Yeşil ile mizah ve şiir üzerine…

İzmirli şair-yazar Ahmet Zeki Yeşil'in son kitabı "Senkronu Kaçmış Gülüşler", geçtiğimiz yıl kasım ayında çıktı. Kitapta yer alan mizah yazıları şiirsel bir anlatımla kaleme alınmış olup, yüreğe dokunuyor. İşte bu kitaptan yola çıkarak Yeşil ile hem mizahı, hem de yazılardaki gizli hüznü konuştuk


  • Oluşturulma Tarihi : 11.07.2016 08:19
  • Güncelleme Tarihi : 11.07.2016 08:19
  • Kaynak : HABER MERKEZİ
Yeşil ile mizah ve şiir üzerine… haberinin görseli

ONURHAN ALPAGUT-ÖZEL RÖPORTAJ

İzmirli şair-yazar Ahmet Zeki Yeşil'in bir şiir, ikisi mizah olmak üzere üç kitabı var. İzmir, İstanbul ve Eskişehir'deki bazı mizah gurupları içerisinde yer alması nedeniyle, mizah dergilerinde de yazıyor. Okurlarıyla buluşmak ve kitapları hakkındaki etki-tepkileri birinci ağızdan almak amacıyla ocak ayından beri çok sayıda kitap fuarı ve kitap etkinliğine katılmış. Şu sıralar, sonbahar aylarında çıkacak yeni mizah kitabının hazırlığını sürdürüyor.

Sizi kendi ağzınızdan tanıyacak olursak neler söylersiniz?

İzmirliyim. Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunuyum. Yazmaya İzmir'de, öğrencilik yıllarında mizah öyküleri ve yazılarıyla başladım. Ülkemizin çeşitli yörelerinde çalıştım. 90'lı yıllarda 3 yıl kadar yurt dışı geçmişim oldu. Bu arada yazmaya ara verdim. Hala Ankara'da yaşıyorum. Öykülerim, yazılarım ve şiirlerim dergilerde yayınlanıyor. 3 kitabım var. 4'üncü sonbahar aylarında okurlar ile buluşacak.

Şiir, mizah ile alakanız nasıl gelişti bunun bir hikayesi var mıdır? Bizimle paylaşır mısınız?

Yazmaya, daha doğrusu bir şeyler karalamaya her genç gibi ben de şiirle başladım. Bunun yanında mizah da vardı ama ne yaptığımın çok farkında değildim. Bir şaire şiirlerimi gösterdim. Bana, mizah yapmamı önerdi. Bir mizahçıya öykülerimi gösterdiğimde ise, bana "şiir yaz" dedi. Bu durum kafamı karıştırdı ama o tarihten sonra sadece iç sesimi dinledim. Mizah ağır basarken, ilham geldikçe şiir de yazıyorum. Özet olarak yazmak, içten gelen bir duygu.

Son kitabınız "Senkronu Kaçmış Gülüşler" nasıl ortaya çıktı? Oluşum süreci hakkında bizi bilgilendirir misiniz?

6 yıldır, bir web sayfasında köşe yazarıyım. Ayda bir, bir mizah yazısı hazırlıyorum. Köşemde, şiirsel bir anlatımla farklı bir mizahı denemeye çalıştım. Bir arkadaşım, "Yazıların internet ortamında kaybolmasın" deyince kitap düşüncesi oluştu. Daha sonra sıra, güncelliğini koruyan uzun soluklu yazıları seçtim.

SADECE GÜLDÜRMEYİ AMAÇLAMADIM

Kitabın içeriği nedir?

Kitapta farklı bir mizahı denemeye çalıştım. Deneme türünde mizah diyebiliriz. Yine güldürüyor, yine düşündürüyor. Yani sadece güldürmeyi amaçlamadım. Şiirsel bir anlatımla kaleme aldığım ve aforizmalarla süslediğim yazılarda okuru gülümsetirken yüreklere de dokunmak istedim. Kitabın adına gelirsek, mizah yapsın veya yapmasın çok sayıda arkadaşıma danışarak, yani küçük çaplı bir anket yaparak kitabın adını belirledim.

Mizah kelimesi size ne ifade ediyor?

Komik olan her şey mizah değildir. Mizah, güldürürken düşündürme sanatıdır. Güldürecek ve düşündürecek. Mizah, düşünme biçimi de sağlamalı. Yani sorgulatmalı. Ne yazık ki, çabuk tüketilen anlık bir mizah anlayışı (tabi buna mizah denirse) yaygınlaştı. Ağırlıklı olarak gençlerin ilgi gösterdiği bu mizaha argo ve küfür de karıştı. Biz buna mizah demek zor. Ancak okuyucuya doğru ve güzel olanı verdiğinizde "Hayır" demiyor. Bu anlamda, mizahçılar umutsuz olmamalı.

Türkiye'de insanların okuma oranı sizce nedir? Gözlemleriniz doğrultusunda neler söylersiniz?

Türkiye'de kitap okuma oranı ne yazık ki, arzu edilen seviyede değil. Araştırmalar, okuma alışkanlığının yok denecek kadar az olduğunu gösteriyor. Televizyon ve internete ayrılan zaman çok fazla. Kitap fuarları bu anlamda tabi çok önemli. Okur, kitabı uygun fiyata alırken yazarıyla buluşuyor.

Şu ana kadar kaç şiir yazdınız?

Şiir, benim için mizahın bir adım gerisinde. Yani mizaha ağırlık veriyorum. Şiir kitabımda (Erguvan Zamanı) 80'in üzerinde şiir var. Yeni bir kitap oluşturacak kadar şiir birikti. Ancak bu şiirlerin demlenmesi lazım. Kitap için henüz erken.

KENDİ ŞİİRİMİ OLUŞTURMAYA ÇALIŞTIM

Sevdiğiniz şairler kimlerdir? Yazarken bu kişilerden esinleniyor musunuz?

Şiir, yazan ve şiire meraklı olan herkes Nazım Hikmet'i okumalı. Gençlik yıllarımda Nazım Hikmet'in yanı sıra Orhan Veli, Özdemir Asaf, Atilla İlhan, Ümit Yaşar Oğuzcan gibi şairlerden çok okudum. Etkilenme olmuş olabilir ama ben kendi şiirimi oluşturmaya çalıştım.

Şiirlerinizde neleri konu ediyorsunuz?

Şiir deyince, akla ilk gelen aşktır. Aşk teması dünya durdukça var olmaya devam edecektir. İnsan sevgisi, hatta hayvan sevgisi, sosyal politik sorunlarımız da şiirlerimin konusunu oluşturabilir.

DOĞUŞTAN GELEN BİR YETENEK

Şiir yazma sizce doğuştan gelen bir yetenek mi yoksa kazanılabilir bir eylem midir?

Evet, şiir yazmak doğuştan gelen bir yetenek. Ancak bu çok okumak ve yazmakla geliştiriliyor. "Şairim" demekle şair olunmuyor. Ancak baktığınız zaman sanki herkes şair.

Bir yayın evini seçerken nelere dikkat ediyorsunuz?

Kitap basımında; temiz ve düzgün bir baskı, güzel bir kapak ve aksamayan bir dağıtımı sağlayan yayınevi olmasına dikkat ediyorum.

Şiir yazmak isteyenlere tavsiyeleriniz?

Önce okumak. Şiir, öykü ve diğer yazım türlerini hiç ayrım yapmadan okumak. Eğer insanın içinde varsa mutlaka iyi ve güzel olan ortaya çıkacaktır.

Eklemek istedikleriniz?

Gazetelerin ve televizyonların edebiyat ve sanata yeterince yer verdiğini düşünmüyorum. Ancak magazin olunca iş değişiyor. Bu nedenle size katkınız için teşekkür ederim.

Ahmet Zeki Yeşil kimdir?

İzmir Buca Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümü mezunu olan yazar, yazılarını yazmaya İzmir'de, mizah öyküleri ile başladı. Ülkemizin çeşitli yerlerinde çalışan yazar, 90'lı yıllarda yurtdışında bulunması nedeniyle yazılarını yazmaya bir süre ara verdi. Şu an Ankara'da yaşayan yazarın şiirleri ve öyküleri çeşitli dergilerde yayınlanmaktadır.

VE İZMİR

Çay ve çıtır gevrek ve tulum peyniri

Ve sen ve de İzmir nasıl unuturum seni?

Sokakları deniz ve kız kokan şehrim

Victor Hugo'nun benzettiği kadar varsın

Mavi gözlü prensesim.

Şimdi…

Şevkimiz bir meşkimiz bir

Kemeraltı'nda şarkılarımız çalınıp söylenir.

Havra Sokağı'nda görülme ihtimalin varmış gibi

Kaybolursun bak! Tut elimi.

Kordonboyu'na sıfır olan gözleri

Baktığın her yer bir yeşilliğin ortası palmiyeler

İmbat ve martılar içimi cız ettiren zeybek havası

Saat Kulesi'nde duran zaman

Alsancak-Karşıyaka vapurundaki ilk sigaram

Hepsi sensin efsun sevgili.

Sanki…

Dünyaya seninle gelmişim zaman beş bin yıl öncesi

Ne çok özlemişim varyant'tan Konak'a bıraksan kendini

Saçların yarışır rüzgarda ve denize çıkan her yolda

Dario Moreno bekler bizi bu gün gibi.