- Kültür-Sanat
- 14.05.2025 11:27
Yazar Meliha Yıldırım ile son kitabı ‘Zaman O Zaman Değil’ adlı kitabı üzerine konuştuk. Yıldırım, ilk öykü kitabının hikayesini ve yazarlıkla olan öyküsünü gazetemize anlattı
ONURHAN ALPAGUT/RÖPORTAJ
Yazar Meliha Yıldırım’ın yazıya olan ilgisi ilkokul sıralarına kadar uzanıyor. Onu yazmaya teşvik eden ise Öğretmeni Tenay olmuş. İlk olarak kaleme aldığı ise tiyatro senaryosu imiş. Hatta yazdığı senaryoda kendi oynamış. Fakat yazmaya derslerin ağırlaşması ile devam edememiş. Uzun yıllar yazmaya ara vermek durumunda kalan yazar ilk öykü kitabı ‘Zaman O Zaman Değil’ ile karşımıza çıkıyor. Birçok Dergi ve sosyal mecrada yazıları yayımlanan yazar aynı zamanda öyküleriyle aldığı ödüller ile başarılı edebiyat kariyerini devam ettiriyor. Yıldırım, öykü yazmaya devam ettiğini söylerken bir yandan yeni romanının hazırlıklarını devam ettirdiğini belirtiyor.
Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?
Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’ni bitirdim. Yirmi dört yıl Vakıfbank’ta çalıştım. Şube müdürlüğünden emekli oldum. Ankara Cer Modern sinema senaryosu ile giriş yaptığım edebiyata, daha sonra Faruk Duman, Cemil Kavukçu, Gürsel Korat, İnci Gürbüzatik gibi yaşayan birçok yazarın yürüttüğü öykü atölyelerine katılarak devam ettim. Aylık Kültür Sanat Haritası dergisinde söyleşilerim, 14 Şubat Dünyanın Öyküsü, Lacivert, Karahindiba, Patika, Mavi, Çağdaş Türk Dili, Edebiyat Haber-internet- dergilerinde öykülerim, Hece, Roman Kahramanları, Edebiyat Nöbeti dergilerinde inceleme yazılarım yayımlandı. Türkiye Gezginler Kulübü ve Ankaralı Gezginler Grubu’nun ortaklaşa yayımladığı Unutulmaz Gezi Anıları / 88 Gezgin 101 Anı kitabında bölüm yazdım. “Sarıkadı Çıkmazı -”Altındağ’da Üç Kuşak Dört Kadın” adlı öyküm 2016 Altındağ Belediyesinde ikincilik, “Batık Bir Kıl” adlı öyküm 2017 Fakir Baykurt Mansiyon ödülünü almıştır. Halen Ankara’da yaşıyorum. 2019 yılı Kasım ayında h2O Yayınlarından, ‘Zaman O Zaman Değil’ adlı ilk öykü kitabım yayınlandı.
Yazıyla alakanız nasıl gelişti? İlk ne zaman bir şeyler üretmeye başladınız?
Bu sorunuz üzerine gözlerimin önüne ilkokul öğretmenim geldi. Beni sürekli yazmaya teşvik eden Tenay Öğretmenim. İlk eserim, ne bir öykü ne de bir şiirdi. Mezuniyetimiz için kaleme aldığım bir tiyatro senaryosuydu. Daha sonra, yazdığım bu oyunu yönetmiş ve rollerden birini de başrol kendim oynamıştım. Öğretmenimin, okulumuzun vişneçürüğü rengindeki kadife perdeli tiyatro sahnesinde bizi izlerken karşılaştığı bu sürprizle ağlayışını hala unutamam. Ancak bu uğraşım, derslerin ağırlaşmasıyla ve edebiyattan uzak fen bölümü öğrencisi olmam nedeniyle devam edemedi. Asıl çalışmalarıma yeniden başlamam uzun sürdü. Şimdi aradaki bu büyük açığı kapatmaya çalışıyorum.
Hayatınızda iz bırakan unutmadığınız bir olayı bizimle paylaşır mısınız?
Bir gün, katıldığım öykü atölyelerinden birinde yeni yazdığım bir öykümü okumuştuk. Atölyedeki katılımcılardan biri hızlıca söz alarak, “Öykü değil de ticaret hukuku kitabı okuyorum zannettim” dedi. O kadar üzülmüştüm ki, o öyküme iki yıl bakamadım. Belli bir zaman sonra yazdıklarımı kitap bütünlüğü içinde yayınlanması için büyük bir yayınevine gönderdim. Yayınevi ilk kitap olması nedeniyle, bütün öykülerimi tek tek birkaç cümle ile incelemiş ve elektronik posta ile göndermişti. O öykümün karşısında şöyle yazıyordu: “Öykü dosyası içinde olay kurgusu sağlam olan en iyi öykü.” Diğer öyküler de genelde beğenilmişti fakat en iyi övgüyü o öyküm almıştı. Yazmaya gönül vermişseniz, olumsuz eleştireler yazma şevkinizi kırmamalı.
‘Zaman O Zaman Değil’ adlı öykü kitabınızı kısa bir süre önce yayınladınız. Bu kitabın yazımdan başlayarak basılmasına kadar olan süreci bize anlatır mısınız?
Öykü dosyamı oluşturma aşamasında bütün dünyaya kapandığım anlar çok oldu. Dosya bitiminde gözden geçirme çalışmalarım daha yoğun geçti. Daha sonra yayınevine ulaşma sürecinde ülkede ekonomide yaşanan bu krizden ben de etkilendim. Birçok yayınevi kağıt ithalatındaki artan maliyetleri belirterek geçici bir süre öykü kitabı basmayacaklarını ya da ilk kitaba sıcak bakmadıklarını söylediler. Fakat öykü dosyama güveniyordum. İstanbul’dan h2o Kitap, öykü dosyamı okuyup telefonla bana döndüğünde çok mutlu oldum. Daha sonraki süreç çok keyifli geçti.
Bu kitabı elimize aldığımızda nasıl bir içerik bizi karşılıyor?
Ben bu sorunuza yazar-eleştirmen Sadık Aslankara’nın, Cumhuriyet Kitap ekindeki cümleleriyle cevap vereyim: “Bireyin içsel kuşkularına, korkularıyla kırılganlıklarına, tedirginleriyle ürpermelerine geniş yer açarken yazar, geçmişi bugüne taşıyor, bugünü kesintilerle bölüp zaman, uzam kaydırmaları yapıyor, ardı sıra bunları geçişlerle birbirine bağlıyor. Ankara’nın ev içlerinden, yaşama kültüründen izler taşıyan kadınlar, gözleri, yürekleriyle içli duyarlıklar halinde belleğimize dolarken kapılar ardında yaşanan hüzünlü gerçeklikle bizi buluşmaya çağırıyor bugünlerde.”
Yeni bir kitap hazırlığınız var mı? Kısaca bahseder misiniz?
Öykü yazmaya devam ediyorum, bir de romana başladım. Klasik Türk Edebiyatı-Divan Edebiyatı benim için çok önemli. Romanım da muhtemelen o dönemlerde geçecek.
Edebiyatta kendinize bundan sonra nasıl bir yol haritası çizeceksiniz?
Yazmak benim için vazgeçilmez bir tutku. Türk dilini çok önemsiyorum. Çalışmalarımda da bu özgünlüğe dikkat ediyorum. Sonuçlarının nereye götüreceğini zaman belirleyecek.