- Kültür-Sanat
- 21.05.2025 16:29
Yazarların, meraklı kişiliklerini ilerleyen yaşlarda da muhafaza edebilen insanlar olduğunu belirten Hakan Evkaya, “Ne yazarsanız yazın meraklı çocukluğunuzla yazarsınız. Gerek bilimsel gerekse kurgu olsun yazmak gerçeğin belgelenmesidir” dedi
ÖZKAN PEKÇALIŞKAN-ÖZEL HABER
Korona Günlerinde Yazarların Penceresinden köşemizde bugün Yazar Hakan Evkaya’yı ağırlıyoruz. Yeryüzünde nadir olan bir kesinlikte; yazarlığın okumanın ürünü olduğunu belirten Yazar Evkaya, “Bu bağlamda eminim ki özellikle yazarlar bu korona günlerini bir avantaja dönüştürmüş ve iştahla sayısız kitap okuyorlar. Ben kendi adıma zamanımın yarısını kitapların içinde geçiriyorum. İnsan, diğer tüm yaratıklar gibi deneyimleyerek bulunduğu gezegene uyum sağlar. Bu pandemi günlerinde kısıtlanan yaşam biçimimizin deneyimleme alanlarımızı daraltmasından kaynaklı okumak önemli bir deneyimleme aracına dönüşmüş olmalı diye düşünüyorum” dedi.
DEĞİŞİM ÜRETİMİ TETİKLEMELİ
Korona günlerinde üretimle birlikte yeni projelerin ortaya çıkacağından emin olduğunu ifade eden Yazar Evkaya, “Aslında duraksız süren hayat döngümüz, sabah kalkıp, işe gidip, hemen her gün aynı şeyleri yapıp, eve gelmek şeklindeki bir kalıba o kadar kusursuz oturmuşken herhangi bir nedenle -bu bir salgın bile olsa- değişmesinin üretimi tetiklemesi gerekli. Her ne kadar hayatımızın daraldığı ve özgürlüklerimizin kısıtlandığı bir dönemde olsak da aslında eş zamanlı olarak tüm ezberlerimizi bozduğumuz bir zamanı da yaşıyoruz. Kuşkusuz ki bu durum sorgulamayı ertelediğimiz birçok fikri masaya yatırma şansı tanıdı bizlere. Bu bağlamda insanların yeni fikirler yeni teknolojiler ve yeni uygulamalar üretmeye başladığını henüz bir ay geçmemişken görmeye başladık bile” diye konuştu.
POZİSYONUMUZ GELECEĞİ ETKİLEYECEK
Koronavirüs günlerinde çalıştığı üniversitedeki derslere internet üzerinden devam ettiklerinin altını çizen Yazar Evkaya, “Hatta bunu o kadar hızlı yaptık ki henüz birinci hafta sonrasında bizler online olarak eğitime ve görüşmelerimize başlamıştık. Biyolojide ekstrem koşullara hızlı adapte olan türlere üstün tür denir. Özellikle genç arkadaşların bu duruma olabildiğince hızlı adapte olması ve günlük rutinlerine devam etmesi gerekiyor bence. Hatta şunu diyebilirim, bu duruma karşı alacağımız pozisyon tüm geleceğimizi etkileyebilir. Bu süreçte daha fazla okumalı, araştırmalı ve adapte olmalıyız. Ben şahsım adına geçtiğimiz yılın sonuna kadar karşılaştığım tüm genç arkadaşlarıma fizik ve matematik konusunda asgari bilgiyi barındırmaları konusunda telkinde bulunuyordum. Bu yılbaşı itibari ile hayatımıza giren bu salgınla birlikte bu listeye biyolojiyi de ekledim” şeklinde konuştu.
ADAPTASYON HIZIMIZI ARTIRMALIYIZ
Karantina sürecinde en fazla indirilen ve oynanan oyunun bir ‘okey’ uygulaması olmasını garipsediğini belirten Yazar Evkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Günlük kullanımı iki milyona yakın olan bu uygulama sokağa çıkma yasağını ihlal ederek kahvede okey oynarken basılan insanları anımsattı bana. Oysa ki ilginç bir zamana tanıklık ediyoruz. Mobil cihazlar üzerinden dünyanın herhangi bir üniversitesinden uzay fiziği bile okuyabiliyorsunuz. İki milyon insanın bir günlüğüne ‘okey’ uygulaması ile vakit geçirmek yerine başka bir şeye odaklandığını düşünsenize. Dünyayı değiştirebiliriz aslında. Bence bu günlerde olabildiğince düşmanımızı tanımalı ve rutinlerimizi değiştirmiş olsak bile adaptasyon hızımızı arttırmalıyız. Bir yandan da temas yüzeylerimizi arttırmalı ve iletişimimizi koparmamalıyız. İyi beslenme ve spor gibi klişelerden bahsetmeyeceğim ama özellikle evde geçirdiğimiz sürecin niteliğini arttırmalıyız bence. Ben herkese bir enstrüman çalmaya başlamasını öneririm bu süreçte. Bu dünyadaki en iyi telkin yöntemi olduğu fikrindeyim.”
MERAKLI ÇOCUKLUĞUNUZLA YAZARSINIZ
Bilim insanlarından sonra gelen toplumun meraklı ilk yüzünün yazarlar olduğuna dikkat çeken Yazar Evkaya, “O sebepledir ki bilim kurgu ile bilim arasındaki çizgi bir hayli muğlaktır. İnsanlar çocukken sahip oldukları meraklı kişiliklerini ilerleyen yaşlarda muhafaza edemezken yazarlar bunu becerebilen insanlardır. Gökyüzü neden mavidir sorusunu çocukluğumuzda sorarken kanıksanan gerçekler bünyemizde şiddetli bir büyümeye neden olur. Bu soruyu bir bilim kurgu yazarı gökyüzünün rengini değiştirmek istediğinde sorar. Roman, makale, tez, öykü, şiir… Ne yazarsanız yazın meraklı çocukluğunuzla yazarsınız. Yazarlara düşen sorumluluk bu durumu daha iyi araştırmak, ele almak, bilgilendirmek ve toplumun kanıksanmış bilgi dağarcığına aktarmak olabilir. Gerek bilimsel gerekse kurgu olsun yazmak gerçeğin belgelenmesidir” diye konuştu.
OKUMA ALIŞKANLIĞIMIZ ARTACAK
Korona günlerinde ritüellerin esnediği ve hayatın dramatik bir hızla evrildiği bir dönemin yaşandığına işaret eden Yazar Evkaya, sözlerini şöyle sonlandırdı: “Birçok arkadaşımın şu süreçte okuma alışkanlıklarını arttırdığına şahit olarak bu sürecin toplumsal olarak okuma alışkanlıklarımızı da arttıracağına eminim. Düşünsenize dışarıda görülemeyecek kadar küçük boyutta yaratıklar var ve bizler dışarı çıkamıyoruz. Bu durum bilim kurgu değil de nedir? Gerçekle kurgunun bu kadar iç içe geçtiği döneme şahit olan insanların diğer kurguları ya da diğer bilimsel gerçekleri merak etmeme şansı olamaz. Bu günlerde kendi adıma her zaman olduğu gibi çoklu okuma yapıyorum. Bir adet bilim kurgu romanı, bir bilimsel kitap bir de klasik okuyorum. Şu an okuduğum kitaplardan bilim kurgu alanındaki Ray Bradbury’nin ‘Uğursuz Bir Şey Geliyor Bu Yana’ adlı kitap. Herkesin bildiği Fahrenheit 451 adlı kitabın yazarı olan Ray Bradbury kült bilim kurgu yazarlarındandır. Özellikle bilim kurgu severlere öneririm. Ayrıca yakın zamanda tamamladığım Orson Scott’ın ‘Ender Games’ serisini de öneririm. Bilimsel kitap alanında şu an okuduğum kitap her zaman hayranı olduğum Michio Kaku’nun ‘Paralel Dünyalar’ isimli kitabı. Özellikle teorik fizik ve uzay fiziği sevenlere tavsiye ederim. Ayrıca yine yakın zamanda bitirdiğim Sümer mitolojisi ve anıtlarına göndermeler yapan Nazmiye Mutluay’ın ‘Uygarlığın Kökeni’ adlı kitabını öneririm. Klasikler alanında uzun zaman önce okuduğum ama yeniden basımlarının tamamını alarak hepsini tekrarladığım bir isim var. Halide Edip Adıvar’ın tüm kitaplarını tereddütsüz herkese öneririm. Herkesin bildiği ‘Sinekli Bakkal’dan ‘Sevda Sokağı’na tüm eserleri okunmalı bence. Hatta tekrar tekrar okunmalı.”