Sayfa Yükleniyor...
Türk kültürünün en eski unsurlarından biri olan Karagöz oyunlarının çıkış noktası tam olarak bilinememekle birlikte, konu hakkında pek çok rivayet vardır. Ancak hiçbirinin bilimsel bir temeli yoktur. Konuya dair; bilinen en yaygın rivayet ise Bursa'da ikinci Osmanlı Sultanı Orhan Gazi döneminde Ulu Camii'nin yapımı sırasında Karagöz'ün demirci, Hacivat'ın duvar ustası olarak çalıştığıdır. Bu ikili, inşaatın yavaş gitmesinden sorumlu tutulmuş, dönemin sultanı Orhan Gazi tarafından idam ettirilmiştir. Ancak bu durum dahi rivayet olmaktan öteye gitmemektedir. Bu ikiliyi usta olarak sahnelere döken İzmir Gölge Oyuncuları Kültür ve Sanat Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ali Tuğrul Civelek'e Hacivat
ONURHAN ALPAGUT
Bize kendinizden bahseder misiniz?
1955 Muğla doğumluyum. Kemal Atatürk Okulunda ilköğretimimi tamamladım. Ortaokulu Şehit Atabey, Liseyi'de Namık Kemal Lisesinde bitirdim. 1976-1980 olaylı zamanda İstanbul Fen Fakültesi Jeofizik bölümünü kazandım. 1980 yılında en yakın arkadaşımı kaybettim. Bundan dolayı kaydımı dondurdum. Askere gitmeye karar verdim. Okula bir daha gitmedim. Daha sonrasında mesleğe atıldım. 30 yıldır Geleneksel Türk Tiyatrosunun içindeyim. Bütün zorluklara karşı ayakta durmaya çalışıyorum.
Gölge Oyunları ile nasıl tanıştınız?
Rahmetli babam TRT sanatçısıydı. Meşhur İzmir Fuarı zamanı babam Çamlık Seherde çalıyordu. O zamanlar Çamlık Seher'in yanında rahmetli İsmail Dümbüllü'nün çadır tiyatrosu vardı. Babam beni oraya bırakırdı, kendi işine geçerdi. İlk orada tanıştım.
Bu işin zorlukları nelerdir?
Bu meslek çok sabır isteyen bir meslek dalı. Alttan bu işe öğrenci yetiştiremiyoruz. Çünkü; ekonomik olarak bu mesleği yapan insanlar, çalışamıyorlar. Ekonomik olarak sıkıntı yaşıyor, evlerini geçindiremiyorlar. Bizim şu anda kullandığımız figürlerin hepsi rahmetli Ayhan Adı güzel hocamıza ait. Kendisi dünyada tek koluyla bu işi yapan usta isimdir. Şimdiye kadar hep onun malzemesini kullandık. Ta ki Emine Civelek ile tanışana kadar. Şu anda kullandığımız figürleri kendisi yapıyor. Bu işin zorluğuna gelecek olursak, mesleğinizi icra edecek yer bulamıyorsunuz. Çocuklarımıza figürlerin tarihçesini tek tek anlatıyoruz. Günümüze kadar olan tarihçeyi çocuklarımıza aktarıyoruz, ondan sonra oyunlara geçiyoruz. Yaptığımız işte herhangi bir sosyal güvencemiz yok. Kurs açtık ücretsiz eğitim vermek istedik. Bu sanatı gelecek nesillere aktarmak için ancak katılım 3-4 kişiyle sınırlı kaldı. Ne yazık ki geleneksel kültürlerimiz yok oluyor. Hiçbir üniversitede bu işin eğitimi verilmiyor.
Bize Karagöz-Hacivat'ın tarihçesinden bahseder misiniz?
Esas gölge oyunun kökeni Uzak Doğudur. Bize de oradan gelmiştir. Hikayesi de şudur: Uzakdoğu'da bir prensin eşi vefat ediyor. Bundan dolayı her gün prens ağlıyor. Prens sürekli ağlayınca saraydakiler ne yapalım ne edelim de bu adamı oyalayalım diye düşünüyorlar. Ona prensesin bir figürünü çizmişler, sürekli prense oynatmışlar. Bu şekilde gölge oyunu bizlere geçmiş. Hun akınlarından sonra kültür bize aktarılıyor. Bizim bu oyunlarda baz aldığımız: Evliya Çelebi'nin seyahatnamesidir. Seyahanatme'de der ki; Hacivat ve Karagöz'ü 13. yüzyıllarda Orhan Gazi zamanında yaşayan iki inşaat işçisi olarak anlatır. Karagöz'ün Kıpti Hacivat'ın da Hıristiyan olduğunu söyler. O dönemlerde padişah Müslüman olanlara yemek dağıtıyor, bunlar da orada yemekten faydalanabilmek için Müslüman oluyorlar. İnşaatta çalışırken Hacivat ve Karagöz sürekli kavga ediyor. Tüm konuşmaların hepsi belden aşağıdır. Sonrasında bu ikisi padişahın aleyhinde konuşmaya başlıyorlar, tabi bunlarda kavga ederken caminin inşaatını işçiler bırakıp, bu ikisini izliyor. Padişahta bu durumu sorguluyor, sonrasında ferman çıkartılarak bu ikisini idam ettiriyor. Hacivat-Karagöz'ün yaptığı espiriler halk arasında devamlı dilden dile dolaşmaya başlayınca, padişahta yaptığı idamdan dolayı pişman oluyor. Şeyh güçleri Hacivat-Karagöz'ün atasıdır. Şeyh, ayağındaki çarıkları çıkartıyor, sarığının beyazını geriyor, mum ışığında Hacivat-Karagöz'ü oynatıyor. Bu işin Türk tiyatrosundaki başlangıcı ise Hacivat-Karagöz Kukla Tiyatrosu ondan sonra Ortaoyunu ve Türk Tiyatrosudur. Tüm tiyatronun atası gölge oyunlarıdır.
Bir zamanların vazgeçilmezi olan gölge oyunlarının şu andaki yeri, konumu nedir?
Tükenmek üzeredir. Ülkemizde bu tür etkinliklere bir tek Ramazan'dan Ramazana değer veriliyor. Aslına bakarsınız da Hacivat-Karagöz'ün Ramazan şenlikleri ile hiçbir alakası da yoktur. Osmanlı'dan gelen bir kültür olduğu için; kahvelerde, saraylarda Hacivat-Karagöz gölge gösterisi sahnelenirmiş. Ülkemizde köy okullarına gidiyoruz, orada Hacivat-Karagöz oynuyoruz. Öğretmenlik dahi ilk defa bu oyunu gördüklerini söylüyor. Ama bizim çocukluğumuz da böyle bir şey yoktu. Bu kültür bilinmiyor. Şimdi eline iki figür, sopa alan perdenin arkasına geçip Hacivat-Karagöz'ü oynamaya çalışıyor. Hacivat-Karagöz'ün çok değişik bir ruhu vardır. Onu oynatan hocanın 6-7 tane diyalek yapması lazım. O kahramanların şivesi ile konuşması lazımdır. Ama bu arkadaşlarımız tek düze, bir şive ile konuşuyor. Ülkemizde bu kültür bitmiş vaziyette. Anadolu'da okulları dolaşıyoruz, ilgi, alaka yok. Ama bu durum çocuklarda böyle değil. Asıl ilgi, alakasızlık eğitimcilerde var. İlkokullarda orta oyunu dersleri var. Ancak eğitimcilerde sıkıntı olduğunu söyleyebilirim.
Neden sürekli oyunlarda Karagöz Hacivat'ı dövüyor?
Onu oynatan ustalar o şekilde yorumluyor. Biz oyunlarımızda dövdürmüyoruz. İkisi devamlı kavga eden tiplemeler. Hacivat daha kurnaz, Karagöz daha saf ve cahil bir durumda. Birisi entel olduğu için şiddete başvurmuyor, diğeri ise cahil olduğundan dolayı sürekli şiddete başvuruyor. O şekilde yorumlanmıştır. Ben bu duruma karşıyım. Oyunlarda kavgayı bırakın bir tokat dahi attırmıyorum. Çocuklar yanlış anlıyor.
Bir gölge oyunu ustası nasıl anlaşılır?
İşin kriteri alaylı olmaktır. Meslek usta-çırak ilişkisine dayalıdır. Eskiden Türkiye'de cambazhane kültürü vardı. Bu cambazhanelerde hergün Hacivat-Karagöz orta oyunu mutlaka olurdu. Orada ustanın yardakçı denilen çırakları vardır. Onlar ustayı takip ederler. Ustalarını dikkatle inceler, kopyalarlardı. Şimdi bu kültür çöktüğü için pek usta yok. Asıl bu kültürü çökerten Kemal Sunal filmleri olmuştur. O dönemde usta-çırak ilişkisi vardı. Şimdi nerede izleyeceksiniz ustayı? Ustanın oyunu oynatacak mekanı yok. Çırak nasıl izlesin, öğrensin. Okullarda Hacivat-Karagöz'ün sevilmediği söyleniyor, bu tamamen yanlış bir algı. Çünkü; gözlemlerim dahilinde çocukların bu oyunları pür dikkat izlediğini gördüm. Yani bu bizim bir ayıbımız. Eğitimciler milli kültürle ilgili bir panel olsa ahkam keserler. Ama zaten bunu yaptırmayan elden götüren kendileridir.
Dernek olarak faaliyetleriniz nedir? Neler yapıyorsunuz?
Dernek olarak herkese açığız. Buraya başvuran tüm kişilere geleneksel kültür, orta oyunu, tiyatro oyunu ile ilgili A'dan Z'ye her türlü eğitimi ücretsiz veriyoruz. Ancak gelen giden var mı diye sorarsanız ne yazık ki yok. Biz bu oyunları ücretsiz oynayalım diye 10 tane kuruluşa başvurduk. Sponsor olmalarını istedik. Tüm Anadolu'ya bu kültürü yaymak istedik. Ancak bir tane bile geri dönen olmadı. Kültüre sponsor bulamıyoruz. Biliyorsunuz belediyelerin kültür bütçeleri vardır, bu parayı kullanma gayretine dahi girmiyorlar. Ramazan etkinlikleri oluyor ancak amacına ulaşmıyor. Halkımızda bu kültür yok.
Birazda oyununuzu sunduğunuz kesimden bahsedelim. Hacivat-Karagöz oyunu bir çocuk oyunu mudur?
Aslında değildir. Hacivat-Karagöz'ün tasvirlerini büyütüp, tiyatroda oynayabilirsin. Ama ülkemizde maalesef bir çocuk oyunu. Avrupa'da yapılan festivallerde birçok figür var. Burada kim izleyecek?
Karagöz-Hacivat oyununun orijinalliği hakkında tartışmalar vardı. Bu tartışmaların sonucunda kültürün bize ait olduğu UNESCO tarafından tescil edildi. Siz bu durum hakkında neler söylersiniz?
Bizim kültürel mirasımızdır. Ama dediğim gibi Uzak Doğudan gelen bir mirastır. Yunanistan bu kültürün kendine ait olduğunu şu şekilde iddia etmiştir: Kültür Bakanlığımız UNESCOya bir takım figürler göndermiştir. Bu figürlerin arasında domuz, ermeni, Yahudi figürleri vardır. Bizim ustalar tarafından yapılmıştır. Yunanistan'da bizim bunları yapmayacağımız kaygısıyla kültüre sahip çıkmaya kalkmışlar. Yunan kanallarında Hacivat-Karagöz gölge oyunlarını görürsünüz. Bizim hangi kanalımız da var? Bizim rastladığımız bir takım firmaların Ramazan'da Hacivat-Karagöz'ü kullanarak reklam yapmaları. Bu çok çirkin bir şey, yazık.
Son olarak eklemek istedikleriniz?
Mesleğimizi icra eden ustalarımız büyük sıkıntı içerisinde. Türkiye'de bu iş yapılmasın diye önümüze her türlü engel çıkartılıyor. Bunun sebebi eline 2 figür bir çanta alan kişilerin sahneye çıkma istekleri de olabilir. Bu da bizim basiretsizliğimiz. Ama bizim elimizde UNİMA' ya mensup sanatçıların kültür dersinde bu işi gösteri yapabileceği yazısı var. Okullarımızda müdürler buna bakmıyor. Bu işin denetlenmesi ve dikkat edilmesi gerekiyor. Seni kötü ekiplerle bir tutuyorlar. Şu anda sapla saman birbirine karışmış durumda. Elde ettiğimiz başarılar göz önüne dahi alınmıyor. Şu an bırakın Hacivat-Karagöz'ü okullarda düzgün bir tiyatro gösterisi dahi yapılmıyor. Çocuklarımıza maskara şeyleri izletiliyor. Çocuklarımıza iyi şeyler enjekte edilmiyor, kötü örnek olunuyor. Ülkede iyi şeyler yapmanıza izin verilmiyor.
Haber Merkezi