Sayfa Yükleniyor...
Son Talika, Okyanusun Şarkısı, Suyun Öteki Yakası ve Mordoğan Mor Mehmet romanlarıyla beğeni toplayan yazar Sabriye Cemboluk ile son kitabı “Edirne Kırmızısı” üzerine konuştuk
Almanya’nın Karlshure şehrinde yaşamına devam eden Yazar Sabriye Cemboluk ile yazarlık serüveni ve son kitabı “Edirne Kırmızısı” üzerine konuştuk. Son Talika, Okyanusun Şarkısı, Suyun Öteki Yakası ve Mordoğan Mor Mehmet kitaplarıyla edebiyat dünyasında beğeni toplayan Cemboluk son kitabı için, “Okurken bilenler için güzel bir Edirne gezisi, bilmeyenler için, gezmek ve görmek istenilen bir şehir duygusu uyandıracaktır” ifadesini kullandı. Yazar, röportajımızda üç yeni dosya üzerinde çalıştığını müjdeleyerek bu eserlerinde kısa bir süre içinde raflarda yerini alacağını söyledi.
Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?
1948 tarihinde İstanbul’da doğdum. 1958 yılında ailemin memleketi olan Edirne’ye gittik. Çocukluğum ve ilk gençliğim orada geçti. Daha sonra yatılı olarak Bolu Kız Öğretmen Okuluna gittim. 1966 yılında öğretmen olan eşimle birlikte iki yıl Siirt ilinin Billoris köyünde yaşadık. Ardından bir yıl Amasya ile Adapazarı’nın Fındıklı kantar ve İkizce- Osmaniye köyleri geldi. 1975 yılında İsviçre’ye, 1976 yılında Almanya’nın Karsruhe şehrine geldik. Almanca öğrenme çabalarının ardından çeşitli işlerde çalıştım. Başta Milliyet Gazetesi olmak üzere birçok gazete ve dergide haber, roportaj, sohbet ve köşe yazıları yazdım. Emekli olduktan sonra tiyatro oyunları, skeçler ve öykülere önem verdim. Oyunlarım Almanca ve Türkçe olarak sahnelendi. Öykülerim Almanya’nın Türkçe Köln radyosunda, TRT’de ve Balkanların Sesi radyolarında seslendirildi. Bir hikayem Alman Luft Küsse Antolojisi’ne giren tek yabancı öykü oldu. Adını hatırlayamadığım kadar çok dergi ve gazete de çeşitli yazılarım yayınlandı. Yazın hayatım henüz 15 yaşındayken, Bolu da basılan Bolu Sesimiz Gazetesi’nde bir yazımın çıkmasıyla başladı. 2008 yılından beri roman ve hikaye yazıyorum. 2016 Son Talika, 2017- Okyanusun Şarkısı, 2018 Suyun Öte Yakası Hikayeler, 2019 Mordoğan Mor Mehmet ve 2021 Edirne Kırmızısı. Evliyim dört çocuk annesi ve iki torun büyükannesiyim.
Hayatınızda en fazla iz bırakan olay nedir?
Düşündüğüm zaman hayatımda iz bırakan olayların birden fazla olduğunu görüyorum. Her şeyden önce çok küçük yaşlardan itibaren bir göç halinde olmak, sürekli yeni yerler ve yeni kültürler, yeni insan çeşitlilikleri ile karşılaşmak, bu günkü hayatıma izlerini bırakmıştır.
Yazar olma yolundaki hikayeniz nedir?
Yazar olma yolundaki hikayem çok erken yaşlarda başladı. Dedem İbrahim Efendi çok okuyan bir insandı. Bana kadın yazarların ve şairlerin eserlerin getirip okur, bak analar neler doğuruyor? Ne güzel yazmış, diyerek beni özendirirdi. Galiba ben de bunların etkisi ile yazar olmak istemişimdir. Açıkça gazete, dergi ve kitaplarda adı olan, yazıları bulunan kadınlara özenirdim. Bir de ailedeki Habibe Hanım faktörü var. Büyük teyzem, anneannemin ablası. Kadınların isimleri ile gazetelerde yazmadığı bir dönemde, erkek adı ile yazılar yazarak, düzene kafa tutmuştur. Benim için muhteşem bir rol model olduğuna inanıyorum.
Bugüne kadar hangi gazete, dergi ve sosyal mecralarda eserleriniz yer aldı?
Kitaplarım Edirne de bulunan Ceren Yayınevi tarafından yayınlanıyor. Başta Edirne ve Trakya’daki pek çok gazete, televizyon olmak üzere çeşitli dergi ve gazetelerde röportajlarım, kitap tanıtımlarım yayınlanıyor. Almanya da yaşadığım için ne yazık ki bazı konularda yeterince aktif olamıyorum. Ana akım medya kuruluşlarında bazı haberler çıksa da sanıyorum yeterli olmuyor. Yedi yıldır sosyal medyada aktif olarak bulundum ve yakın zamana kadar her gün bir güncel yazı veya küçük hikayeler yazdım. Okuyucularımdan gelen güzel geri dönüşleri de burada paylaştım.
Son olarak kaleme aldığınız ve edebiyat dünyasında ses getiren kitabınız “Edirne Kırmızısı”nden söz eder misiniz?
Son kitabım “Edirne Kırmızısı” kurgusal bir tarihi romandır. Sentetik boyaların henüz bilinmediği 1700’lü yıllarda, Padişah 4. Avcı Mehmet ve onun Gözdesi Rabia Gülnuş Hatun zamanında hayata geçmiştir. Edirne de yaşayan iki Çingene boyacı kardeşin, Rabia Gülnuş Sultan’ın isteği ile uzun uğraşlardan sonra hayata geçirdiği, kök boya ile elde edilmiş muhteşem ve eşşiz bir kırmızı renktir. Dünyanın tekstil boyacılığında bilinen Hint Kırmızısı ve İngiliz Kırmızısı renklerini tahtından indirmiştir. Ancak o dönemde dokuma yapacak fabrikalarımız henüz yoktur ve üretilen kumaşların Osmanlı topraklarının dışına çıkarılması yasaklanmıştır. O nedenle özellikle Fransa, İngiltere ve Hindistan’dan gelen casuslar, Edirne de uzun yıllar faaliyet göstererek bu rengi kendi ülkelerine götürmeye çalışmışlardır. Kitaptaki gerçek tarihi mekanlar ve semtler aynı adlarla bu gün hala Edirne şehrinde ayakta durmaktadır. Başta Selimiye, Üç Şerefeli, Eski Cami ve Kanuni Sultan Süleyman’ın damadı Rüstem Paşa tarafından yapılmış olan Rüstem Paşa Hanı, köprüler, Sarayiçi gibi yerler dimdik ayaktadır. Okurken bilenler için güzel bir Edirne gezisi, bilmeyenler için, gezmek ve görmek istenilen bir şehir duygusu uyandıracaktır.
Şu anda neler yapmaktasınız sizden yakın zamanda yeni bir eser görecek miyiz?
Şu anda elimde üç tane işim var. Önce “Edirne’nin Ardı Bayler” İsimli bir proje için, aynı adla bir öykü yazıyorum. Sonra yazmakta olduğum Billoris isimli, belgesel tadında bir anı romanım var. Bir de yedi yıldır “Facebook Mahallesi” başlığı altında yazdığım günlük yazılarım ile gene aynı başlıkla yazdığım kısa hikayelerden bir seçki var. Sanıyorum yaz kitabı olarak ilk önce o hayata geçecek.
Son olarak neler söylemek istersiniz?
Son olarak söylemek istediklerim daha çok gençlerimize yönelik olacak. Benim okuyucu kitlem 14 yaşında başlıyor. Birçok okul öğrencileri ile Zoom üzerinden programlara katılıyorum. Okullardan aldığım davetler beni mutlu ediyor. Bu arada yazma hevesi ve dürtüleri olan tüm gençlerimiz hemen başlasınlar. İlk yapılan işler mükemmel olmak zorunda değildir. Ustalaşmak için, deneyim gerekir. Yazmaya başlamadan önce, benim yaptığım gibi konularına en iyi şekilde hakim olabilmeleri için mutlara bir bilgilenme ve hazırlık süresi geçirsinler.
Haber Merkezi