Sayfa Yükleniyor...
Patikatrek ve İzmir Fotoğraf Akademisi doğada yürüyüşleri ve fotoğraf gezileriyle profesyonel olmak isteyen, çevreye duyarlı insanları bekliyor
ANIL YIKGEÇ
Alsancakta yer alan Patikatrek Doğa Spor Eğitim Merkezi doğa yürüyüşlerini biraz daha profesyonel hale getirerek çevre duyarlılığını arttırmaya çalışıyor. Patikatrekin içinden doğan İzmir Fotoğraf Akademisi ise fotoğraf çekmek için gezerek dünyaya farklı bir gözle bakmanızı sağlıyor. Tamamen kişisel merakları sayesinde iki oluşumu da kuran Zeynel Aydının, amacı ticari bir kaygı ya da beklenti olmadan sadece doğada gezmek ve yaşamı görmekti. Bu amacı paylaşanlarla ortak hareket ederek doğa ve fotoğraf eğitimlerini daha profesyonel hale getirdiler.
AMACIMIZ DOĞADA GEZMEK VE YAŞAMI GÖRMEK
İzmire yerleştiğinden beri kentin etrafıyla ilgili araştırmalar yapmaya başlayan Zeynel Aydın, İzmirin dağlarında gezerek fotoğraf çekiyordu. Doğa fotoğrafçılığının kendisini doğada gezmeye yönelttiğini belirten Aydın, İzmirin çevresini gezerken doğasıyla tanıştım. Doğa fotoğrafçılığı beni doğada gezmeye yöneltti. Uzun zaman boyunca İzmirin etrafındaki dağları tek başıma gezdim. O geziler sırasında İzmirin dağcılık, doğa sporları ile ilgilenen gruplarla tanıştım. Sonra bazılarının içinde yer aldım. Fakat bizim ülkemizde sivil toplum kuruluşlarının çalışma mantalitesine uyamadım. Sanıyorum fotoğrafçı yönümden kaynaklanıyor. Çünkü bir iş yapılacaksa zamanında yapılmasından yanayım. Fotoğraf çekerken o anı yakalayamazsanız fotoğraf kaçar. Sivil toplum kuruluşlarındaki ağır işleyiş bana uygun gelmedi. Doğa gezilerime eşim, yakın arkadaşlarımla devam ederken büyümeye başladık ve bir grup oluşturduk. Grubumuzun ismini de patika ve trekking kelimelerini birleştirerek Patikatrek koyduk. Grubun web sayfasını yaptık. Başlangıçta web sayfasının amacı, bilgilerimizi paylaşmaktı. Doğada seyahat edeceklere, tırmanış yapacaklara yardımcı olmaktı. Bir süre sonra trekking, kanyoning gibi bölümlere ayrıldık. Seyahat acentelerinden doğada rehberlik yapmamız için teklifler geldi. Bir süre onlara da rehberlik yaptık. Şelaleleri gezerken kanyonları bulduk, fotoğrafladık. Ama hepsi farklı dallar ve profesyonel işler. Kadrolaşmak gerekiyordu. Biz sadece yeterli olduğumuz alanlarda çalışmalar yürüttük. Kuruluş amacımızda ticari bir kaygı ya da beklenti yok. Amacımız sadece doğada gezmek ve yaşamı görmekti. Web sitemizde çok ilgi uyandırınca adı sanı var ama yeri yurdu olmayan merdivenaltı bir yapı gibi gözükmemek için kurumsallaştık. Patikatrek Doğa Sporları olarak vergi mükellefi olduk ve ticari sicil kaydımız oldu. Ticaret Odasına kayıtlı bir işletme olduk. İşletme olduk ama işleyiş mantığı aynı amatör ruhla devam ediyor dedi.
SIKI BİR EĞİTİM PROGRAMI VAR
Şehirde yaşayan insanlarla köy hayatını buluşturmak istediklerini söyleyen Aydın, Hep hayalimde insanların ekolojik yapıdan uzaklaşmaması, doğal ortamda yaşamaları için köylerdeki çiftliklerdekine benzer yapılanma vardı. Bunu çiftlik evleri adı altında web sayfamıza taşıdık. Gezdiğimiz köylerde bazı evlerde böyle oluşumlar oldu. Gezilerimiz sırasında köy evlerinde misafir oluyorduk. Böylece köy hayatını yaşayarak öğreniyorduk. Ama birkaç yıl sonra o evler pansiyonculuğa başladı. Bizim projemizde yarım kalmış oldu ifadelerini kullandı.
Patikatrekin kurucusu olan Zeynel Aydın, doğa eğitimlerini nasıl verdiklerini anlattı:
Patikatrekte ben dahil birkaç arkadaşım daha eğitim veriyor. Doğa sporlarıyla ilgili doğada seyahat, doğada yön bulma, barınma, beslenme ve doğaya çıkacak bir insanın ihtiyaç duyabileceği temel bilgileri anlatacak bir eğitim programı oluşturduk. Doğa nedir? Doğada neler yapılır, neler yapılmaz? Doğada seyahate hazırlık, yaşam, yön bulma ilk yardıma varıncaya kadar bir dizi eğitim programı ortaya çıktı. Buraya bir yıllık üye olanlar bu eğitimlere katılabiliyor. 40 yıllık bir fotoğrafçılık geçmişim var. Eğitim programına bir de fotoğrafçılık eğitimini de ekledik. Dijital fotoğrafçılığın hayatımıza girmesiyle birlikte fotoğraf çekmeye ilgi, doğa sporlarına ilgiden daha fazla olmaya başladı. İki eğitim ayrı ayrı ilerlediği gibi bazen de birlikte gidiyor. Bize başvuran herkesi kabul etmiyoruz. O yüzden buraya gelenleri önce bir bilgilendirme toplantısına alıyoruz. Karşılıklı birbirimizi tanımamız ve hangi etkinliklere katılacağınızı belirlemek gerekiyor. Bütün bunların sonunda karar veriyoruz. Misafir olarak bir hafta gelip deneyebiliyorsunuz. İlginizi çekerse bir dahaki sefere gelmek için üye olup eğitim çalışmalarına katılmaları gerekiyor. Doğa ile ilgili eğitim 2 ay sürüyor ve her pazar yürüyüşe gidip öğrenilenler uygulanıyor. Böylece yaşayarak bu bilgileri öğreniyorlar. Doğada güven içinde bilinçli ve konforlu bir şekilde hareket etmelerine yardımcı oluyoruz. Doğada yürümek için temel bilgileri öğrendikten sonra isteyenleri dağa tırmanışlarını ve kamp yapmayı öğretiyoruz. Şehre yakın belirlediğimiz bölgelerde 200-300 metre rakımlı yerlerde kamp kuruyoruz. Kampta çadır, uyku tulumuyla tanışıp bir gece doğada kalıyorsunuz. Yemeğinizi kendiniz yapıyorsunuz, suyunuzu kendiniz taşıyorsunuz, çadırınızın düzeninden sorumlu oluyorsunuz gibi doğada barınmayı öğreniyorsunuz. Ayrıca biz grup içinde 2li 3lü gruplar oluşturuyoruz, görevler veriyoruz. Böylece takım çalışmasını öğreniyorlar. Orada gözlem yapıyoruz ve kim görevini yapıyor, kim hangi çalışmaya daha uygun, kimin liderlik vasıfları var onu belirliyoruz. Bir sonraki aşamalarda bunlara göre değerlendirme yapıp kadroları oluşturuyoruz. Her kamp bir öncekinden daha zor oluyor ve farklı bir eğitim alınıyor.
EGOLARIN ÖNE ÇIKMAMASI GEREKİYOR
En fazla 20-25 kişi yürüyüşe gidiyoruz. Bunlardan 15 tanesi üyelerimizdir. 2 ya da 3 kişi misafir alırız. 3 tane de öğrenci kontenjanımız vardır. Velisinden izin aldıysa o öğrencileri koşulsuz şartsız yürüyüşlerimize alırız. Bizim içimizde 14-15 tane genç arkadaşımız var. Gelecek onlarda. Buralara onlara sahip çıkacak. Önümüzdeki günlerde Kaçkarlar Dağlarına toplamda 85 kilometre yürüyeceğimiz 9 günlük bir kamp yapacağız. Bu kampa bugün isteyen ya da bir ay önce isteyen katılamaz. Çünkü bu kampın kadrosu bütün yıl boyunca beraberce uyum kamplarına katıldı. Görev paylaşımı yapıldı. Ekipte kimin, hangi nitelikleri olduğunu biliyoruz. Bu eğitimlerden ve uyum kamplarından geçilmeden bu etkinliğe katılınamıyor. Kişi adım adım bu etkinliğe hazırlanıyor. Bu etkinliklerde güvenlik bizim için çok önemli. Özellikle egolarımızın öne çıkmaması gerekiyor. Ekibin bir lideri mutlaka olmalı ve herkes sorgusuz sualsiz onu dinlemeli.
İzmirdeki doğa kulüplerinden farklı olduklarını iddia eden Aydın, Şunu iddialı bir şekilde söyleyebilirim ki; bizden daha eski olan kulüplere nazaran doğa yürüyüşlerinin ilklerini oluşturduk. Biz diğer kulüplere nazaran ekstrem, uç noktalarda kalıyoruz. Bizimle bu faaliyetlerde yer alacak insanların hazırlanması gerekiyor. O da eğitimlerimiz sırasında oluşuyor. Oluşturduğumuz gruplara görevler veriyoruz. Beraber gezin, Alsancakta gece çıkın gibi görevler veriyoruz. Eylül ayında yeni eğitimlerimize başlayacağız. Ekimde de pazar yürüyüşlerini başlayacağız. Sadece üyelere açığız. Dışarıdan katılım kabul etmiyoruz. Sadece bizimle önceden görüşürse bir kereye mahsus yürüyüşe katılmasına izin veriyoruz. Ve o kişiyi de iki profesyonel arkadaşımız kontrol eder. Biz hiçbir zaman kalabalık gruplar halinde yürüyüş yapmıyoruz. Biz spor ve eğitsel amaçlı doğa yürüyüşü yaptığımız için Bizimle gelemezsiniz diyebiliyoruz. Bizimle gelebilmek için bazı koşullar var onlara uymanız gerekiyor şeklinde konuştu.
İZMİR FOTOĞRAF AKADEMİSİ KENDİ KENDİNİ YARATTI
Patikaterkin içinden İzmir Fotoğraf Akademisinin doğarak yeni bir oluşum haline geldiğini de orada da profesyonel olarak devam ettiklerini söyleyen Aydın, İzmir Fotoğraf Akademisi, 2008 yılında Patikaterkten beş yıl sonra kuruldu. Fotoğrafın sadece teknik bileşenlerini değil, fotoğraf nedir, fotoğraf kültürü nediri de öğretiyoruz. Benim doğaya çıkmama vesile olan fotoğraf çekmekti. Ben fotoğraf makinasının peşinden gittim. Doğada gezerken fotoğraf çektiğim için fotoğrafçılık alanında da bir gruplaşma oldu. Patikatrek gibi İzmir Fotoğraf Akademisi de kendi kendini yarattı. Fotoğraf eğitimlerimiz var. Dokuz Eylül ve Ege Ünivesitesinden hocalardan destek alıyoruz. Her dönem sonu da sergilerimiz oluyor. Fotoğrafçılık daha geniş olduğu için, sadece doğada değil, birçok yerde ve konuda fotoğraf çekmeye başladık. Çocuk, meslek, köyler gibi birçok konuda projeler hazırladık. Üyelerimizle proje çalışmalarımız devam ediyor. İzmir Fotoğraf Akademisi, Patikatrekin içinde geldi fakat ayrı bir oluşum. Birbiriyle paslaşan, yardımlaşan oluşumlar. İkisinin de ekipleri ve uygulamaları farklı dedi.
EN BÜYÜK SORUN İLETİŞİMSİZLİK
Fotoğraf çekmenin ve fotoğraf gezilerinin son zamanlarda çok ilgi gördüğünü belirten Aydın, konu hakkındaki düşüncelerini şöyle anlattı: Son günlerde fotoğraf gezileri moda olmaya başladı. Ama biz onu da alt üst ettik. Fotoğraf gezileri olmaz, fotoğraf çekmek için gezilir. Bir köye gittiğiniz zaman ne çekeceğinizi bilmeniz lazım. Siz oraya gittiğinizde mimari, meslek, doğa mı ne çekeceğinizi bilmeniz gerekir. Ve fotoğraf çekileceğinden haberdar olan insanlar sizi orada bekler. Biz örneğin el yapımı semer yapan biriyle önceden gidip konuşuruz. O bilir ki biz onu çalışırken fotoğraflamaya geleceğiz. Gittiğimiz yerlerdeki insanlarla konuşmak da ufkunuzu genişletiyor. Son zamanlarda en büyük sorunlarımızdan biri bence iletişimsizlik. İnsanlara unuttukları şeyleri hatırlatmanın bahanesi fotoğraf. 4-5 yaşındaki bir çocuğun fotoğrafını çekiyorsunuz. Yıllar sonra aynı yere giderken fotoğrafı götürüyorsunuz ve anıları paylaşıyorsunuz. Onlarla sohbet ediyorsunuz. O çocukların büyüdüğünüzü görüyorsunuz.
ÇEVRE İÇİN FARKINDALIK YARATMAYA ÇALIŞIYORUZ
Profesyonel dağ yürüyüşleri konusunda çok deneyimli olduklarına dikkat çeken Aydın, Biz birçok insanın yapmaya imrendiği yerleri gezdik. Karadeniz Bölgesinde Kaçkar Dağları neredeyse bizden sorulur hal aldı. Oralarda birçok yeni rotalar açtık, bu rotalar seyahat acentaları tarafından kullanmaya başladı. Diğer gruplar da yürümeye başladı. Rotalar çok kullanılmaya başlandıkça yol üzerinde pansiyonlar açılmaya başlandı. İyi-kötü var olan pansiyonlar kendini düzeltti. Bizim arkamızdan ticari mantaliteyle bakanlar geldi, bir nevi istihdam yaratılmasına bile sebep olduk. 2008 yılında birçok insanın hayal ettiği, beş kişilik grupla Kaçkar Dağların Ovit Yaylasından başlayarak Ayder Yaylasına kadara batıdan doğuya doğru 20 kilometrelik bir rota üzerinde 9 tane 3 bin metrelik geçidi aşarak 6 günde tamamladık. Bu mesafeyi şehirde yürüyebilirsiniz fakat o yükseklikte, çantanızda bir haftalık yiyecek, çadır vb. malzemeleriniz varken yapmak çok farklı bir şey. Daha sonra ise diğer rotaları gezdik ve zaman zaman yeni patikalar açtık, yol gösterici babaları yeniledik. 15 yıldır dağ yürüyüşleri yapıyorum. Bugün, daha önce gittiğim rotaları gittiğimde değişen doğal çevreyi, yeni yapıları, yeni insanları gördüğümde üzülüyorum ve keşke buraları yazmasaydık, insanlara anlatmasaydık da buraları kimse bilmeseydi. Çevreyi sözde seven ve bu kadar da hor kullanan başka bir millet yoktur herhalde. Coğrafi olarak çok zengin bir doğaya sahip olduğumuz için belki de yoksunluğunun farkına varamıyoruz. Biz çevre için farkındalık yaratmaya da çalışıyoruz diye konuştu.
Haber Merkezi