Türkiye’de bir ilk İzmir’den

Devlet Sanatçısı ve Müzik Eğitmeni Ümit Bulut, kurmuş olduğu ‘Gönül Makamı Türk Müziği Eğitim ve Terapi Kulübü’ hakkında bilgi vererek, tamamı kadınlardan oluşan koroyu anlattı


  • Oluşturulma Tarihi : 29.03.2016 08:46
  • Güncelleme Tarihi : 29.03.2016 08:46
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Türkiye’de bir ilk İzmir’den

EMİRCAN IŞILDAK

Devlet Sanatçısı ve Müzik Eğitmeni Ümit Bulut, kentte müzik ve sanata dair çalışmalarını ‘Gönül Makamı Türk Müziği ve Terapi Kulübü’nde sürdürüyor. Kulüp bünyesinde kurmuş oldukları ‘İzmir’in Hanımları Söylüyor’ topluluğuyla bir ilki de gerçekleştiren Bulut ve ekibi, vatandaşları günlük hayatın stresinden müzikle uzaklaştırıyor.

Tamamı kadınlardan oluşan 25 kişilik bir koro ile bir ilk olma özelliği taşıyan topluluk, verdikleri konserlerle de sosyal sorumluluk projelerine imza atıyor. Konser gelirleriyle ihtiyaç sahibi gruplara destek veren grup, farklı iş kollarından bireyleri bir araya getiriyor. Grubun eğitmeni Devlet Sanatçısı Ümit Bulut ile müzik ve terapi kulübü üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

ETKİNLİKLER KAPILARI ARALIYOR

Ümit Bulut, kurmuş olduğu müzik ve terapi kulübü hakkında bilgilendirmelerde bulundu. İzmir’in Hanımları Söylüyor grubunun çıkış öyküsünden de bahseden Bulut, “Bu çalışma ortamımızın hayata geçirilmesi geçen sene oldu. 2015 yılında çalışmalarımızı gerçekleştirdiğimiz ‘Gönül Makamı Türk Müziği Eğitim ve Terapi Kulübü’nü kurduk. Bu çatı altında bir yandan TRT çalışmaları bir yandan da amatör koro eğitmenliği çalışmalarımı sürdürürken, aynı zamanda da İzmir’de birkaç farklı kurumun, vakfın ve derneğin kurucu şeflik görevlerini üstleniyorum. Kurmuş olduğumuz müzik topluluklarının üyeleriyle birlikte etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Yapmış olduğumuz her güzel etkinlik bir başka etkinliğe ve organizasyona da kapı açıyor. İşin içinde müzik ve sanat olduğu için iletişimimiz ve etkileşimimiz çok daha iyi bir noktaya gidiyor” dedi.

“ÜRETEN BİREYLERİZ”

Özel bireysel çalışmaların, resmi kurumlarla çalışmaktan daha rahat ve özgür bir sanat ortamı oluşturduğunu ifade eden Bulut, “2012 ve 2013 yıllarıyla birlikte vakıf ve dernek çalışmalarının yanında kendi müzik atölyemi de kurmaya karar verdim. Kurumlarla çalışmaktansa kendi bünyemiz altında Türk müziği grupları oluşturmaya çalıştım. Bu düşünceyle birlikte hem böyle bir organizasyona ev sahipliği yapmak hem de üyelerin kendilerine ait bir yerde çalışma duygusuyla eğitim almalarını sağlamak için hareket ettim. Sonuçta bu tarz resmi kurumlarla çalışmak güzel bir deneyim sağlasa da genel olarak bürokratik düşünceler devreye girebilir. Bu nedenle kişi sanatını özgürce yapma imkanına erişilemeyebilir. Çünkü bizler sürekli üreten bireyleriz. Topluma da örnek teşkil edecek yapıda olmamız gerekiyor. Bu doğrultuda kurumumuzu açarak kendi öznel çalışmalarımıza da ağırlık vermeye başladık” değerlendirmesinde bulundu.

TÜRKİYE’DE BİR İLK

Kurmuş oldukları ‘İzmir’in Hanımları Söylüyor’ korosu hakkında da bilgi veren Bulut, “Haftanın belirli günlerinde ‘İzmir’in Hanımları Söylüyor’ isimli topluluğumuzla müzik çalışmalarımıza devam ediyoruz. Bu grubumuzun da ayrı bir özelliği var. Grubumuzun, 2004 ile 2012 yılları arasında Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Bayanlar Birliği Vakfı Korosu’yla temelleri atılmıştı. O dönem Bayanlar Birliği Vakfı’nın Başkanı Berkay Eskinazi ile birlikte böyle bir koroyu oluşturmaya karar vermiştik. Verdiğimiz konser ve etkinliklerle de burs havuzumuza katkı sağlayıp, eğitime destek olduk. Grubumuzla her yıl Ekim ayından Mayıs ayına kadar çalışmalarımızı devam ettirdik. Mayıs aylarında da konser düzenledik. Bu güzel ve faydalı birlikteliğimiz 8 yıl sürdü” dedi. Türkiye’de yalnızca kadınlardan oluşan ilk koro olduklarını ifade eden Bulut, “İzmir’in Hanımları Söylüyor grubumuzun da çıkış noktası o dönem olmuştu. Oradan ayrılan bir grupla daha sonra kendi bünyemiz altında çalışmalarımıza devam ettik. Topluluğumuzun da ayrı bir önemi var. Türkiye’de yalnızca kadınlardan oluşan bir koro oluşturduk. Koromuzla verdiğimiz her konserde bir sosyal amaca maddi ve manevi anlamda destek oluyoruz. Bu anlamda 2013 ile 2016 yılları arasında 11 tane konser verdik” şeklinde konuştu.

KADINLAR SOSYALLEŞİYOR

Topluluk adına bir araya gelen İzmirli kadınların, müzikle birlikte sosyal hayatlarına da katkı sağladıklarının altını çizen Bulut, “Hanımlarımızın motivasyonları çok yüksek. Burada hem yeteneklerini geliştirmeyi hem de sosyal bir ortamı paylaşıp arkadaşlarıyla bir araya gelmeyi amaçlıyorlar. Güzel bir birliktelik ve uyum yakaladığımızı düşünüyorum. Hanımlarımızın haftada bir gün de olsa gelip burada müzikle uğraşmaları, şarkı söylemeleri ve sonrasında da Kemeraltı’nın tarihi dokusunda birlikte birer kahve içmeleri onları günlük yaşamın stresinden ve yoğunluğundan da uzaklaştırmış oluyor. Bir nevi terapi özelliğini beraberinde getiriyor. Ben de hanımlarımızın hem böyle bir sosyal amaca destek vermelerine hem de kendi sosyal bağlarını kuvvetlendirmelerine katkı sağladığım içi mutlu hissediyorum” yorumunda bulundu.

MÜZİK VE TERAPİ İÇ İÇE

Kurmuş oldukları eğitim düzeniyle bireyleri günlük hayatın monotonluğu ve stresinden uzaklaştırdıklarını söyleyen Bulut, “Kadınlar grubumuz 25 kişiden oluşuyor. Tamamı da kadınlardan oluştuğu için bu anlamda bir ilkiz. Bunun yanı sıra her Perşembe bir araya geldiğimiz ‘Aşkefza’ isimli de bir karma koromuz var. Koromuzda doktor, avukat, mühendis gibi farklı meslek gruplarından üyelerimiz var. Bir çeşit sosyal aktivite örneği oluşturuyor. Keyifli bir etkinlik olduğunu düşünüyoruz. Tabi her çalışmamızın sonunda bir konser düzenlediğimiz için de eğitime katkı sağlıyoruz. Böylelikle hem eğitim hem de terapi iç içe olmuş oluyor. Bunların dışında Devlet Sanatçısı Teoman Önaldı’nın eşliğinde Türk Müziği Nazariyat, solfej ve temel ud eğitimlerimiz var. Ayrıca sanatçı Yılmaz Demirtaş yönetiminde Türk Halk Müziği çalışmalarımız var. Üyelerimize bireysel müzik eğitimleri veriyoruz. Ayrıca kendi branşım olan şan eğitimi üzerine ses eğitimi ve gelişimi üzerine çalışmalarımız da mevcut. Kısacası müzik eğitiminde aktif bir rol üstleniyoruz. Tüm çalışma gruplarımızla birlikte 50 kişiye yakın bir üye sayımız var” dedi.

“PROFESYONEL BİR ÇALIŞMA SİSTEMİNDEYİZ”

Bulut, topluluk olarak amatör bir ruha sahip olduklarını ifade etti. Bunun yanı sıra profesyonel müzik eğitimi verdiklerini de hatırlatan Bulut, “Halkımızın sanata ve müziğe bakış açıları gayet iyi. Onların teveccühü ile birlikte çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Biz amatör bir ruha sahip olsak da çalışmalarımızı üstün körü gerçekleştirmiyoruz. Amatör ruhla ancak profesyonel bir çalışma sistemiyle ilerliyoruz. Ortaya çıkan sonuç da gayet keyifli ve nitelikle oluyor. Tabi bizim de en mutluluk duyduğumuz şey emeğimizin takdir edilmesi, karşılığını görmesi oluyor. Dinleyenlerin yorumları ve beğenileri bizleri gururlandırıyor” ifadelerini kullandı.

“MÜZİK BİR RAHATLAMA ARACI”

Çalışmaları sonunda vatandaşlara ücretsiz konserler düzenlediklerini ifade eden Bulut, “Özelikle son iki yıldır Dokuz Eylül Üniversitesi Sabancı Kültür Merkezi’nde gerçekleşen İzmir’de Musiki Günleri etkinliklerine davet ediliyoruz. Yılın belirli aylarında Dokuz Eylül Üniversitesi bizlere kapılarını açıyor. ‘Gönül Makamı Türk Müziği Eğitim ve Terapi Kulübü’ olarak biz de bu etkinliklerde vatandaşlarımızla buluşuyoruz. Onlara ücretsiz konser veriyoruz, çalışmalarımızı paylaşıyoruz” dedi. Müziğin doğası gereği sakinleştirici ve rahatlatıcı bir özelliği olduğuna da vurgu yapan Bulut, “Müzik yaratılışımızdan bu yana her zaman insanlar için bir rahatlama aracı olmuştur. İnsanlar müzik sayesinde duygularını, üzüntülerini, sevinçlerini, sevgilerini ifade etmiş, dile getirmişlerdir. Biz de müzik ve terapi konusunun altını çizerken, insanların burada geçirdikleri zamanın bir terapi niteliği olduğundan bahsediyoruz. Ben çalışmalarımızın tümüne koro çalışması adını da verebilirdim fakat müzik ve terapi başlığını seçtim. Çünkü gelen üyelerimiz burada bir anlamda terapi görüyorlar. Kendilerini müziğe bırakıyorlar. Gündelik hayatın monotonluğundan sıkılan bireyler için müzik bir sığınacak liman olarak öne çıkıyor” şeklinde konuştu.

“KONSER VERMEK ÇOK MASRAFLI”

Bulut ayrıca konserleri gerçekleştirirken büyük bir maddi külfetle karşı karşıya kaldıklarını ifade ederek, “Ne yazık ki İzmir’de etkinlik gerçekleştirmek kolay değil. Konser verebilmek için sahne alacağımız yerler çok masraflı ve yüksek bütçe gerektiren yerler. Tabi sahne masraflarının yanında orkestra maliyetlerini de düşünürsek bu işin ne kadar zorlu olduğunu anlayabiliriz. Bu durumda konserleri ücretli yapmak gerekiyor ki maliyet karşılanabilsin. Ama bizim üzüldüğüm nokta vatandaşlar çoğu zaman bu tarz sanatsal faaliyetlerde elini cebine atmaktan imtina ediyor. Böyle büyük bir dezavantajla karşı karşıyayız” yorumunu yaptı.

Haber Merkezi