimenko olarak yaptım. Bunun da özelliği Anadoluda 3 Semavi Dinin bir arada 700 yıl kardeşçe yaşaması ve birbirlerine kültürel anlamda desteklemesidir. Birbirlerinin iyi yönlerinden etkilenmelerini yeniden göz önüne getirmeye çalıştım. Çünkü şu anda dünyanın en çok ihtiyacı olan barış, sevgi ve dostluktur. İnsanlar öncelikle etnik kökenleri ayrımcılığı yapılmadan sadece insan olarak ele alınması gerektiğini düşünüyorum. Bu düşüncemin sebebi de belki çocukluğumun Büyük Adada geçmiş olması olabilir. Oturduğumuz sokakta Ermeni, Musevi ve Hristiyan komşularımız vardı. Farklı inançta olan farklı etnik kökeni olan insanlarla bir arada büyüdüm. Gösterilen ayrımcılıklardan hoşlanmıyorum. Birleştirici olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ben bir birey olarak bu çabayı vermeye çalışıyorum. Suya bir taş atınca dalga dalga yayılır ya hani ben de bu düşünceyle bir faydam oluyorsa eğer ne mutlu bana diye düşünüyorum dedi.
SABIRLI OLMAYA ÇALIŞIYORUM
Çalışma yapacağı ülke ve konu hakkında ciddi anlamda araştırma yaptığını dile getiren Var, zaman içerisinde de mevcut olan bilgi birikiminin geliştiğini söyledi. Var, Mesela Flamenkonun alt kökeninde Arap ezgilerinin olduğunu yaptığım çalışmalar sonucu öğrendim. Yapılan araştırmalar ile kişi kendisini geliştirerek besliyor. Ayrıca benim Tasavvufa karşıda ayır bir ilgim var. Mevlananın öğretilerini okuyorum. Kamil bir insan oldum diyemem. Zaten bu mümkün değil. Ama bana faydası olduğunu düşünüyorum. İnsanlara ve olaylara karşı sabırlı ve hoşgörülü olmaya çalışıyorum. Eserlerimde de bunu yansıtmaya çalışıyorum. Eğer ben öncelikle bu durumu kendime uygulayamazsam eğer bu enerjiyi de resimlerimden izleyiciye aktaramam şeklinde konuştu.
ÜLKEM VE ŞAHSIM ADINA ONUR DUYUYORUM
Var, 30un üzerinde eseri olduğunu belirterek, mayıs ayında Katip Çelebi Üniversitesinin düzenleyecek olduğu Uluslararası Enerji Konferansına yaklaşık 400 bilim adamının katılacağını ifade etti. Var, Kongre açılını benim eserlerim ile yapmak istediklerini belirttiler. Ben de çok memnun oldum. Mayıs ayının sonunda kongre ile birlikte sergi açılmış olacak. Geçen yıl Çin Hükümetinin Dış İşleri Bakanlığının Şangayda gerçekleştirdiği büyük bir zirve vardı. Oraya da davetli olarak katıldım. Orada da Aşkın Kanatları isimli semazen tablom ile Dünya Barış ödülünü aldım. Şimdiki Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da tebrik mektubu gönderdi. Çok mutlu oldum. Yine aynı organizasyonun bu sene Avrupa Birliği Parlamentosunda yaptığı sergiye davet edildim. 20 ülkeden 40 sanatçı vardı. Burada da şövalyelik nişanı ile tahlif edildim. Son anda haberim olarak benim için çok güzel bir sürpriz oldu. Çok güzel duygular yaşadım. 300 yıl önce Çinde yaşamış olan Belçikalı bilim adamı ve Astronomist Ferdinand Verbiest anısına 1953 yılından beri Belçika senatosu tarafından bilim ve sanat alanında üstün hizmet gösterenlere verilen chavelier des arts orientaux şövalyelik nişanı bugüne kadar sadece Çinli sanatçılara veriliyordu. İlk defa bir Türk sanatçısı bu ödüle layık görüldü. Ülkem ve şahsım adına onur duyuyorum ifadelerini kullandı.
YENİ SERİNİN ADI: GÖNÜL KAPILARI
Resim yaparken izole çalıştığını ve kendi iç dünyasına döndüğünü vurgulayan Var, resim yaparken dış dünya ile iletişiminin kapandığını dile getirdi. Var, Resim yaptığım zamanlarda kendimi tamamen yaptığım resme veririm. Daha çok canlı renkleri kullanmayı seviyorum. Yağlı boya çalışıyorum. Şu an yeni bir seri hazırlıyorum. Bu serinin adı da Gönül Kapıları olacak. Dünyada bulunan tüm ibadethanelerdeki insanların umutları, beklentileri ve dua ederken hissettiklerini yansıtacak. Farklı dinlerin aslında tek bir amacı var. Tüm dinlerin amacı Allaha ulaşmak. Tüm dinlerin amacı bir. Bu amacı anlatmaya çalışacağım. Her yer bizim için Allahın ibadet yeri diye konuştu.
EĞİTİM AİLEDEN BAŞLIYOR
Var, sadece sanat ile ilgilenen kişilerin sergileri gezdiğine dikkat çekerek, Sanatın ucundan çoğunlukla sanatçılar tutuyor. Avrupa ile kıyaslama yaptığımda bu işin çok geride kaldığını düşünüyorum. Çünkü orada anaokulu çağında olan çocuklar dahi müzelere götürülüyorlar. Bizde maalesef böyle bir eğitim yok. Ama eğitim küçük yaşlarda başlıyor. Görsel olarak algılaması bile çocuğun vizyonuna çok değer katacaktır. Bu konuda İstanbul daha ileride tabi ki de. İzmir ilinde de gelişerek ilerlemesini çok arzu ederim. Bu konuda da öncelikli olarak bireylerin bilinçlenmesi gerekiyor. Çünkü eğitim aileden başlıyor. Önce anne ve babaya sonrasında eğitim kurumlarına büyük görevler düşüyor. Dünyaca önemli büyük sergiler açılıyor. Ama İzmirlilerin bu sergilerin hiçbirinden haberi ya da ilgisi olmuyor dedi.
DESTEK VERMEYE DEVAM EDECEĞİM
Önümüzdeki yıl Kazakistanın Astana kentinde yapılacak olan uluslararası sergiye de davet edildiğini açıklayan Var, sözlerini şöyle tamamladı: Hem bu sergi için hazırlanacağım hem de kendi kişisel sergilerim olacak. Resimlerinde yansıttığım Mevlana hoşgörüsü ile kültürlerarası dostluk ve dünya barışına sanatımla destek vermeye devam edeceğim. Herkese de sanat ile bir şekilde ilgilenmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü sanat aynı zamanda ruhsal anlamda bir tedavidir. Sanat insanı rahatlatır.
KUTU
DERYA VAR KİMDİR?
1964 İzmir doğumlu olan sanatçı İzmir 9 Eylül Üniversitesi Buca Eğitim Fakültesi mezunudur. Resime olan tutkusu ilkolkul çağlarında başlamış ve 2000 yılından itibaren profesyonel olarak kendini resime adamıştır. Ali Rıza Kırkan, Umur Türker, Soner Göksay, Numan Kaplangı gibi usta sanatçıların atölyelerinde resim, desen ve temel sanat eğitimini tamamladıktan sonra çalışmalarını kişisel sergiler ile birlikte pek çok yurtiçi ve yurtdışı karma sergilerde, sanat fuarlarında sanatseverlerle paylaşmıştır. Eserlerinde ruh hali ile uyumlu fırça darbeleri ve coşkulu renkler, kontrast ışık-gölge kullanan sanatçının, Kanada, Tunus, Hırvatistan, Yunanistan, Japonya. Çinde müze ve özel koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. Halen İzmirdeki atölyesinde çalışmalarına devam eden Derya Var, EgeArt organizasyon komitesi, Dünya Sanat Olimpiyatları Derneği Başkanı olarak çeşitli Ulusal ve Uluslararası sanat organizasyonlarında görev yapmaktadır.
ÖDÜLLERİ
2015 Chevalier Des Arts Orientaux Şövalyelik Nişanı Pittem/ BELÇİKA
2014-Uluslararası Barış Elçisi Ödülü 4.CICA zirvesi Şangay / ÇİN
KİŞİSEL SERGİLERİ
2015 Sufizmin evrensel enerjisi Katip Çelebi Üniversitesi / İZMİR
2014 Zil, Şal ve Gül kişisel sergi, Çağdaş Sanat Merkezi ANKARA
2014 Sırr-ı Sema kişisel sergi, G art sanat galerisi,Hilton Otel /KUŞADASI
2013 Sufi-Flamenko-2 kişisel sergi & müzikal gösteri
Lisinski Hall, Zagrep / HIRVATİSTAN
2011 Sufi-Flamenko-1 kişisel sergi & müzikal gösteri Adnan Saygun Sanat Merkezi / İZMİR
Haber Merkezi